Mikro Cerrahi Nedir?
Çıplak gözle yapılamayacak kadar küçük ameliyat uygulamalarının ameliyat mikroskobunun yardımı ile uygulanmasıdır. Bu gün göz ameliyatlarında beyin cerrahisinde ve diğer bazı branşlarda ameliyat mikroskobu yaygın olarak kullanılmaktadır. Genelde mikro cerrahi ameliyatlar dendiğinde ise travma sonrası kopan parmak, el-kol, bacak gibi vücut kısımlarının yeniden yerine dikilmesi akla gelmektedir.
Mikro cerrahi nasıl uygulanır?
Mikro Cerrahi Nedir?
Mikro cerrahi Hakkında;
Bu teknikte ameliyat mikroskobu ameliyat sahasını büyütmekte, çok ince damar sinir gibi dokuların detaylı görünümü elde edilmektedir. Bu konuda uzun bir eğitim süreci geçirmiş tecrübeli cerrahlar çok ince, çıplak gözle zor fark edilebilen dikiş malzemeleri ile mikro cerrahi ameliyatlarını yapmaktadırlar.
Kazaya uğramış organlarımızın fonksiyonu açısından bakıldığında, hasar gören sinirlerin mikro cerrahi metotlar ile tamiri çok daha iyi sonuçların elde edilmesine imkan vermektedir.
Mikro Cerrahi Neden Gereklidir?
Vücudumuzda canlı olarak bulunan tüm doku ve organların kan dolaşımına ihtiyacı vardır. Kalbimizin pompaladığı kan atar damarlar aracılığı ile bu dokulara ulaşmakta onların ihtiyacı olan oksijen ve temel diğer ihtiyaçları taşımaktadır. Dokuda çıkan toplar damarlar ise burada oluşan karbon dioksit ve diğer atık malzemeleri de ortamdan uzaklaştırmaktadır.
Kısaca bir dokunu hayatiyeti ona devamlı kan gelmesine, buradaki hücrelerin ihtiyacı olan gaz ve madde alışverişini tamamladıktan sonra dönmesine bağlıdır.
Kazaya uğramış organlarımızın fonksiyonu açısından bakıldığında, hasar gören sinirlerin mikro cerrahi metotlar ile tamiri çok daha iyi sonuçların elde edilmesine imkan vermektedir.
Mikrocerrahi Yapılamazsa Neler Olur?
Vücudumuzdaki sinirlerin bir kısmı derideki reseptörler aracılığı ile oluşan duyu hissini beyne taşır ve bizim sıcak-soğuk, batma, yanma, acı gibi dış dünyanın tesirlerini beynimize ileterek algılamamızı sağlar. Bir diğer kısım sinir lifleri ise beyinden irademiz ile oluşturduğumuz komutları kaslarımıza ileterek onların isteğimiz doğrultusunda hareket etmesini, beynimizin komutlarına uymasını sağlar. Bu bir kısım sinirlerin kesilmesi sonucu bu fonksiyonlar yerine getirilemez ve hastanın bu bölgesi his kaybı sonucu kalıcı olarak uyuşuk kalır. Dış dünyanın zararlarından kendini koruyamaz ve yaralar açılır, yanıklar oluşur.
Yine beyinden hareket için komut taşıyan sinirlerin zarar görmesi sonucu isteğe bağlı çalışan kaslarımıza bu komutlar ulaşamaz ve sinirini kaybeden bu kaslar felç olur, kalıcı hareket kaybı yerleşir.
Bu nedenle organların hem canlılıklarının devam etmesi hem de fonksiyonlarının yeterli olması için mikro cerrahi teknikler ile damar ve sinirlerin onarılması gerekmektedir. Bu ameliyatlar ancak sıfır hata ile uygulandığında başarılı sonuç söz konusudur. Başarı için de sabırlı bir cerrahın yıllar süren eğitimi ve tecrübe kazanması ile söz konusu olabilir. Aksi takdirde sonuç olarak uzuv kaybı ya da işlevsel yetersizlik karşımıza çıkabilir.
Açık ya da mikrocerrahi yöntemle ameliyat nasıl yapılır, farkları nelerdir?
Hasta genel anestezi altında uyutulur. Yüzükoyun yatarken bel bölgesinde yapılan bir kesiyle cilt dokuları geçilip kasları saran kalın zar açılır. Bel kasları kemik üzerinden sıyrılır. Omurganın arkasında bulunan "lamina" adı verilen kemiğin bir bölümü ve omurlar arasındaki bağ dokusu çıkartılıp omurilik ve sinire ulaşılır. Sinir özel aletlerle kenara çekilip sinire bası yapan fıtık dokusu çıkartılır. Ardından açılan tabakalar dikilerek kapatılır.
Açık cerrahi yöntemle mikrocerrahi arasında mantık açısından fark yoktur. Ancak mikrocerrahi sırasında cerrah mikroskop kullanır. Mikroskobun işlevi cerrahın çalıştığı dokuları aydınlatması ve görüntüyü büyütmesidir. Bu sayede cerrah normal dokulara açık cerrahiye oranla daha az hasar verir. Cilt kesisi daha küçüktür. Dolayısıyla kasları saran zar daha küçük açılır. Daha az miktarda kas kitlesi kemikten sıyrılır. Çıkartılan kemik ve bağ dokusu miktarı daha azdır. Böylece mikrocerrahi sonrası hastalar açık cerrahiye oranla normal ve çalışma yaşamlarına daha çabuk kavuşurlar.