Omuriliği, tüm şehre elektrik veren sistemin ana kablosuna benzeten Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Alper Kaya, omurilik tümörlerinin ameliyatla tedavi edilmesinin önemini anlattı…
VÜCUDU KONTROL EDER
Omurilik tümörleri; omurilik zarıyla omurilik arasında oluşan, çok nadir görülen tümörlerdir. Tümörlerin bazıları omuriliğin içerisinde, bazıları ise omurilik zarının üzerinde meydana gelir. Omurilikte, orta yaşta görülen tümörler genelde iyi huylu tümörlerdir ancak çocuklarda görülen omurilik tümörlerinin kötü huylu olma ihtimali daha yüksektir.
Omuriliğin içerisinde iyi veya kötü huylu bir kitle olması, insan hayatına çok ağır zarar verebilecek bir durumdur. Çünkü omurilik, bütün vücudu kontrol eden elektrik sisteminin ana kablosu gibidir. Şehre gelen bir elektrik akımı gibi düşünün omuriliği. Omurilik zarar görürse, bütün şehir karanlık altında kalır.
ERKEN TANI KOYMAK ZORDUR
Omurilik tümörleri her yaşta görülebilir. Yaşlı ve çocuklarda, hatta anne karnındaki bebekte de tespit ettiğimiz tümörler olabiliyor. Omurilik tümörleri; çocuk ve orta yaş grubunda biraz daha sık, yaşlılarda daha nadir görülen bir hastalıktır. 20 aylık bebeğe dahi, tümör ameliyatı yaptığımız oldu.
Santral sinir sisteminde de, omurilik tümörlerinde de tümörü çok küçükken yakalamak kolay olmuyor. Tümör birkaç milimetreyken hiçbir belirti vermiyor. Tesadüfen bir MR çekilmesi gerekiyor ki tümör fark edilebilsin. Birkaç milimetrelik bir omurilik tümörüne de hiçbir cerrahi müdahale yapılamıyor.
Omurilik tümörleri genellikle kollarda ve bacaklarda uyuşma, boyunda şiddetli ağrı gibi şikayetlerle kendini gösterir. Çocuklarda ise omurilik tümörleri, çok şiddetli sırt ağrısıyla belirti verir. Şikayeti varsa hastaya mutlaka MR çektirilmelidir.
Tümör dediğiniz şey aslında kanserdir ve bunların oluşma nedenlerini belirleyemiyoruz. Zaten belirleyebilsek kanserin yüzde 100 çözümü olacak. İyi huylu da olsa, kötü huylu da olsa tüm kanserlerde, tümör vücuttan ne kadar uzaklaştırılabilirse o kadar etkili bir tedavi oluyor.
Cerrahi yöntemler ile tümör vücuttan uzaklaştırıldıktan sonra uygulanacak tedavi; dışarıdan ilaç tedavisi ve ışın tedavisidir. Başka bir tedavi metodu yoktur.
Bu yüzden tümör kitlesi ne kadar küçükse veya ne kadar yok olmuşsa, kemoterapi ve radyoterapinin etkisi de bir o kadar faydalı ve değerli olacaktır. Ama hâlâ içeride kocaman bir tümör var ve siz dışarıdan ışınla dövüyorsanız, kemoterapiyle onu yok etmeye çalışıyorsanız; kabul edersiniz ki böyle bir tedavinin işi daha zordur.
Dolayısıyla hâlâ günümüzde, özellikle santral sinir sistemi tümörlerinde yani omurilik tümörlerinde veya beyin tümörlerinde en önemli şey, cerrahi ile onu ne kadar yok edebildiğinizdir.
Omurilik tümörü ameliyatı gerçekleştirilirken, tümörün vücuttan çıkarılması kadar, ameliyatın hastaya hasar verip vermeyeceğinin de hesap edilmesi gerekir.
YANLIŞ İNTERNET KULLANIMI TEDAVİYİ ZORLAŞTIRIYOR
Hastalar , hastalıklarının ismini internetten aratmaya başladıkları anda çok yoğun bir bilgi kirliliğine maruz kalıyorlar. İnternette milyonlarca doküman var. Hastalar bilginin hangisi doğru, hangisi yanlış anlamadan, hekimin karşısına çıkabiliyorlar. Bizler hekim olarak; hem hastayı tedavi etmek, hem de bu yanlış anlamanın verdiği ruhsal problemle savaşmak durumunda kalıyoruz. Hastanın ve hasta yakınlarının bu tutumu hekimi en çok yoran kısım oluyor. Bizler için en kolay kısım, ameliyatın yapılması oluyor. Çünkü ameliyatı mükemmel yapabilirsiniz ama hastanın zihninde oluşan yanlış anlamayı düzeltmek çok zor. İnternetten okudukları yüzünden tedaviyi reddedenler dahi oluyor.
?NÖROMONİTÖRİZASYON İLE AMELİYATTAYKEN SİNİRLERİ TAKİP EDERİZ
Ameliyatı, hastaya zarar vermeden yapmak için birtakım teknolojik imkanlar da var. Bunlardan en önemlisi; nöromonitörizasyon. Nöromonitörizasyon sayesinde ameliyat esnasında sürekli olarak sinir ileti hızlarının ölçümü yapılabiliyor. Ameliyatta, omuriliğin içerisinde çalışırken hastanın kollarına, bacaklarına ve bütün sinirlerinin ulaştığı yerlere bağlanmış elektrotlarla, beyinden gelen uyarıların oraya ulaşıp ulaşmadığı sürekli olarak kontrol ediliyor. Bütün bu omurilik ameliyatlarında nöromonitörizasyon yöntemini mutlaka kullanıyoruz. Bu sayede ameliyat esnasında sinirlerde bir hassasiyet olduğunda anında uyarı geliyor ve daha dikkatli davranıyoruz. Bu yöntemi kullanmadığınızda bir nevi körsünüz. Tümörü alıp çıkarıyorsunuz ama ne olup bittiğini ancak ameliyattan sonra görebiliyorsunuz. Dolayısıyla bu yöntemin uygulanmadığı ameliyatlarda risk daha fazladır.
'SADECE IŞIN TEDAVİSİYLE HASTALIĞIMDAN KURTULACAĞIM' DEMEK DOĞRU OLMAYABİLİR
Gama Knife, yani odaklı ışın tedavisi çok küçük boyutlu tümörlerin dışında büyük tümörlerin tedavisinde kesin çözüm değildir. Verilen ışın, tümörü etkisiz hale getirse dahi birkaç yıl sonra tekrar büyüme yapmayacağı veya vücuda zarar vermeyeceği garantisini vermiyor. O nedenle 2-3 cm'lik tümörlerin dışındaki büyük tümörlerin tamamında cerrahi ameliyatla tümörün tamamen çıkarılıp temizlenmesi en doğru çözümdür. Tümör çıkarıldıktan sonra kemoterapi, radyoterapi veya Gama Knife tedavisi en uygun olanıdır. Yani 'Ameliyat olmayacağım, sadece ışın tedavisiyle hastalığımdan kurtulacağım' demek doğru olmayabilir. Tümörün boyutu büyük ise cerrahi müdahaleden kaçmak, geri dönüşü zor sonuçlara yol açabilir.