Önal, yaptığı açıklamada, 2010 yılında başladığı "Dünyada Yetişen Kayısı Türlerinin Mineral İçeriklerinin Belirlenmesi" adlı araştırma kapsamında Kayısı Araştırma İstasyonu'ndaki gen bahçesinde bulunan kayısılardan numune topladığını söyledi.
Malatya'daki 240 çeşit kayısıdan örnekler alındığını dile getiren Önal, bu çeşitleri çözünürleştirerek, içerisindeki mineralleri ve insan sağılığına yararlarınn araştırıldığını ifade etti. Önal, insan sağlığı için çok önemli olan selenyum ve çinko elementlerinin hemen hemen tüm kayısı çeşitlerinde bulunduğuna işaret etti.
Önal şunları söyledi:
"
Selenyumun saç dökülmesini engellediğini, yeniden çıkartmaya faydası olduğunu ya da birçok kanser türünde faydalı olduğunu tıp, bilim söylüyor. Çinkoyla beraber bunların meyvede olması ilginç. Birçok meyveyi incelediğimizde çoğunlukla selenyum eser miktardadır, çinko eser miktardadır. Hatta ilaç firmaları mineral haplarında bunları insanlara takviye olarak da sunmaktadır. Kayısı yemek dururken niye ilaç alalım? Malatya'da kellik oranı araştırılsa kayısıdan dolayı eminim ki bu oranının az çıkacağı sonucu ortaya çıkar. O zaman demek ki saçı dökülen insan, kayısı yiyecek."
Genetiğiyle oynanmamış olması zerdaliye değer katıyor
Numune alınan kayısıların 236'sının zerdali olduğuna işaret eden Önal, selenyumun bunlarda daha yüksek çıktığını vurguladı. Zerdalinin aşılı kayısı gibi hasattan sonra kükürtlenmeyen, endüstriyel amaçlı kullanılmayan, doğrudan yaş tüketilmesi gereken bir meyve dile getiren Önal, zerdalinin çekirdeğinin toprağa düşmesiyle doğal olarak yetiştiğine dikkati çekti. Zerdalideki selenyum oranına altın çizen içeriğine dikkati çeken Önal, şu değerlendirmede bulundu:
"
Bir kilogram zerdali de ortalama 3 miligram selenyum var. Şeftaliden az ama şeftalinin tüketimiyle kayısının tüketimi bir değil. Şeftalideki içerik de çeşidine göre değişiyor. Kayısıda bunların hepsinin bir arada olması önemli. Mesela kayısıda fazla olan bir başka element de potasyum. A vitamini çok fazla. Bunların insan sağlığına önemi biliniyor. Potasyumun, selenyumun, A vitamini ve çinkonun yüksek miktarda çıkması, bunların hepsinin insan vücudu tarafından alınmasının daha kolay olduğunun göstergesi."
Bir kilogram kayısıdaki çinko içeriğinin de 0,5 ile 100 miligram arasında olduğunu kaydeden Önal, araştırmanın bu kadar çok sayıda kayısı çeşidiyle yapılan dünyadaki ilk çalışma olduğunu söyledi.
Sofralık kayısı dondan etkilenmiyor
Geçen yıl kayısı ağaçlarının dondan zarar gördüğünü ve ürünlerin tamamına yakınının yandığını hatırlatan Önal, donun yoğun olduğu bölgelerde zerdali yetiştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Sofralık kayısı olarak bilinen zerdalinin doğal şartlara daha dayanıklı olduğunu ifade eden Önal, bu nedenle dondan da etkilenmediklerini dile getirdi.
Önal şöyle konuştu:
"Geçen yıl Türkiye genelinde sofralık kayısıda da sıkıntı çıktı. Çünkü başka illerde yetişmiyor. Sadece Mut'un kayısısı bir haftada bitiyor. Bu yıl sadece Bursa'da yetiştirildiğini biliyorum. Oradan Türkiye geneline yayılıyor. Bu da yeterli değil. Zerdali üretimi Malatya'da aşılı kayısıya göre çok az. Sofralık kayısı en çok Çin'de ve İran'da üretiliyor. Artık küreselleşen dünyada yetiştirdiğinizi insanlara günübirlik ulaştarabiliyorsunuz. O zaman demek ki aşılı kayısıyı dolu vurdu ya da don oldu. Ağlamanın anlamı yok. Ona alternatif Malatyalıların 'hudayı' dediği zerdali yetiştireceğiz. Hem alternatif olacak, hem ülke ekonomisine katkısı olacak."