Bunlar üretkenliği olumsuz etkiliyor:
Kaplancan, erkekler için baba olmanın bir yaş sınırı olmadığı düşünülse de risk getiren faktörlerin üretkenliği olumsuz etkilediğini belirterek, "
Bunların başında stres, sigara ve alkol kullanımı gibi faktörler beslenme alışkanlıkları, çevresel iş faktörleri işte sıcak ortamlarla çalışma, kimyasallarla çalışma veya radyasyona maruz kalma gibi durumlarda zaman içinde spermlerin gerek sayısının gerekse morfolojisinin bozulduğu görülmektedir. Hatta spermin içerisindeki DNA yapısının da yaşla birlikte bozulmalar yaşandığı bilinmektedir. Elbette bir erkeğin kendine iyi bakabilmesine bağlı olarak da ortaya çıkabilecek bu etkiler azalacaktır. Sağlıklı bir yaşam sürmemiş erkek yaşla birlikte spermlerinde bu olumsuz etkiyi daha fazla görecektir" dedi. Kaplancan, "Bu da ileri yaşta sağlıklı çocuk sahibi olma ihtimalini düşürmektedir. Örneğin son yıllarda tüm toplumların en önemli sorun haline gelen obezite de erkek üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyen unsurların başında yer almaktadır dedi.
Erkeğin kas oranının yağ oranından fazla olması gerekir. Yağ oranı ve vücut yağ kitlesi ne kadar artarsa erkekte bunun bir takım yan etkileri ortaya çıkmaktadır. Östrojen tutulumuna bağlı olarak sperm parametreleri negatif yönde etkilenmekte ve vücutta östrojen ve testosteron oranının bozulmasına neden olmaktadır. Ve bu yolla da sperm üretimi ve kalitesinin bozulduğu görülmektedir. 35 yaş sonrası bile risk olabiliyor.
Sonuç olarak baba olmanın yaş sınırı olmasa da zamanla sperm kalitesinde çok ciddi azalmalar gözlemlenmektedir. Genellikle 65 yaştan sonra daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Dolayısıyla baba olmanın yaşı olmasa bile zaman içinde bu faktörlerdeki değişiklik özellikle 35 yaşın sonrasında çocuk olmasına engel bir durum haline gelebilir" dedi