Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Nilay Şabanoğlu Cansever, açık büfeden beslenmenin sağlığımıza etkilerini anlattı…
Tatil deyince aklımıza ilk önce her şey dahil oteller ve onların açık büfeleri geliyor. Yemek saatinde ne yesem diye düşünmemek, her şeyin elimizin altında olması herkes için cazip. Bu açılardan bakıldığında her şey güzel görünmekle beraber dikkat edilmediği takdirde tatil birkaç kilo fazlalıkla sona erebilir. 'Yüzüyorum, hareket ediyorum, kalori harcıyorum; o zaman istediğimi yiyebilirim' diye düşünmek hatadır. Çünkü kaloriyi almak çok kolayken, harcamak ekstra çaba gerektirir.
KÜÇÜK BOY TABAK
Özellikle yaşlıların ve tansiyon, şeker gibi kronik hastalıkları olanların daha dikkatli davranması gerekir. Peki açık büfeden nasıl yemek seçmeliyiz veya aşırıya kaçmanın önüne nasıl geçebiliriz?
En önemli 2 kural şudur:
1. Küçük boy tabaklardan alın. Büyük boy tabak boş görüneceği için doymayacığınızı düşündürüp daha fazla yemek almanıza sebep olacaktır.
2. Önce büfeyi baştan sona gezin. Gezmeden yemek alırsanız her gördüğünüzü, gözünüze hitap eden her yemeği tabağınıza alırsınız. Tüm büfeyi gözden geçirdiğinizde ise alacaklarınızı seçmiş olursunuz. Daha sonra derin bir nefes alıp yıllardır öğrendiğimiz sağlıklı beslenme kurallarını göz önüne getirin:
Kızartmalar, her ne kadar cazip görünselerde boş kalori almanıza sebep olacaktır, üstelik kötü kolesterolün yükselmesine ve kanserojen maddelerin alınmasına da yol açarlar. Ayrıca yağın kalitesine bağlı olarak da yaşayacağınız mide yanması keyfinizin bozulmasına sebep olacaktır.
Çiğ et ile hazırlanmış tütsülenmiş ürünler çabuk bozulan besinlerdir. Özellikle yaz aylarında besin zehirlenmesi riskini de göz önünde bulundurup onları tercih etmemek gerek.
Sucuk, salam, sosis, kavurmalar gibi işlenmiş et ürünleri kalp damar sağlığınızı tehdit eder, yüksek miktarda kolesterol içerir, ayrıca vücuda kanserojen ürünler alınmasına sebep olurlar. Fazla ve ağır bir yemek sonrası kalp krizi riski yükselir.
Yine çabuk bozulabilen mayonez ile yapılmış salataları, mezeleri tüketmemek gerekir. Aynı şekilde kremalı çorbalar ve yemekleri de tercih etmemek lazım.
Tatlıların çoğu kan şekerinizin hızla yükselmesine sebep olur. Daha sonra da hızla düşürdüğü için acıkmayı hızlandırır ve yemekten bir-iki saat sonra tekrar bir şeyler yemek istersiniz. Kandaki yağlardan trigliseritin hızla yükselmesine de neden olurlar.
ÇOK AÇ KALMAYIN!
Ara saatlerde atıştırmak bir sonraki
öğünde çok yemenizi önleyecek en önemli
faktördür. Özellikle ikindi ara öğünü
denilen, öğle yemeği ve akşam yemeği
arasındaki zaman zarfında mutlaka bir
şeyler yiyin. Çok aç kalırsanız açık büfenin
önüne geldiğinizde, tabağınızı tıka
basa doldurursunuz.
SU İÇMEYİ İHMAL ETMEYİN!
Her şey dahil konaklamalarda açık büfelerin yanı sıra sınırsız içecekler ve alkol de en az yemekler-tatlılar kadar tehlikelidir. Sürekli alkol, asitli içecekler veya soğuk çaylar veya meyva suları tüketmek hem gereksiz kalori almanıza sebep olacaktır, hem de vücudunuzun susuz kalmasına... Günde en az 2-2.5 litre su tüketin.
ÇOCUĞUNUZUN YEDİĞİNİ İÇTİĞİNİ KONTROL EDİN!
Çocuğunuza yasak koymayın, yönlendirici olun.
Soslu yemeklerdense ızgara veya fırınlanmış yemeklere yönlendirin.
Hem makarna, hem patates yemek istiyorsa birisini tercih etmesini önerin. Kızartmaların sağlıksız olduğunu ama çok istiyorsa bir öğün yiyebileceğini söyleyin.
Eğer dondurma yemek istiyorsa yemekte tatlı yememesi gerektiğini sebepleriyle beraber açıklayın.
Hamur işi veya şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıların, kalsiyum içerdiği için büyüme ve gelişmesine katkıda bulunacağından daha doğru olduğunu açıklayın.
Kahvaltıda çay yerine taze sıkılmış bir bardak meyve suyu içebileceğini, gün içerisinde soğuk çaylardan veya asitli içeceklerden içmemesi gerektiğini onların yerine ayran tüketebileceğini söyleyin.
KRONİK HASTALIĞI OLANLAR NELERE DİKKAT ETMELİ?
Tansiyon, şeker veya kalp hastalığı gibi kronik bir hastalığı olanlar, açık büfelerde daha dikkatli olmak zorundadır. Yapılacak küçücük bir hata bile tatilinizin kötü sona ermesine sebep olabilir. Çok sıcaklarda çok fazla ve sıkı yemek, kalp krizini tetikleyebilir. Yine aynı şekilde özellikle şeker hastası iseniz, şekerinizde ani dalgalanmalara neden olabilir.
Kahvaltı saatini çok geçe bırakmamak gerek, en geç 09.30'a kadar kahvaltı yapılmalıdır. Klasik kahvaltıdan vazgeçmeyin. Her ne kadar hamur işi türleri, sucuklu- sosisli yumurtalar, tereyağlı omletler göze hoş görünse de; tansiyonunuzun, şekerinizin çıkabileceğini aklınıza getirin.
Öğle yemeğinde sadece zeytinyağlı sebzelere ve salatalara yönelin, tabağınızı onlarla doldurun. Unutmayın ki onlar sizin sağlığınızın destekçisidir. Yine de özellikle zeytinyağlı sebzelerde lezzet artırmak için şeker veya meyve suyu kullanılır; bunları sorgulamayı unutmayın. bol bol salata tüketin
Mayonezli, makarnalı ve çok soslu salatalardan uzak durun, çok canınız çekerse ve büfede varsa iki-üç kaşık kısır gibi kalorisi düşük olan salataları tercih edin.
Eğer çok canınız çekerse ve şeker hastası değilseniz bir gün öğle yemeğinde bir iki parça sebzeli pizza veya bir-iki dilim pide yiyin, yanında bol salata tüketmeyi unutmayın.
Akşam yemeklerinde daha çok sindirimi daha kolay olan ızgara balık veya tavuk tercih edin.
Yine sağlık durumunuzu göz önünde bulundurarak tatiliniz süersince bir veya iki defa ızgara biftek yiyebilirsiniz. Bazen etlerin (balık veya tavuk veya kırmızı et gibi) yumuşak ve lezzetli olması için çeşitli marinasyon yöntemleri kullanılır, bunları sorgulayın ve tercihinizi ona göre yapın.
Ara öğünlerinizi ihmal etmeyin, çok uzun süre aç kalmak şekerinizin düşmesine, sonraki öğünde de tıka basa yemek yemeğe sebep olacağından tansiyonda ve şekerde ciddi dalgalamalara sebep olacaktır. Ara öğünlerinizi badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişlerden ve çiğ olanlarından tercih edin.Bir-iki adet kabuklu meyva tüketmek yine ara öğün seçeneklerindendir.