Prostat kanseri genellikle ileri evrelere kadar belirti vermeyebilir. Çoğu zaman, kandan bakılan PSA testindeki yükselmeyle veya Rektal muayene ile saptanıyor. Rektal muayenede ürolog prostatın dış yüzeyinde tümör açısından şüpheli herhangi bir sertlik ya da düzensizlik olup olmadığını kontrol eder. Prostat kanseri teşhis edilen hastaların yüzde 25'inde PSA düzeyi normal sınırlarda olmasına rağmen teşhis parmakla muayenede saptanan sertlik ve düzensizlikle konulur. Bu nedenle 40 yaşından sonra her erkeğin yılda bir kez üroloji doktoruna gitmesi lazım.
PSA TESTİ
PSA erkeklerde prostat bezinden salınan ve spermin sıvılaşmasını sağlayan bir enzimdir. Esas olarak, prostatın kanallarını döşeyen ve içini oluşturan hücrelerden salgılanır. Psa büyük ölçüde prostata özgü bir enzimdir ancak çok düşük miktarlarda pankreas ve tükürük bezlerinden de salgılanır. PSA' nın spermdeki konsantrasyonu kandaki seviyesinin milyon katı kadardır. Kanda yükselmesi prostat kanseri açısından önemlidir, ancak PSA yükselmesi sadece prostat kanserine özgü değildir. Prostatın iyi huylu büyümelerinde, prostat iltihaplarında da PSA yükselebilmektedir.
PROSTAT KANSERİNİN BELİRTİLERİ
Prostat kanseri oldukça sinsi seyredebilmektedir. Hastalık hiçbir belirti vermeyeceği gibi, hastalar; idrar yapma ile ilgili problemler, menide veya idrarda kan, ve sırt, bel, kalça ve uyluk ağrıları ile başvurabilirler. İdrar yapma ile ilgili problemler; idrar yapamama, idrar yapmaya başlama ya da durdurmada zorlanma, sık sık idrara çıkma, geceleri idrara çıkma, idrar akımında zayıflama, kesik kesik zorlanarak idrar yapma, ağrılı idrar yapma şeklinde olabilir. Bu belirtiler kanser dışı nedenlere (prostat büyümesi, enfeksiyon gibi) de bağlı olabilir. Prostat kanseri oldukça sinsi seyredebilir ve erken evrelerde hiç bir belirti vermeyebilir, bu yüzden oldukça sinsi seyredebilir. Amerika Birleşik Devletlerinde trafik kazasında ölen 40 yaşındaki kişilere yapılan otopsilerde prostat kanseri saptanmıştır.
PROSTAT KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ
Prostat kanseri için yerleşmiş ve tanımlanmış olan risk faktörleri; yaş, aile öyküsü ve ırk' tır. Yaş prostat kanserinde bilinen en güçlü risk faktörüdür. Yaş ilerledikçe prostat kanserinin görülme sıklığı artmaktadır.
Prostat kanserinin ailesel ve genetik yanı bulunduğuna dair çok sayıda çalışma ve delil mevcuttur. Yapılan çalışmalarda ailesinde prostat kanserine yakalanan kişi sayısı, yakınlık derecesi ve bu kişilerin prostat kanserine yakalandığı yaş ne kadar erken ise risk o kadar artmaktadır. Örneğin, babası prostat kanseri olan bir kişinin prostat kanserine yakalanma riski normalin iki katına, kardeşi prostat kanseri ise normalin 3 katına çıkmaktadır. Aynı aile içinde hem kardeş hem de baba da prostat kanseri var ise risk 5 katına çıkmaktadır.
PROSTAT KANSERİ VE D-VİTAMİNİ
D vitamini vücutta; diyet yoluyla ve güneş ışığının ciltteki inaktif D vitaminini aktif forma çevirmesiyle elde edilmektedir. D vitaminin prostat kanserindeki etkisi hakkında çeşitli gözlemler ve çalışmalar mevcuttur;