Şöyle bir hastalık düşünün... Alanının en iyilerinden biri olan bir doktorunuz var ve size diyor ki; "Bu hastalık benim başıma gelse nasıl tedavi edeceğimi bilmiyorum". İhtisas alanı kalça kemiği olan doktorum, Baltalimanı Kemik Hastanesi'nden Prof. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz, hastalığımla ilgili tanımlama yaparken aynen bu ifadeyi kullanıyor. 27 Mart 2015... Hastalığıma teşhis konulana kadar, bant üzerinde 7 kilometre yürüyüş yapıyordum. Eşimle kızımın kan tahlilini yaptırmak için gittiğim devlet hastanesinde ağrılarımdan bahsettiğim arkadaşımın tavsiyesi üzerine röntgen ve MR çektiriyorum. Ortopedi klinik şefinin, dehşete kapılmış halde "Sen ne yapıyorsun. Basma o ayağının üzerine sakın" sözleriyle irkiliyorum. MR, sol kalça kemiğimin karın kemiğine birleştiği noktada pinpon topundan az büyükçe yuvarlak kemiğin (femur başı) ucundaki tahribatı net şekilde gösteriyor. Hastalığımın tam adı; Avasküler Nekroz... Yani femur başındaki ödem sonucu kemiğin tahrip olması, işlevini yitirmesi.
ÖNCE AMELİYAT
Doktor: "Basit bir ameliyatla hallederiz. Kalçadan kemiği delip femur başına giriyoruz, kemiğin çürüyen kısmını temizliyoruz. Sonra oraya, belinden aldığımız kemik iliğini naklediyoruz."
"Başarı şansımız ne?" "Bu ameliyat seni en az beş sene idare eder. Sonra protez."
"Nasıl yani?" Evet protez... Kalça kemiğimin ucundaki hasarlı kısım kesilecek. Yerine, ucunda seramik bir top bulunan metal çivi çakılacak... Yürüyerek geldiğim hastaneden arabaya kadar, eşimle kızımın yardımıyla deyim yerindeyse sürünerek gidebiliyorum.
BASTONLU GÜNLER...
İlk olarak, kendime, yakışıklı bir çift baston ediniyorum. Ertesi günlerde, ağrılarım artmaya başlıyor. Ayağımı kıpırdatamıyorum. Önemli sağlık kuruluşlarından ikisine daha gidiyorum. İlki büyük kamu hastanesinin ortopedi klinik şefi... "Birkaç gün sonra gel, ameliyat edelim. Yoksa kemik kırılır, protez yapmak zorunda kalırız." Ertesi gün havalı bir hastanedeyiz. Adının önünde uzunca bir uzmanlık unvanı olan ünlü bir doktor... Hanımefendinin MR'ıma bakınca ilk tepkisi şu oluyor: Sol kalça kemiğiniz bitik. Acil protez. Sağda da tahribat var, ameliyatla kurtarabiliriz... İmdaaaat... Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum.
HÜCRE ÇOĞALTMA
Ertesi gün, bir üniversite hastanesi. Başarılı operasyonlarla bolca haber olan profesör... Hoca, kemikteki hasarlı bölgeye, hücre nakli yapıyor. Belimden bir miktar kemik iliği alınacak, Trabzon'daki laboratuvara gidecek. Çoğaltılan hücreler, yine kemiğin çürüyen kısmı temizlenerek yerine nakledilecek. 'Bu sorunu ameliyatsız, protezsiz çözeriz' diyen bir doktor bulamamanın üzüntüsü içinde, hücre nakli ameliyatında karar kılıyoruz.
'AMELİYATA GEREK YOK!'
Günlerden perşembe. Sabah 10'da hocayla buluşacağız, operasyona gireceğim. Eşim, mahallemizde yeni açılan özel hastanede, genç idealist doktorlar olduğunu söylüyor: "Hadi oraya uğrayalım. Bir şey kaybetmeyiz." Genç bir doktor; Halil Can Gemalmaz. MR'larımı inceliyor, dudaklarından o üç kelime dökülüyor: "Ameliyata gerek yok."
"Peki diğer bütün profesörler, doçentler, uzmanlar..." "Onların söylediğinde de doğruluk payı var. Çünkü hasta açısından meşakkatli bir süreç yaşanır. Bacağa ağırlık verirler ve kemik kırılır. Bu yüzden doktorlar, kemiğin kırılma riski çok yüksek olduğu için genellikle 'ameliyat' der."
"Peki ameliyatsız nasıl olacak bu iş?" "Bacağına fazla ağırlık verme. Bir ay sonra ağrılarınız azalacak. Kemik zamanla sertleşecek ve kendini yenileyerek eski haline gelecek."
HİPERBARİK TEDAVİ
Ertesi gün başka bir özel hastane, Profesör Bülent Aksoy. O da aynı şeyi söylemez mi!: "Ameliyata gerek yok." Doktor Bülent Bey, Hiperbarik oksijen tedavisi de önerdi. Gerekçe şu: Her iki femurdaki tahribata, kemiğin oksijensiz kalması yol açmış olabilir. Femur başını besleyen kılcal damarlar bir vesileyle daralmış olabilir. Hiperbarik oksijen tedavisiyle kılcal damarların genişletilerek sorunlu bölgeye kan gitmesiyle kemik kanla beslenerek normal haline dönebilir.
OLAĞAN ŞÜPHELİ KORTİZON
Daha önce ani işitme kaybı yaşamıştım. Kulağımı iyileştirmek için ağır kortizon tedavisi uygulandı. Kortizon atıklarının, femur başını besleyen kılcal damarları tıkadığı düşünülüyor.
TÜPÜN İÇİNDE 26 GÜN
Tam 26 gün... Günde iki saatlik seanslar. Hiperbarik oksijen tedavi merkezine 26 gün gidiyorum. Önce tüpün içine 15 dakika basınç uygulanıyor. Sonra maskelerimizi takıyoruz. iki saat boyunca ciğerlerimize saf oksijen çekiyoruz... En az 60 seans öneriliyor. Ancak aşırı basınç kulağımda yeni bir soruna neden olmak üzereyken, oksijen tedavisini yarıda bırakıyorum.
AVASKÜLER NEKROZ HASTALARINA ÖNERİLER
Kortizon kullanmanız gereken durumlarda doktorunuza sorun. Bir tarafı iyileştirirken kalça kemiğinizi kaybetmeyin. Kortizon kullandığınız dönemde hiperbarik oksijen tedavisi uygulanabilir.
Sabırlı olun. Ameliyatı son seçenek olarak düşünün. Birden fazla uzmana danışın.
Sorunlu bacağınıza kesinlikle tam yük vermeyin. Mutlaka baston kullanın. Moralinizi yüksek tutun.
n Tedavi sürecinde, ilaç, özellikle de ağrı kesici kullanmamaya özen gösterin.
Antibiyotik etkisi olan gıdaları (lahana, soğan, acı biber gibi) tüketmemeye çalışın.
Yemeklerde kemik suyu kullanmak ve kelle, paça gibi ilik içerikli yemekler, iyileşmeyi hızlandırır.
Mümkün oldukça her gün mutlaka güneşe çıkın, D vitamini alın.
Hareket kabiliyetiniz azaldıkça kilonuzun aşırı artmamasına dikkat edin. Aşırı kilo, bacağı daha çok zorlar.
Spor yaparken dikkat edin.
SPEKÜLATİF BİR HASTALIK
Tedavime, Türkiye'nin kemik konusunda en yetkili kurumu olan Baltalimanı Kemik Hastanesi'nde Prof. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz'la devam ediyorum. Akif Hoca'ya göre, bu hastalığa yol açtığı düşünülen bazı etkenler var. Ancak neyin tam olarak femur başını tahrip ettiği, dünya hekimlerinin en spekülatif konularından biri. Başta kortizon olmak üzere, aşırı ilaç ve alkol tüketiminin avasküler nekrozu tetiklediği söylenebilir. Aşırı spor da nedenlerden biri. Ancak bilinen bütün nedenlerin dışında da hastalığın görüldüğü vakalar var... Akif Hoca'nın şu sözü, Avasküler nekroz'un ne kadar içinden çıkılmaz bir hastalık olduğunu göstermek için yeterli: "Bu hastalık benim ya da bir yakınımın başına gelse tam olarak nasıl bir tedavi uygulayacağımı bilmiyorum."
AĞRILARIM AZALDI
Yaklaşık 11 aydır, kalça kemiğimi kaybetmemek için amansız bir mücadele veriyorum. Yeni MR'larım ve röntgenlerim, hasarlı kemik ucunun etrafında yeni bir kemik katmanı oluşmaya başladığını gösteriyor. Artık bastonsuz ufak yürüyüşler yapmaya başladım.