Günlük yaşamının yüzde 90'ını kapalı mekanlarda geçiren insanların, zehirli kimyasallar ile karşı karşıya kalma oranı; sokakta geçirenlere göre 50 kat daha fazladır. Evde kullanılan temizlik malzemelerinden, parkelerden, yağlı boyalardan, mobilyadan buharlaşarak ortamın havasına karışan kimyasallar, solunum yoluyla insana dönmekte olduğundan özellikle ev kadınları temizlik yaptıklarında bulundukları ortamı mutlaka havalandırmalıdır.
Bitkisel (tahıl, sebze, meyve, yağ) ve hayvansal (yağ, et, süt) bazı besinler; besine ait olmayan bazı kimyasallar içerir. Bu kimyasalların çoğu, yağda çözünme özelliğine sahiptir. Vücuda alındıktan sonra idrar ve terleme yoluyla bir kısmı dışarıya atılan olan bu kimyasalların bir kısmı ise yağ dokusunda, beyinde, karaciğerde ve böbreklerde kümülatif olarak birikir.
Stres, biriken kimyasalların, bulundukları organ ve dokudan ayrılarak serbest hale geçmesine imkan sağlar. Kimyasalların serbest hale geçmesi, stresin şiddeti ile doğru orantılıdır. Böylece değişik hastalıklar ve alerjik reaksiyonlar tetiklenir.
ALERJİ VE ZEHİRLİ KİMYASALLAR
Alerjik reaksiyonların
başlıca
nedeni,
vücutta biriken
zehirli kimyasallardır. Alerjiye neden olan kimyasalların zehirli olma şartı yoktur. Yağ dokusunda ve organlarda biriken zehirli kimyasalları vücuttan atmak mümkün müdür? Vücutta biriken zararlı kimyasalları vücuttan nasıl dışarı atabiliriz? Vücudumuzu alerjiye karşı nasıl dirençli kılabiliriz?
VÜCUDU ZEHİRLİ KİMYASALLARDAN ARINDIRMAK
Vücudu, doku ve organlarda biriken
zehirli kimyasallardan arındırmak için
geliştirdiğim en mükemmel kür, beyaz
lahana ile yapılan toksin atıcı kürdür. Bu
kür öylesine güçlüdür ki, uygulamaya başladıktan
birkaç gün sonra belirgin bir şekilde,
terlemeyle beraber vücudun yağ atmaya
başladığı gözlenir. Çünkü beyaz lahana
kürü, yağ dokusunda depolanmış olan birçok
farklı kimyasalın, suda çözerek, terleme
ve idrar yoluyla dışarı atılmasını sağlar. Böylece, kür bitiminde organlar daha sağlıklı çalışır, daha zinde ve daha dinç olunur. Kimyasalların atılması ile bağışıklık sistemi daha güçlü hale gelmekle kalmaz, alerjiye neden olan kimyasallardan da vücut arındırılmış olur. Kürü uygulamadan önce, kullanılacak lahanaların 'kültür lahanası' olmadığına mutlaka dikkat ediniz. Futbol topu büyüklüğündeki kültür lahanaları bu amaç için uygun değildir. Doğru olan beyaz lahana, açık alanda (tarlada) yetiştirilen iri lahanadır. Özellikle en dış yaprakları amaca en uygun olanlardır.
Kaynamakta olan yarım litre suda altıyedi adet beyaz lahana yaprağı parçalanmadan (bütün halde), 10 dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte haşlanır.
Sabah ve akşam olmak üzere aç veya tok karına birer su bardağı içilir. Bu işleme toplam üç kere beş gün devam edilir. Her beş günde üç gün ara verilir.
YILDA ÜÇ KEZ YAPIN
Toksin atıcı 15 günlük kürü, bir yıl boyunca üç veya dört defa yapmak en doğrusudur. Bu kürü uygulamaya başladığınızın ikinci veya üçüncü gününden sonra vücudunuzun yağ atarak terlediğini ve özellikle de yüz kısmınızdan yağlı yağlı terlediğinizi görürsünüz. Aynı zamanda dışkıda da belirgin şekilde yağ oranının artığı gözlenebilir. Bu da yağla beraber toksinlerin atıldığını gösterir.
Bu kürü uyguladığınız dönemlerde daha sık banyo veya duş yapmanız sizi hem daha çok rahatlatacak, hem de deri gözenekleri açıldığından daha rahat toksinli-yağ atmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayınız ki, toksin atan vücut kendini yeniler.
Kesinlikle 15 günlük kür için ihtiyacınız olan miktarı tek bir defada hazırlamayınız. Her gün taze olarak hazırlamanız gerekir.
HEKİME DANIŞMADAN YAPILMAMALI
Sauna, toksinlerin vücuttan dışarı atılmasında etkilidir. Saunalar genelde 90 derece santigratta çalıştırılır. Araştırmalar göstermiştir ki, 70 derece santigratta alınan sauna, yağ dokusundaki pestizid ve diğer tür kimyasalların vücuttan terleme yoluyla en iyi atıldığı sıcaklıktır. Sauna banyosunu almadan önce, mutlaka bir hekime danışarak hareket etmek gerekir. Hekime danışmadan sauna banyosu almayın.
Türk hamamları toksin atmada saunalardan çok daha etkilidir. Göbek taşına uzanarak vücudu ısıtmak ve terlemek gerekir. Terleme başladıktan sonra yapılacak masaj ve keseleme, yağ dokusundaki toksinlerin harekete geçirilmesinde ve dışarı atılmasında etkin rol oynayacaktır. Türk hamamlarını toksin atıcı olarak kullanmak için, bir ay haftada iki kez gitmek yeterli olacaktır.
Gerek sauna ve gerekse de hamam banyolarını alırken, mineral içerikli su içmek ve ekstra C-vitamini almak toksinlerin atılmasında destekleyicidir.
20-25 ÇEKİRDEĞİ HAVANDA EZİP YİYEBİLİRSİNİZ
Alerjiye karşı vücudunuza direnç kazandırmak istiyorsanız, zaman zaman dört-beş gün arka arkaya günde iki kez, aç karnına 20-25 tane siyah kuru üzüm çekirdeğini havanda ezip bekletmeden çiğneyerek tüketiniz. Üzümün çekirdeğini çiğnerken buruk tadını algılamak gerekir. Eğer, buruk tadını algılamıyorsanız ya bayat ya da yanlış tür üzümdür.
HARNUP İLE ALERJİYE KARŞI DİRENÇ KAZANIN
Soğuk su ile yıkanan altı-yedi adet orta büyüklükteki keçiboynuzu, küçük küçük kırılarak kaynamakta olan yarım litre suyun içerisine atılır. Kısık ateşte yedi-sekiz dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra suyu süzülerek cam şişeye doldurulur. Her gün sabah kahvaltı arasında ve akşam yemeğinden önce bir çay bardağı içilir. Buzdolabında en fazla üç gün bekletebilirsiniz. Her üç günde bir, taze olarak hazırlamanız gerekecektir. Hiç ara vermeden bir ay uygulayın. Yılda iki-üç defa tekrarlanabilir.
ALLERJİYE KARŞI İKİ FARKLI KÜR
Günümüz çocuklarında alerji ve alerjik astım şikayetlerinin sıklıkla görülmesi acı bir gerçektir. Vücudu alerjiye karşı dirençli kılmak için iki farklı kür öneriyorum. Bunlardan biri keçiboynuzu (harnup), diğeri ise ısırgan çayı kürüdür. Bu kürlerin aynı anda uygulanmaması gerektiğini özellikle belirtmek isterim. Bir kürü tamamlayıp diğerine geçerken de bir haftalık ara verilmesi gerekir.
Haftada üç-dört kez içilecek ısırgan çayı veya haşlanmış keçiboynuzu suyu alerjiye karşı vücudu dirençli kılar.
Kaynamakta olan 150 ml. (bir su bardağı) suya yaklaşık 4-5 gram (bir tutam) ısırgan otu atılır. Kısık ateşte ağzı kapalı olarak üç dakika kaynatılır ve ılımaya bırakılır. Ilıdıktan sonra mutlaka süzülerek; aç karına, sabah ve akşam bir çay bardağı süzülen bu su içilmelidir. Aç karına içtikten en az 20 dakika sonra yemek yemeye başlanabilir. Bu kür 15 gün boyunca her gün günde iki kez uygulanır ve sonlandırılır. Yılda iki-üç kez tekrarlanabilir. Isırgan kürü için kurutulmuş veya taze ısırgan kullanılabilir.
Hipoglisemi hastalarının (kan şekeri düşük olanlar veya ani kan şekeri düşüşü yaşayanlar) hekimlerine danışmadan kesinlikle ısırgan kürünü uygulamamalarını, ısırgan çorbası veya salatasını tüketmemelerini öneririm. Aynı şekilde platelet (trombozit) düşüklüğü şikayeti olanların ısırgan kürünü uygulamamaları gerekir.