SAFRA KESESİ TAŞI NE GİBİ ŞİKAYETLERE YOL AÇAR?
Genel cerrahi bölümünden, Prof. Dr. Sümer Yamaner. safra kesesi taşı herhangi bir şikayete yol açmayacağı gibi çok şiddetli akut ağrılarla acil ameliyat gerektirebilecek klinik tablolara kadar farklı şekillerde kendini göstereceğine dikkat çekiyor;
Taş safra kesesinin boynuna sıkışıp safra kesesinin boşalmasını engelleyebilir. Bu durumda kasılan safra kesesi içindeki basınç artarak bizim visseral ağrı dediğimiz iç organ ağrısına yol açar. Bu ağrı göbekle göğüs kafesi arasındaki bölümde ve ortada hissedilir. Hastalar sıklıkla "gazları olduğunu" ya da "midelerinin ağrıdığını" söylerler. Bu ağrı şiddetli olduğunda buna "biliyer kolik" ya da "safra kesesi koliği" deriz. Safra keseindeki gerilme çok artar da kan dolaşımı bozulmaya başlarsa artık safra kesesi duvarında iltihaplanma başlayabilir. Bu durumda ağrı karnın sağ üst kesiminde, sıklıkla da sırta vurur tarzdadır. Nefes alırken batma olabilir ve ağrı artar. Artık "akut kolesistit"'ten söz edebiliriz.
Şikayete yol açan safra kesesi taşları varlığında, hastanın ameliyata mani olacak özel bir durumu yoksa cerrahi girişimle safra kesesi taşlarla birlikte çıkarılmalıdır. Ameliyata engel olacak çok ciddi bir sağlık sorunu varsa, bilgisayarlı tomografi veya ultrasonografi kılavuzluğunda safra kesesine ince bir tüp yerleştirilip safra boşaltılarak (kolesistostomi) geçici de olsa bir iyileşme sağlanabilir.
ŞİKAYETE YOL AÇMAYAN TAŞLAR SÖZ KONUSU İSE NE YAPILMALI?
Bu oldukça tartışmalı bir konu. Ancak aslında çok net kriterlerimiz olduğu söylenebilir. Öncelikle gerçekten herhangi bir şikayete yol açmadığından emin olunmalıdır. Bu hastanın öyküsünün derinleştirilmesi ile sağlanır. Çünkü öykü derinleştirildiğinde aslında hastada özellikle yemek sonraları karında gaz hissi olduğu ortaya konulabilir. Hastanın "gaz" dediği şey birçok durumda bizim "iç organ ağrısı" olarak tanımladığımız durumdur. İyi bir anamneze (sorgulama) rağmen gerçekten hiçbir. Temel kural olarak, genel tıbbi durumu iyice değerlendirildiğinde, 20 yıl ve üzerinde yaşam süresi beklentisi olan insanlarda safra kesesi taşı şikayete yol açmasa bile ameliyat önerilmelidir. Bunun dışında şeker hastalarında da ameliyat önerilmelidir çünkü şeker hastaları akut kolesistit olduğunda normal şahıslardan çok daha az ağrı hissederler ama enfeksiyon çok daha hızlı yayılır ve safra kesesi delinerek çok ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Safra kesesinde çok küçük (3 mm'den küçük) taşların varlığı da bir ameliyat sebebidir zira bu taşlar bazen ana safra kanalına geçerek sarılık ve safra kanalı iltihabına (kolanjit) yol açabilirler. Kolanjit ölüm riski bile taşıyabilen bir durumdur.
SAFRA KESESİ TAMAMEN Mİ ALINIYOR YOKSA SADECE TAŞLAR MI ALINIYOR? AMELİYAT İÇİN NE TÜR YÖNTEMLER VAR?
Tedavinin tek yolu safra kesesini taşlarla birlikte çıkarmaktır. Bu ameliyat bugün standart olarak laparoskopik yani kapalı yöntemle yapılmaktadır. Teknolojik gelişmeler sonucu tek delikten laparoskopi ve robotik ameliyatlar da yapılabilmektedir. Ancak her kapalı ameliyatta açığa geçiş riski mevcuttur. Bu riskin genel olarak % 5'in altında olduğu söylenebilir. Bu risk erkek hastalarda, daha önce karın ameliyatı geçirmiş kişilerde ve acil ameliyatlarda daha yüksektir. Açık ameliyata geçilmesi daha büyük bir yara, ameliyat sonrası daha geç derlenme, yara enfeksiyonu ve fıtığı gibi riskleri de beraberinde getirmektedir.
AMELİYAT LAPAROSKOPİK OLURSA NE KADAR ZAMANDA AYAĞA KALKARIM, KAÇ GÜNDE İŞİME DÖNERİM?
Komplikasyonsuz bir ameliyat sonrası ameliyat akşamı hastalar ayağa kaldırılır, ertesi gün taburcu edilir ve yaklaşık bir hafta içinde işlerine ve günlük yaşamlarına geri dönerler.
AMELİYATTAN SONRA GIDA KISITLAMALARI OLACAK MI?
Hayır! Yağlı yememek, yumurta yememek gibi uygulamaların tarihsel anlamı dışında bir yeri yok. Kişi genel sağlık durumuna göre ameliyattan önce nasıl besleniyorsa ameliyattan sonra da öyle beslenmeye devam edecektir.