Bilim insanlarının büyük uğraşıyla sırlarını ortaya koymaya çalıştığı beyin dokusu, çalışması kadar bozuklukları ile de araştırmacıları zorluyor. Beyin dokusunun birçok hastalığı içinde en karmaşık, en zorlu düşman ise kanser ve tümörler. Bu tümörlerin karmaşıklığını sadece sayılarından bile anlamak mümkün. Öyle ki, 120'den fazla beyin tümörü olduğu biliniyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Koray Özduman, beynimizde ortaya çıkan tümörlerin tedavileri hakkında bilgi verdi...
İYİ HUYLUSU DA VAR, KÖTÜSÜ DE
Beyinde görülen tümörlerin çoğunluğu iyi huylu ve yavaş büyüyen tümörler ve bu hastalıkların tedavisi de günümüzde büyük bir başarı ile yapılabiliyor.
Kötü gidişli olan beyin kanserleri ise çok daha nadir görülüyor. Beyindeki kanserlerin büyük kısmını vücudun farklı yerlerinde, diğer dokulardaki kanserlerin beyne sıçramaları oluşturuyor. İşte bu sıçramalar; çok yaygınlaşmadan ve çok büyümeden yakalandıklarında, iyi huylu tümörlerde olduğu gibi başarı ile tedavi edilebiliyor.
BELİRTİLERİ ÇOK FARKLI
Beynimiz, dış etkenlere karşı kafatasımız tarafından korunuyor. Beyin tümörleri gibi yeni bir kitlenin ortaya çıkması durumunda bu yeni kitle, kafatası içinde yer kaplayarak büyüyor. Dolayısıyla beyinden, beynin içinde yüzdüğü beyin omurilik sıvısından ve beyni besleyen kanın kapladığı hacimden yer çalıyor.
Bunun sonucunda üç farklı grup bulgu ortaya çıkıyor. En sık görülen bulgu; kafa içinde basınç artışına bağlı olarak gelişen baş ağrısı, bulantı, kusma, çift görme ve bilinç değişiklikleri. İkinci sıklıkta rastlanan bulgu ise epileptik ataklar, yani halk arasında sara krizi olarak bilinen, beynin elektriksel bozukluğu oluyor. Üçüncü sıklıkta gözlenen bulgu ise direkt olarak büyüyen tümörün içinde çıktığı ya da bası yaptığı bölgeye ait beyin fonksiyonlarında bozulmalar. Bunun sonucunda güç kayıpları, konuşma bozukları, görme bozuklukları ile kişilik değişiklikleri gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor.
RİSK FAKTÖRÜ: RADYASYON
Günümüzde beyin tümörlerinin oluşumu konusunda çok az sayıda bilinen risk faktörü var. En net şekilde kanıtlanmış risk faktörü ise radyasyon. Bazı ailesel-genetik hastalıkların da beyin tümörlerine zemin hazırladığı biliniyor. Dolayısıyla, beyin tümörlerinden korunmak için öncelikle radyasyon kaynaklarından uzak durmak gerekiyor.
AMANSIZ BİR HASTALIK DEĞİL
Günümüzde MR ya da bilgisayarlı tomografi gibi yöntemlerin gelişmesi, tanının çok daha kolay ve pratik bir şekilde konmasını sağlıyor.
Tedavi yöntemleri konusunda da büyük gelişmeler var. Beyin tümörlerinde ve beyin kanserlerinde tedavinin üç önemli yöntemi var: Cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi.
Farklı beyin tümörü tipleri için bunların biri veya birden çoğu bir arada kullanılabiliyor. Örneğin meningiom denen iyi huylu beyin zarı tümörlerinin tedavisi cerrahi ya da gamma knife yöntemi ile çok etkin şekilde yapılabiliyor ve hastalıkta tam iyileşme sağlanabiliyor.
Beyin dokusunun kendisinden kaynaklanan tümörler ise çok daha zor hastalıklar.
Vücudun farklı dokularındaki kanserlerin beyin dokusunda sıçraması sonucunda oluşan metastatik beyin kanserlerinde ise cerrahi, gamma knife tedavisi ve radyoterapi yöntemleri; en ön planda kullanılan yöntemler. Geçmiş yıllarda amansız bir hastalık olarak değerlendirilen beyin metastazlarının büyük bir kısmı ise bugün etkin bir şekilde tedavi edilebiliyor.
AMELİYAT, IŞINLARLA YAPILIYOR
Günümüzde farklı tümörlere, farklı tedaviler uygulanıyor. Gamma ışınları ile yapılan cerrahi, bunlardan biri. Gamma Knife yönteminde klasik ameliyat yerine hasta, ışınlarla ameliyat ediliyor.
Gamma Knife, yüzlerce kobalt kaynağından gelen ışınları bir noktada odaklayarak, cerrahın belirlediği hedefe son derece kontrollü bir şekilde çok büyük bir enerji aktarıyor. Bu ışınlar, tümörleri ve başka beyin hastalıklarını tedavi ederken çevre dokulara zarar vermiyor. Tedavide; hızlı büyüyen tümörlerin ve beyin damar yumaklarının tamamen ortadan kaldırılması, yavaş büyüyen tümör türlerinde ise büyümenin durdurulması amaçlanıyor.
BEYİN TÜMÖRLERİ NASIL OLUŞUYOR?
Normal insanda tüm dokular kendilerine düşen görevi yerine getirmek için büyük bir düzen, büyük bir uyum içinde gelişiyor, yaşıyor ve yenileniyor. İşte bu düzenin bozulduğu, bir hücre grubu ya da bir dokunun vücuttaki fonksiyonunu göz ardı ederek sadece kendi yararına kontrolsüz şekilde büyüdüğü duruma tümörleşme deniyor. Tümörleşmenin en son basamağı ise hızla büyüyen, çevre dokuları istila eden, hatta vücudun uzak dokularına yayılan kanserler. Beyin tümörleri; hem yavaş büyüyen tümörleri, hem de hızlı büyüyen kanserleri içeriyor ve beynin kendisi, beyin zarları, kafatası kemiği ve damarlar gibi beyin ve çevresindeki destek dokularından gelişebiliyor ve giderek büyüyen tümörler oluşturabiliyor.
GAMMA KNIFE YÖNTEMİNİN SAĞLADIĞI FAYDALAR NELER?
Hastaların büyük bir kısmına tek bir seansta uygulanıyor ve tekrarlanmıyor.
Genel anesteziye gerek duyulmuyor.
Saçlı deride ve kafada yara olmuyor.
Pansuman veya istirahat dönemine gerek duyulmuyor. Hastalar aynı gün evine, işine, gündelik yaşamına dönüyor.
Saçların kesilmesini gerektirmiyor, saç dökülmesine yol açmıyor.
Yara ya da yara iyileşmesi gerektirmiyor.
Uygun olduğu durumlarda kullanıldığında ameliyata gerek kalmıyor.
Ameliyatın mümkün olamayacağı bazı durumlarda çok etkin bir alternatiftir.
Ameliyat edilemeyecek, riskli olan hastalarda da kullanılabiliyor.
Çoğu zaman ilaç tedavilerinde de bir değişiklik yapılmıyor. Hastalardan, sadece hastalıklarının özelliğine göre sıklığı belirlenmiş şekilde kontrolde kalmaları isteniyor.
Gamma Knife tedavisi yarım saatle 1.5 saat arası kadar kısa bir sürede tamamlanıyor. Hastalar tedavinin ardından tekrar gündelik hayatlarına, hatta işlerine geri dönebiliyorlar.