Burun deliklerinizi sıkmak ve ağzınızı kapatmak sizi başkalarını rahatsız etmekten alıkoyabilir. Ama, kulak zarlarınız ve sinüslerinize zarar verebilir, ya da kulak enfeksiyonuna neden olabilir.
Hapşırıklar şaşırtıcı derece güçlüdür. Havanın ani ve güçlü bir şekilde çıkarılması, sümüksü damlacıkların saatte 130 kilometreye kadar hızla saçılmasını sağlar.
Bazı kişiler, havanın ısınması ve alerjiler nedeniyle hapşırmaya başlarlar. Alerji kaynaklı hapşırıkların bir özelliği bir defada iki üç kez hapşırmaktır.
Alerji uzmanları bu "hapşu"ların serbest bırakılmasını öneriyor. Güçlü gelen bir hapşırığın tutulması bazı kişilerin kulak zarında ve sinüslerinde hasara yol açabiliyor.
Bazı kişiler de soğuk nedeniyle hapşırırlar. Soğuk, bir enfeksiyon göstergesi olan sarımsı bir burun akıntısı üretebilir. Bu akıntıyı vücuttan atmak en iyisidir. Hapşırığı tutmak, sadece bu akıntıyı vücutta tutar ve hatta daha içerilere bile taşıyabilir. Hapşırığı tutarak, iltihaplı salgıyı östaki borusuna ve oradan da orta kulağa geri gönderirsiniz. Bu yüzden orta kulak enfeksiyonları yaşayabilirsiniz.
Hapşırmak, koruyucu bir reflekstir. Tahriş edici bir şeyler burnunuza girmiştir ve vücudunuz sinüslerinize veya akciğerlerinize gitmesini önlemek istemektedir. Hapşırdığınızda vücudunuz bu davetsiz misafirden kurtulmaya çalışıyor demektir.
Hapşırık tutma konusunda bazı efsaneler de dolaşmıyor değil. Felce ya da bir böbreğinizin sönmesine sebep olmaz.
Bu nedenlerle, bırakın vücudunuz görevini yapsın ve hapşırsın. Sadece ağzınızı ve burnunuzu örtün yeter.
Kaynak: www.karatashastanesi.com.tr