Gebelik toplamda dokuz aylık bir süreci kapsamakta ve genel olarak üçer aylık dönemlere ayrılmaktadır. Gebelikte ilk üç ay bebeğin organlarının oluştuğu dönem ve ikinci üç ay organ gelişiminin devam ettiği ve büyümenin olduğu dönem, son üç ay ise bebeği büyümesinin ve kilo almasının belirgin olduğu dönemdir.
Ultrasonografi, ses dalgalarının kullanılarak görüntüleme yapılmasına olanak sağlayan bir tetkik olup gebelik takibinin vazgeçilmez bir aracıdır. Çünkü anne karnındaki bebeğin (fetus) muayenesi ultrasonografi ile yapılmaktadır. Ultrasonografi ile fetus muayenesinde; bebek sayısı (çoğul gebelikleri saptamak; ikiz gebelik gibi), kalp atışı varlığı (bebeğin canlılığının ispatı), bebeğin suyunun yeterliliği, bebeğin eşinin (plasenta) yeri ve yapılsının görüntülenmesi yanında bebeğin büyüklüğü (kilosu) ve anatomisi (organ gelişimi) değerlendirilmektedir. Fetusun ultrasonografi ile muayenesi gebeliğin her üç döneminde de yapılmakla birlikte; bazı özellikli muayene değerlendirmeleri belli gebelik dönemlerinde yapılmaktadır. Buna örnek vermek gerekirse; gebeliğin ikinci döneminde (18-23 hafta) yapılan fetus muayenesi (halk arasında ayrıntılı veya ikinci düzey ultrason olarak bilinir). Bu muayenede, fetusun tüm sistemleri (organları) ultrasonografi ile muayene edilmektedir. Fetusun bu muayenesi fetusta olan yapısal anomalilerin yaklaşık %60-80 oranında saptanmasına olanak sağlar.
Teknolojinin ilerlemesi ile çözünülürlüğü daha yüksek ultrason cihazlarının gelişmesi ve fetus ile ilgili tıbbi bilgilerin gelişmesi fetusun anatomik muayenesinin daha erken gebelik haftalarına çekilmesine olanak sağlamıştır.
Gebeliğin ilk üç ayında yapılan ultrasonografi ile kromozom bozukluklarının tarandığı ikili tarama testi için bebeğin boyunun (baş – popo mesafesi) ve ense kalınlığının (ense saydamlığı) ölçümü rutin olarak yapılmaktadır. Bu konuda eğitim almış hekimlerin gelişmiş cihazlar kullanarak gebeliğin ilk üç ayında (11-14 hafta arası) ikili testin doğruluk oranını artıran doppler ölçümlerini (duktus venosus doppleri ve triküspit kapak doppleri) yapmalarına olanak sağlamaktadır. Fetusun ense kalınlığı ölçümü ve kan tetkileri (PAPP-A ve hCG) ile yapılan ikili testte Down Sendromunu tanıma oranı %80-85 iken yukarıda belirtildiği gibi burun kemiği değerlendirmesi, duktus venosus doppleri ve triküspit kapak doppleri ölçümlerinin de kullanılması ile bu oran %90-95'e yükselmektedir.
Gebeliğin ilk döneminde yani ilk üç ayda (11-14 hafta arası) fetusun ayrıntılı anatomik muayenesi de yapılabilmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi ikinci dönemde yapılan ayrıntılı muayenede %60-80 oranında fetusta olabilecek anomaliler saptanabilirken ilk dönemde yapılan detaylı değerlendirmede de %50 oranında anomaliler saptanabilmektedir. Anomalilerin 18-23 hafta (fetus 5 aylıkken) saptanması yerine daha erken olan 11-14 haftada (fetus 3 aylıkken) saptanması gerekecek tıbbi müdahale şansının da daha erken yapılmasına olanak sağlamaktadır. Gebeliğin ilk döneminde (11-14 hafta) fetusun baş, beyin, boyun, yüz, kalp, göğüs kafesi, omurga, karın (mide, böbrekler, idrar torbası), karın duvarı (göbek kordonu girişi), kollar ve bacakların değerlendirilmesi mümkün olmaktadır. Bunlara ilave olarak fetusta kromozom anomalilerine işaret eden (kromozom anomalisi olma ihtimalini artıran) bazı anormalliklerin (koroid pleksus kisti, kardiak hiperekojen odak, pelviektazi, hiperekojen barsak gibi) de var olup olmadığı saptanabilmektedir.
Sonuç olarak; gebeliğin 11-14 haftaları arasında fetusun detaylı ultrasonografi muayenesi yapılabilmektedir. Bu muayene ile hem ikili tarama testinin doğruluk oranı artmakta hem kromozom anomalilerine işaret eden bazı bulguların saptanmasına olanak sağlanmakta hem de fetusta olabilecek anomaliler (sakatlıklar) %50 oranında erkenden saptanabilmektedir. Bu nedenle gebeliğin 11-14 haftasında sadece ikili tarama testi için gerekli olan ense kalınlığı ölçümü yanında fetusun detaylı ultrasonografik muayenesinin de yapılması akılcı görülmektedir.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Bülent Çakmak