Türkiye'nin alanında uzman ve saygın hematologlarını bir araya getiren 3. Hematolojik Onkoloji Kongresi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapıldı. 15 Eylül'ün Dünya Lenfoma Bilinçlendirme, 22 Eylül'ün de Kronik Miyelositer Lösemi (KML) Dünya Farkındalık günleri olması nedeniyle; Kongre Bilimsel Programı'nda, nispeten sık görülen bu, kanla ilgili iki hematolojik kanser türüne ayrıca dikkat çekildi.
HAYATA TUTUNMA ÖYKÜLERİ ÖDÜLÜ
Kongre, Türkiye genelinden yaklaşık 450 bilim insanının katılımı ile gerçekleştirildi. Kongrede Hematoloji Üniversitesi kapsamında lösemiye dönüşme ihtimali olan kemik iliği bozukluklarını ele alan Miyeloproliferatif Hastalıklar Fakültesi, ana sempozyum içerisinde Hayata Tutunma Öyküleri Yarışma Oturumu ve Ödül Töreni yapıldı. Kongre kapsamında ayrıca basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında; Hematolojik Onkoloji Derneği (HOD) Başkanı Prof. Dr. Seçkin Çağırgan, Dünya Aferez Birliği Başkanı ve HOD Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, HOD II. Başkanı Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık, HOD Araştırma Sekreteri Doç. Dr. Anıl Tombak ve Doç. Dr. Ali İrfan Emre Tekgündüz söz aldılar. SABAH da kongreyi yakından takip etti. Yakın gelecekte kan kanserleri alanında karşılaşacağımız yenilikleri Hematolojik Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Seçkin Çağırgan anlattı…
LENFOMA TEDAVİ EDİLEBİLİYOR
"Lenf bezi kanseri olan lenfoma günümüz koşullarında tedavi edilebilir bir hastalık. Altını çizerek söylemek istiyorum; lenfoma tedavi edilebilir bir hastalıktır. Son gelişmeler ışığında bazı lenfoma tiplerinde yeni bir döneme girmek üzereyiz. Bazı lenfoma hastalarını artık ağızdan alınan haplarla, yüksek başarı oranları ile tedavi etmekteyiz. Hedefe yönelik ilaçlar veya akıllı moleküller dediğimiz yeni nesil ilaçlarla yan etkiler azalıyor, etkinliği de bir o kadar artıyor. Örneğin; Hodgkin lenfomalı hastalarda etken maddedi Nivolumab olan yeni bir ilaç ile çok iyi ön sonuçlar elde edildi. Nivolumab, hem yanıt oranlarını, hem de kök hücre nakli yapılabilen hasta sayısını artırmaktadır. Önümüzdeki süreçte uzun dönem sonuçlar açıklandıkça daha net konuşabileceğiz. Gelecek için ümit vâdeden bir gelişme. Önümüzdeki süreçlerde hedefe yönelik akıllı ilaçların klinik kullanıma girmesi ile lenfoma tedavisinde başarı oranlarımız daha da artacak.
YENİ İLAÇLAR UMUT VâDEDİYOR
Günümüzde büyük ilerleme kaydeden hedefe yönelik tedavi immünoterapi sayesinde kanser hastalığının şeker veya hipertansiyon gibi kronik tedavi edilebilir bir hastalık haline dönüştürmesi çok yakın bir gelecekte mümkün olacak. İmmünoterapi; hastalara, hasta yakınlarına ve biz hekimlere umut olmaya devam ediyor. Özellikle myeloma, lenfoma ve lösemilerde umut vâdeden sonuçlar alınıyor. Ancak, maliyet önemli bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Ülke sağlık sistemleri, göreceli olarak gözlenme sıklığı yüksek olan hematolojik kanserlerin tedavisinde bu ajanların rutin kullanımının yükünü hissedecektir. Yüksek gelirli ülkeler ilaç maliyetinde indirim için pazarlık etme yolları ararlarken, bizim gibi orta gelirli ülkeler maliyeti yüksek bulacaktır. Ama inanıyorum ki sağlık sistemimiz bu sorunu aşmanın yolunu mutlaka bulacaktır."
TÜRKKÖK'TEN HİNTLİ HASTAYA ŞİFA
Ülkemizde son 15 yılda kök hücre nakli sayısı Avrupa'ya göre 10 kattan fazla arttı. 2015 yılında 24'ü pediatrik ve 53'ü erişkin olmak üzere toplam 77 merkezde 3 bin 593 kök hücre nakli gerçekleştirildi. Son 15 yılda Avrupa'daki nakil sayısı yüzde 80 artarken, ülkemizdeki artış yüzde 860 ile 10 kattan fazla oldu. TÜRKÖK Projesi öncesinde ülkemizin iki merkezine kayıtlı kök hücre vericisi havuzu 20 bindi ve 2015 yılında bu merkezlerden Türk hastalara gerçekleşen nakil sayısı altıydı. Nisan 2015'te TÜRKÖK kuruldu. Temmuz 2016 sonu itibariyle 16 ayda donör havuzu 127 bine ulaştı. Bu sürede TÜRKÖK havuzundan Türk hastalara 127 nakil yapıldı. TÜRKÖK, Nisan 2016'da Dünya Kemik İliği Bankası Üyesi oldu. Bu süre içinde yurt dışından hastalar için TÜRKÖK'ten 24 aday saptandı. Hatta 4 Ağustos 2016'da bir TÜRKÖK vericisinden ilk yurt dışı nakil Hintli bir hastaya gerçekleştirildi. TÜRKÖK'te, taramadan nakile geçen süre 100 gün iken, yurt dışı bankalarında bu süre 200 gün, yani iki katı. TÜRKÖK bekleme süresini yüzde 50 azalttı. Ayrıca yurt dışı kemik iliği bankalarından yararlanmanın maliyeti 35 bin Euro iken, TÜRKÖK bu maliyeti yedi kat azaltarak 5 bine düşürdü.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş/Hematolojik Onkoloji Derneği Kurucu Başkanı
LÖSEMİYİ TEK BİR HAPLA YENMEK MÜMKÜN
"Erişkin
lösemilerinin yaklaşık yüzde 15'ini oluşturan Kronik Miyelositer Lösemi (KML), çoğunlukla ileri yaşta karşımıza çıkmakta ve erkeklerde daha sıklıkla görülmektedir. 2001 yılına kadar kök hücre nakliyle tedavi edilen hastalığın kötü seyri, ağızdan alınan mucize ilaçlar (tirozin kinaz inhibitörleri) sayesinde tamamen değişti. Yani hapla lösemiyi yenmek mümkün. Biz buna kısaca; 'Hapını yut lösemini tut' diyoruz. Bu nedenle KML hastalarına haplarını mutlaka düzenli bir şekilde almalarını tavsiye ediyoruz.
AŞI KESİN ÇÖZÜM DEĞİL
Son yıllarda kanser aşılarının umutlu sonuçlar vermesinin nedeni, kanser immünolojisi ve kanser kök hücresi hakkındaki bilgilerin artması ile ilişkilidir. Henüz yeterli klinik bilgi bulunmamakla birlikte son yıllardaki çalışmalar bu konudaki heyecanı artırmaktadır. Tümör aşıları gelecek için bir umuttur. Ancak etkinliği kanıtlanmış yeterli veri yok. Bu nedenle araştırma projeleri kapsamında uygulanmalıdır. Hasta ve yakınlarına kesin etki veya çözüm olarak sunulmamalıdır. Tümör aşısı gelecek vâdediyor, buna şüphe yok ama her derde deva değil. Seçilmiş hastalarda klinik çalışmalar çerçevesinde yürütülmeli ama umut tacirliği yapılmamalı, hastalara doğru mesajlar verilmeli. Zamana ihtiyaç var, beklemek lazım."
ŞEKER HASTALARI DAHA FAZLA RİSK ALTINDA
Şeker
hastalığı insan sağlığı üzerine çeşitli olumsuz etkilere neden oluyor. Dünyada lenf bezi kanserlerinde artış görülüyor. Yakın zamanlarda yayınlanan çalışmalar, şeker hastalığının birçok kanser riskini artırdığını gösteriyor. Şeker hastalığı olan kişiler, normal sağlıklı kişiler ile karşılaştırıldığında; lösemi, lenfoma ve myeloma gibi kan, kemik iliği ve lenf bezi kanserleri gibi birçok kanser açısından daha fazla risk altındadır.