TBMM kürsüsünden açıklama yapan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, "Yüksek fruktozlu mısır şurubu ya da nişasta bazlı şeker olarak gündeme getirilen fruktoz, gıdalarda tek başına bulunmuyor. Bilim çevreleri gıda maddelerinde birlikte bulunmalarından dolayı glikoz ve fruktozdan ibaret şekerle, nişasta bazlı şeker arasında insülin salgılanması ve tokluk duygusu veren hormonlar üzerindeki etkiler yönünden bir farklılık bulunmadığını ifade etmektedirler" dedi.
"FRUKTOZ GIDALARDA TEK BAŞINA BULUNMUYOR"
TBMM Genel Kurul kürsüsünden CHP Niğde Milletvekili ve Kit Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer'in çeşitli konulardaki sözlü sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, mısır şurubundan elde edilen fruktoz ile ilgili sorulara da yanıt verdi. Akdağ, "Yüksek fruktozlu mısır şurubu ya da nişasta bazlı şeker olarak gündeme getirilen fruktoz, gıdalarda tek başına bulunmuyor. Halk arasında şeker adıyla bilinen glikozla beraber yer alır. Bahsedilen bu şeker cinsleri vatandaşlarımızın günlük olarak kullandığı çay şekerinin içinde de bulunmaktadır" dedi.
SAĞLIK BAKANI AKDAĞ: GLİKOZ VE FRUKTOZ İLE NİŞASTA BAZLI ŞEKER ARASINDA FARK YOK
Soru önergesine verdiği yanıtta bilimsel görüşlere de değinen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bu konuda şunları söyledi: "Bilim çevreleri gıda maddelerinde birlikte bulunmalarından dolayı glikoz ve fruktozdan ibaret şekerle, nişasta bazlı şeker arasında insülin salgılanması ve tokluk duygusu veren hormonlar üzerindeki etkiler yönünden bir farklılık bulunmadığını ifade etmektedirler. Eğer fruktoz kendi başına bir gıdada kullanılırsa bunun insülin salgısını olumsuz etkileme imkânı var ama birlikte kullanıldığında bu etkisinin ortaya çıkmadığı bilim çevrelerince ifade edilmektedir.
Mevcut beslenme şeklimizde fruktozun yalnız başına tüketilmesi pek mümkün görülmemektedir. Dolayısıyla, buradaki önemli konu şudur, kişilerde obezite oluşması, bunun da bir şeker hastalığına zemin hazırlaması, aslında vücuda alınan enerjiyle harcanan enerji arasındaki dengenin bozulması, harcanandan daha çok enerji alınmasıdır, kalori tüketilmesidir yani. Dolayısıyla, sadece nişasta bazlı şeker değil, şeker olarak adlandırılan bütün maddelerin fazla miktarda tüketimi bu dengeyi bozarak bizde rahatsızlıklara yol açmaktadır. Yine bu soru vesilesiyle hem sizlere hem kamuoyumuza ifade etmek isterim ki burada önemli olan husus şekeri azaltmak, toplam kaloriyi azaltmak, hareketi artırmaktır."
"OBEZİTE KANSERE ZEMİN HAZIRLIYOR"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ bu konudaki soru önergesine verdiği yanıtta, 2011 - 2014 yılları arasında Türkiye'nin seçkin öğretim üyelerinden oluşan Ulusal Kanser Danışma Kurulları'nıngörüşlerinin de istendiğini, uluslararası makalelerin değerlendirildiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Şekerin adı ne olursa olsun, eğer obeziteye yol açıyorsa, şişmanlığın, kolon kanseri başta olmak üzere kansere zemin hazırladığını biliyoruz. Bu konuda daha geniş çaplı çalışmalara muhtemelen ihtiyaç vardır. Bu çalışmalar Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Birliği Kanser Komisyonları ve Dünya Sağlık Örgütüne bağlı Kanser Araştırma Ajansı'nın da konuları arasındadır. Biz de yönetim ve bilimsel kurul üyesiyiz bu kuruluşlarda. Bütün bu çalışmaları yakından takip ediyoruz. Sağlık Bakanlığımız ve Sağlık Bakanı olarak ben şahsen de bütün sağlık otoriteleri tarafından tavsiye edilen bir hususu tekrarlamak isterim. Düzenli, dengeli, taze sebze ve meyveden zengin, kalorisi ve şeker oranı düşük bir beslenme şekli öneriyoruz bütün vatandaşlarımıza."