Çocukluk döneminde sıkça rastlanan beslenme bozuklukları, pek çok ailenin ortak sorunu. Çocuğunuzdaki iştahsızlığın nedenlerini tespit edip doğru yöntemleri uygulayarak bu problemden kurtulmak mümkün. Liv Hospital Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, çocuklarda iştahsızlıkla baş etmenin yollarını anlattı.
Çocuğun doyduğunu nasıl anlarız?
Açlık-tokluk hissi, beyin içinde yer alan bir merkez tarafından yönetilir. Bu merkez, mide ve bağırsaklar ile sürekli iletişim halindedir. Besinlerin miktar ve içeriği, hormonlar ve sindirim sisteminin hareket yeteneği; açlık-tokluk hissi yani iştah üzerine etki yapar. Bebek ve çocuklar, yaş ve gereksinimlerine göre değişen iştaha sahiptir. Örneğin; yaşamın ilk bir yılı boyunca hızlı büyüyen ve kilo alan bebek, daha sonraki aylarda büyüme hızındaki azalmaya paralel olarak daha az besin tüketmeye başlar. İştahı belirgin olarak azalır. Ancak buna rağmen yeterli beslenme gerçekleşir. Beslenmenin amacı, çocuğun anne ve babayı tatmin edecek miktarda yemek yemesi değildir. Büyüme ve gelişmenin sürdürülmesi, sağlık ve mutluluğun sağlanması, kronik ve akut hastalıkların önlenmesi, fiziksel ve mental kapasitenin artırılması ve stres durumları için gerekli depoların oluşturulmasıdır.
KİLO KAYBI OLURSA DİKKAT!
Besinleri reddetme ne zaman başlar?
Doğumdan sonra mucize besin anne sütü ile beslenen bebek, bu sayede sağlık kazanır. Biberon kullanımı ve ek besinlere geçiş sürecinde; anne ve çocuk arasında çatışma kaçınılmaz olur. Çocuk, anne sütü dışındaki yeni lezzetleri kabul etmekte isteksizdir. Sebze, meyve ve tahıllara alışması zaman alır. Çocuğunu her koşulda çok iyi beslemek ve büyütmek isteyen annenin bu duruma sabır ve anlayış göstermesi her zaman mümkün olmayabilir. İyi yemek yiyerek ailenin mutlu olduğunu gözlemleyen çocuk, yemek yemediğinde annenin üzüntüsünü de anlar. 2 yaşına doğru çocuğun bu durumu algılama yeteneği gelişmiştir. Yemek yeme veya yememe sayesinde çocuk istediği kadar ilgiyi çeker. Aileyi yönetmeye başlar.
İştahsızlık hastalık belirtisi olabilir mi?
İştahsızlık çocuk ve gençleri olduğu kadar aileyi de rahatsız eden çok yönlü bir sorundur. Henüz konuşma ve hareket yetenekleri gelişmemiş olan bebek, beslenme sırasında anneye bağımlıdır. Tokluk hissini başını çevirme, ağlama veya emmeyi reddetme şeklinde belli eder. Fazla beslendiğinde kusması kaçınılmazdır. Yemek yeme sırasında sorun çıkaran süt çocuğu; anne, baba veya bakan kişinin baskısını hisseder. Aslında vücut ağırlığı ve boyu yeterli miktarda artmaktadır. Ancak o, zayıf olmadığını ve karnının doyduğunu bir türlü anlatamaz. Besinlerin ağza kadar gelmesi sıklıkla görülür. Bu durumda iştahın daha da azalması kaçınılmazdır. Çok çeşitli sağlık sorunları iştahsızlık ile kendisini belli eder. İştah, çocukluk çağında bir tür alarm işareti görevini görür. Daha önce normal beslenen kişinin yemek yeme arzusundaki azalma ve bunu izleyen kilo kaybı, araştırılması gereken bir hastalığı düşündürmelidir.
İştahsızlığın başlıca sebepleri nelerdir?
Yanlış beslenme yöntem ve alışkanlıkları, dışkılama bozukluğu, psikolojik sorunlar, ailenin bilgi eksikliği, kronik hastalıklar, sindirim sisteminin hastalıkları, gastrit, ülser, karaciğer hastalıkları, bağırsak hastalığı, kabızlık, karın ağrısı, kansızlık, vitamin ve demir eksikliği...
KAHVALTI ATLANMAMALI
Çocuklar özellikle kahvaltıyı neden reddeder?
Okul çağına gelen çocuklarda iştahın en az olduğu saatler, ne yazık ki sabaha denk gelir. Kahvaltı, istenmeyen bir öğüne dönüşür. Kahvaltı yapmadan evden okula giden öğrenci, beslenme eksikliğini ancak öğle saatlerine doğru ve abur cubur sınıfından yiyeceklerle giderir. Atlanan kahvaltı öğünü, çocuğun yaşamını etkiler. Kahvaltı sayesinde; beyin gelişimi sağlanır. Dikkat süresi artar. Konsantrasyon iyileşir. Sınavlarda daha başarılı olur. Revire başvuru ve hastalanma sayısı azalır.
İştahsız çocukla nasıl başa çıkılır?
İştahsızlık ve beslenme bozukluklarının nedenlerinin belirlenmesi, sorunun giderilmesi için gereklidir. Bu amaçla çocuğun ağırlık ve boyunun yaşına ve genetik özelliklerine uygunluğu denetlenir. İştahı azaltan hastalıklar, ayrıntılı olarak araştırılır. Belirgin sağlık sorunu bulunmayan çocuklarda, psikolojik kökenli iştahsızlık düşünülmelidir. Bu durumun çözümü, vitamin ve mineral içeren ilaçların verilmesi değildir! Gerçek ve kalıcı çözüm, aile ve çocuk arasındaki ilişkinin düzenlenmesi, beslenme şeklinin sağlıklı kılınması ve çocuğun yanlış alışkanlıklardan vazgeçirilerek eğitilmesi esaslarına dayanır. Henüz bebeklik döneminde kişiliğin oluştuğu düşünülürse; ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek iştahsızlık ve diğer kötü alışkanlıkların nedenleri daha iyi anlaşılır. Örneğin bebek büyüdükçe ağlayarak isteklerini yaptırmanın bir yöntem olduğunu anlar, beslenmenin anne için çok önemli olduğunu keşfeder. Televizyon karşısında veya oyunla, rüşvetle yemek yemeye alışır. Giderek yemek sofrası; ceza, ödül, rüşvet ve mantıksız davranışların da yer aldığı bir savaş sofrasına dönüşür. Sevecen, sıcak bir yemek ortamının yaratılması, çocuğun sofra terbiyesini diğer aile bireylerini gözlemleyerek öğrenmesi gereklidir. Yemek sofrasının sorunların çözüm ve tartışma yeri olmadığının bilinmesi önemlidir.
KAHVALTI ETMEZSE NELER OLUR?
Besin elemanlarında eksiklik gelişir.
Entelektüel kapasite düşer.
Fiziki güç azalır.
Öğrenme yavaşlar.
Bilginin hatırlanma ve kullanımı gecikir.
Beslenme, akademik başarı ve yaşam kalitesini etkiler. Kötü beslenenlerde öğrenme yeteneği azalır.
YEMEK YEDİRİRKEN BUNLARI ASLA YAPMAYIN!
Biberon, kaşık ya da oyunla da olsa zorla beslemeyin.
Ceza vermeyin.
Şeker, çikolata gibi ödüller vermeyin.
Aşırı beslemeyin.
Öğün aralarında abur cubur teklif etmeyin.
Çocuğunuzun iştah durumuna anlayış gösterin.
Öğünlere düzenli olarak uyun.
Yeni lezzetlere alışması için zaman gerektiğini unutmayın.
Beslenmeyi eğlenceli ve zevkli kılın.
Alışverişte çocuğunuzun besin seçmesine izin verin, yönlendirin.
Örnek olun.
Yaratıcı olun.
Yemeğe odaklanın. Beslenme sırasında TV ve oyundan kaçının.
Tatlı ve şekerler ile ödül vermeyin.