Gebelikte yaşanan rahatsızlıklar kimi zaman bebeğin anne karnında yaşamını riske atabilir. Kimi zaman da doğum sonrasında yeterli gelişim olmadığı için kalıcı sakatlığa, hatta bebeğin ölümüne kadar gidebilir. Yeni yöntemler ve teknolojiyle uzman ellerde bebeğin anne karnında tedavisinin mümkün olduğunu söyleyen Liv Hospital Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Arda Lembet, bebeğe anne karnında yapılan açık fetal cerrahi işlemleri anlattı...
Anne karnında hangi durumlar, bebeğe müdahaleyi zorunlu kılar?
Yapılan işlemler, bebek ve anne için bazı riskleri beraberinde getirdiği için zorunlu olmadıkça bebeğe müdahale düşünülmez. Ancak bebek yaşamını ciddi olarak riske atan, bebeğin anne karnında gelişmesini, doğduğu zaman yaşam şansını olumsuz etkileyebilecek durumlarda, anne karnında soruna müdahale zorunluluğu doğar ve bu kaçınılmazdır.
Bu müdahaleler bebeğin hangi riskleri yaşamasının önüne geçer?
Mevcut rahatsızlık kimi zaman bebeğin anne karnında yaşamını riske atmakta, kimi zamanda bu durum kalıcı sakatlığa, daha kötüsü bebek ölümüne yol açabilmektedir. Bu nedenlerle geçmişte sorunlar saptandığı zaman ya hiçbir şey yapılamamakta ya da ailenin rızası alınarak gebelik sonlandırılmakta idi. Ancak artık bebeğin anne karnında tedavisi ile sürekli sakatlık ya da bebek ölümü gibi durumların önüne geçilebilmektedir.
En çok karşılaştığınız sorun nedir?
Maalesef ülkemizde bu konu ile ilgili az sayıda merkez bulunması, var olan merkezler ve burada yapılan tedaviler hakkında gerek halkımızın, gerekse tüm sağlık personelinin yeterince aydınlatılamaması nedeniyle hastalar ilgili merkezlere ulaşamamakta ya da çok geç aşamalarda ulaşabilmektedir.
Gerçekleştirdiğiniz uygulamalarla gelecekte genetik hastalıkların önüne geçilmesi mümkün mü?
Bebekteki bazı kalıtsal bağışıklık sistemi ve kan hastalıklarında doğum sonrası uygulanan kemik iliği nakli ve gen tedavilerine anne karnında kök hücre tedavilerinin de eklenmesi ile gelecekte genetik hastalıkların önüne geçilebilecektir.
Böbrek fonksiyonlarına müdahale edilebiliyor
Detaylı ultrasonografi ile bebekte idrar yolu tıkanıklığı ve özellikle amniyon sıvısının çok az olduğu tespit edildiğinde, doğum sonrası akciğer gelişiminde ciddi problemler ortaya çıkabiliyor. Bu durum bebeğin yaşama şansını ciddi olarak azaltabilir. Bu durumda bebeğin böbrek fonksiyonları ultrasonografik inceleme ve mesane örneklemesi ile değerlendirilir. Mesane ve amniyon sıvısı arasına şant konularak hem tıkanıklık aşılabilir, hem de amniyon sıvısı miktarı normale döndürebilir.
Anne karnında kök hücre nakli hayat kurtaracak
Bazı durumlarda anne karnındaki bebeğe müdahele edilmesi gerekir. Gelecekte anne karnındaki bebeğe kök hücre nakli bile yapılabilecek siyonları ultrasonografik inceleme ve mesane örneklemesi ile değerlendirilir. Mesane ve amniyon sıvısı arasına şant konularak hem tıkanıklık aşılabilir, hem de amniyon sıvısı miktarı normale döndürebilir.
Akciğerdeki sıvı büyük sorundur
Anne karnında şant uyguladığımız diğer bazı durumlar ise akciğer çevresindeki zarda sıvı birikimi ve bazı fetal asit denilen karın boşluğunda yoğun sıvı biriken durumlardır. Bu gibi durumlarda biriken aşırı sıvı, bebeğin sağlığını ciddi olarak bozabilir. Bu problemde; bir kateter yardımı ile biriken sıvının amniyon sıvısı içine boşaltılarak hem bebek üzerindeki basının kaldırılması sağlanmakta, hem de bazı vakalarda da olayın kendisi de bu yolla tedavi edilebilmektedir. Ayrıca fetüste bazı doğumsal akciğer malformasyonları, diyafram fıtığı, bebekte ciddi kansızlık veya trombosit eksikliği olduğu hastalıklarda fetal ilaç ve kan tedavileri yapılabiliyor. Spina bifida ve meningomyelosel gibi omurların doğuştan açıklığı ve omuriliğin bu aralıktan fıtıklaştığı durumlarda da açık fetal cerrahi ile başarılı sonuçlar elde edilebiliyor.
İkiz bebeklerdeki anomaliler de kontrol altına alınabiliyor
Tek yumurta ikizlerinin en önemli anomalisi, ikizden ikize kan geçişi sendromu ve bir bebekte anormalliğin saptandığı durumlardır. İkiz gebeliklerdeki ortak dolaşım sonucunda bir fetusun diğerine aşırı kan pompalaması, kan alanının şişmesi, kalp yetmezliğine girmesi; diğerinin de aşırı zayıf kalması ile hastalığın şiddetine bağlı olarak ciddi risk ortaya çıkar. Bu durumda ikizler arasındaki ortak damarların yakılması işlemi yapılabilir.
GEBELİKTE BUNLARI YAPMAYIN
Çift kişilik beslenmeyin
Bilinçsiz spor yapmayın
Alkol ve sigara tüketmeyin
Asitli içeceklerden uzak durun
Kahve ve çay tüketimini sınırlandırın
İşlenmiş besin tüketmeyin
Fazla tuz tüketmeyin
Aşırı güneşten kaçının
Dar giysilerden kaçının
Ağır kaldırmayın
Pastörize olmamış besinleri yemeyin
Sürekli ayakta kalmayın
Stresten uzak durun
Cıvadan zengin deniz ürünleri yemeyin
Meyve sebzeyi yıkamadan yemeyin
Hekiminize danışmadan ilaç kullanmayın
Gazlı içecek ve fast food'dan uzak durun
ÇALIŞAN HAMİLELERE PÜF NOKTALARI
Çalışan hamileler eve geldiklerinde, günün yorgunluğunu atacak ve kendilerini ertesi iş gününe hazırlayacak şekilde dinlenmelidirler. Günün önemli bir kısmını ayakta geçiren hamileler, evde ayaklarını ve bacaklarını yükseğe kaldırarak dinlenmelidirler. Böylece gün içinde ortaya çıkan ödem ve olası ağrılar da bir miktar azalacaktır. Gün boyunca hareketsiz ve oturarak iş yapan gebelerin; iş sonrası veya evde basit yürüyüş veya temel egzersiz hareketleri ile toplardamarlardaki kan akışını düzenleyecek hareketler yapmaları önerilmektedir. Gece yatmadan evvel yapılacak ılık bir duş, genel bir rahatlama sağlayarak, düzenli bir uykuya geçişi sağlamada da yardımcı olacaktır. Hafta sonlarında gebeler hafta içinin stresini ve yorgunluğunu atarak kendilerini zihinsel ve fiziksel anlamda dinlendirmeli ve yenilemelidirler. Kısa süreli yürüyüşler, havanın müsaade ettiği ölçüde açık havada zaman geçirilmesi gebeler için oldukça önemlidir. Çalışan hamilelerin eşleri ve yakınları mümkün olduğunca hamilenin iş hayatını sürdürmesini desteklemelidirler. Zira bu yolla hamileler ilgi ve dikkatlerini gebelik ve bebek dışı alanlara kaydırarak, gebelik ve çerçevesinde gelişebilecek strese karşı da maksimum korunmuş olurlar. Ayrıca çalışan gebelere tüm aile fertleri gündelik ev hayatında yardımcı olmalıdır. Çalışan hamilelerin en sık karşılaştıkları sorunların başlıcaları şunlardır:
İş yerinde sigara içilmesi ve çok sayıda kişinin çalışması ile ortaya çıkan, solunan havanın temizliği problemi
İş yerinde kullanılan ve aslında tamamıyla zararsız olan bilgisayar, fotokopi cihazı ve güvenlik kapıları gibi elektromanyetik akımların olası potansiyel kötü etkilerinden endişe edilmesi
Çalışma yerinde belirli zamanlarda kullanılabilecek bir dinlenme odasının olmaması