Bilindiği üzere kanser en önemli sağlık sorunlarından biridir. Tıp alanında meydana gelen önemli ilerlemelere rağmen kanser önemini halen korumaktadır. Kansere karşı verilen bu zorlu mücadelede erken tanı büyük önem taşımaktadır. İnsanlarda herhangi bir belirti oluşmadan kanserin araştırılmasına tarama denilmektedir. Erken teşhis imkanı sağladıkları için tarama yöntemleri kansere karşı mücadelede en önemli kozlarımızdandır.
Kanser taraması nedir? Kanser taraması nasıl yapılır?
KANSER TARAMA TESTLERİ
Kanser taramaları, erken tanının hastalık kontrolünde önem kazandığı kanser türlerinde yapılmalıdır. Meme, serviks, kolon ve cilt kanserlerinde erken tanının yaşam kayıplarını azalttığı klinik araştırmalar ile gösterilmiştir.
Kanserin biyolojisinin daha iyi anlaşılmaya başlanmasıyla kanserden korunma kavramı da somutlaşıyor. Sigara, tükettiğimiz besinler, tarım ilaçları ve obezite kanserin en önemli çevresel nedenleri arasında sıralanıyor. Kanserde erken tanıyı sağlayan tarama yöntemleri de korunma kapsamında değerlendiriliyor.
Erken teşhis pek çok kanser türünde hayat kurtarıcı bir rol üstlendiği gibi bir çoğunda da yaşam süresinin ve yaşam kalitesinin artışında önemli bir faktör oluşturuyor. Bu nedenle birçok kanser türünde kanser taramaları önem kazanıyor. Özellikle meme, rahim ağzı, kolon ve cilt kanserlerinde erken evrede yapılan teşhis, yaşam kurtarıyor. Kanser taramalarının, erken tanının hastalık kontrolünde ve sağ kalımda etkili olduğu kanserlerde ön plana çıkıyor.
Meme Kanseri Taraması
Meme kanserinin erken tanısında en önemli yöntem mamografi. 50 yaşın üstünde yıllık mamografi ve kendi kendini muayene yöntemi ile ölüm oranlarının yüzde 20-30 arasında azaldığını gösteren birçok çalışma var. Eğer,ailede çok genç yaşlarda meme kanseri görülmüş ise (özellikle 1.derecede akrabalarda) mamografik taramalar ultrason desteğinde 30-35 yaşlara kaydırılabilir. Mamografinin her yıl tekrarlanması gerekir.
Meme kanserlerinin birçoğunu hasta ilk defa kendisi saptamaktadır. Bu nedenle kendi kendine yapılan meme muayenesi erken tanı için önemlidir.
Serviks Kanseri
Tüm kadınlar, cinsel yaşama başladıkları yaştan itibaren her yıl Papanicolaou smear (Pap smear) testi yaptırmalıdır. Cinsel yaşamın başlaması ile HPV (Human papilloma virus) infeksiyonu riski de artmaktadır. HPV, serviks kanserinde bugün bilinen en önemli etkendir. 30 yaşına kadar, üst üste üç normal test geçirenlerde taramalar her 2-3 yılda bire azaltılabilir. Taramalar 70 yaşında sonlandırılır. HPV için aşı çalışmaları da başlatılmıştır. Pap smear kolay, ucuz ve ağrısız olması nedeniyle en çok uygulanan tarama testidir.
Kolon Kanseri
Kolon kanseri taramalarında dışkıda gizli kan saptanması en ucuz ve kolay bir yöntemdir. Yılda bir kez yapılan test ile kolon kanseri yaşam kayıplarında %30 azalma sağlandığı gösterilmiştir. Ancak yanlış pozitivitesi yüksektir. Gaitada gizli kan (GGK) pozitif olan olguların ancak %2-10'unda kanser saptanır. %20-30'unda ise adenomatöz polipler bulunur. Bu nedenle (+) GGK testleri kolonoskopi girişimlerini gereksiz olarak artırırsa da mortaliteyi azaltıcı etkileri gösterilmiştir. Birinci derecede akrabalarında kolon veya rektum kanseri olanlarla, ülseratif kolitli hastalarda ve daha önce adenomatöz polip saptanan hastalarda her yıl kolonoskopi, normal bireylerde ise 50> yaş üstünde her 3-5 yılda bir kolonoskopi önerilir.
Prostat Kanseri
Prostat kanseri için en sık önerilen tarama testleri, prostat spesifik antijen (PSA) ve rektal muayenedir. PSA'nın kolay uygulanabilir bir test olması nedeniyle, Avrupa ve ABD'de prostat kanseri yılda en fazla tanısı konulan kanser sırasına yükselmiştir. PSA ölçümleri ile asemptomatik pek çok prostat kanserine erken tanı konması mümkündür. Ancak, bunların birçoğu sağlığı gerçek olarak tehdit etmeden çok yavaş seyredecek ve tedavi gerektirmeyecektir. Ölümcül seyirli olanların ise çoğunun tanı konduğunda şifa şansı yoktur. Bu nedenle bazı otoriteler, prostat kanseri taramalarına karşı çıkmakta, klinik olarak önemsenmeyecek ve asemptomatik, yavaş seyirli kanserlerin tanısının morbidite ve gereksiz tedavi nedeniyle mortaliteyi artırdığını ileri sürmektedirler. Tedavi amacıyla yapılan radikal prostatektomi veya radyoterapinin empotans, inkontinans gibi yan etkileri ölümcül olmamakla birlikte yaşam kalitesini bozucu niteliktedir.
Over (Yumurtalık) Kanseri
Over kanseri için ileri sürülen tarama testleri, pelvik muayene, transvaginal ultrasonografi ve serum Ca-125 testleridir. Pelvik muayene over kanserinin mortalitesini azaltacak kadar duyarlı bir test değildir. Transvaginal ultrasonografi ve Ca-125 testleri ile yapılan randomize kontrollü çalışmalar ise henüz sonlamamıştır.
Akciğer Kanseri
Akciğer kanseri taramasında, akciğer filmi, bilgisayarlı tomografisi ve balgam sitolojisi erken tanı amaçlı kullanılmıştır. Bu tarama testlerinden hiçbirinin mortaliteyi azaltıcı etkisi gösterilememiştir. Spiral BT'ler tanıyı daha erken evrelere getirmekle birlikte, yanlış pozitif bulgular nedeniyle morbiditesi fazladır ve sağkalım üzerine etkileri tartışmalıdır.
Mide ve Özofagus Kanseri
Mide kanserlerinde ve lenfomalarında Helicobacter pylori ve Helicobacter felis eradikasyonunun kanser gelişimini önlediği, displastik mide mukozasının düzeldiği deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. Japonya gibi, mide kanseri insidansı çok yüksek olan ülkelerde gastroduodenoskopik taramalar ile kanser sadece cerrahi ile tedavi edilebilir çok erken evrede yakalanabilmektedir. Reflü özofajitler sonucu gelişen Barrett Özafagusu'nun erken saptanması ve tedavisi (endoskopik, cerrahi veya fotodinamik olarak) özofagus kanserlerinin en azından bir kısmının gelişmesini engelleyecektir.