Ahi Evran Üniversitesi (AEÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Avcu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuk ve genç erişkinlerde daha çok ön burun kanamalarının, orta ve ileri yaşlardakilerde arka burun kanamalarının görüldüğünü anlattı.
Avcu, alerji, enfeksiyon veya kuruluk durumlarında burun karıştırılması, kuvvetli sümkürme, kanama pıhtılaşma bozukluğu, aspirin ve benzeri ilaç kullanımı, yüksek tansiyon, burun orta bölmesindeki eğrilik, kaza ve darbe, baş ve yüz yaralanmaları, tümör ve kontrolsüz kan sıvılaştırıcı ilaç kullanımının, kanamaların başlıca nedenleri arasında yer aldığına işaret ederek, müdahalelerde bazı yanlışlıklar yapılabildiğini ifade etti.
"Heyecan ve panik burun kanamasını şiddetlendirebilir"
Öncelikle kanaması olan ve müdahale eden kişinin sakin olması gerektiğini vurgulayan Avcu, heyecan ve panik durumunda tansiyonunun yükselebileceğini ve kanamanın şiddetleneceğini belirtti.
En sık kanamaların burnun ön kısmında olduğuna işaret eden Avcu, kanamalarda başı geriye yaslamak ve yatmanın yanlış olduğunu, başı hafifçe öne eğerek burna baskı yapılması gerektiğini ifade etti.
Avcu, kanamalarda halk arasında burnun üst kemikli kısmına baskı uygulandığına işaret ederek, "Bu uygulama yanlıştır. Burnun alt üçte birlik yumuşak kısmına, sadece kanayan tarafa değil her iki tarafa mandal şeklinde baş ve işaret parmağı ile mümkün olan en geniş alana baskı yapılmalıdır." diye konuştu.
Burna en az 3 dakika baskı uygulanmalı
Burna yapılan baskının kontrol amacıyla kısa tutulmasının da yanlış olduğuna dikkati çeken Avcu, "Burun kanamalarında baskı işlemi en az 3 dakika olmalı, ancak ideal olarak 5 dakika devamlı sürdürülmelidir." dedi.