Ülkemizde 15 milyon yüksek tansiyon hastası var ve bu hastaların ne yazık ki yarısı hastalıklarının farkında değil. Farkında olanların da yarısının kan basıncı kontrol altında değildir. Yetişkinlerin en sık karşılaştığı kronik hastalıkların başında gelen hipertansiyonla dünyada yaklaşık olarak 1.5 milyar, ülkemizde ise 15 milyon kişi mücadele ediyor. Liv Hospital Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tekin Akpolat, birçok kişinin yaşamını etkileyen hipertansiyonun nedenleri ve yol açtığı hastalıklar hakkında bilgiler verirken, tedavi yöntemleri konusunda da ipuçlarını paylaşıyor.
Stres, yüksek tansiyona yol açar mı?
Stres, ani kan basıncı yükselmelerine neden olur ve strese bağlı kan basıncı yükselmesi genellikle geçicidir. Stresin kalıcı hipertansiyona yol açtığına dair delil yoktur ancak bazı hastalarda kan basıncı yükselmesine katkıda bulunur. Stres azaltılınca kan basıncı kontrolü kolaylaşır. Hipertansiyon, stres ile ilişkili olsa bile tedavi edilmelidir.
HAREKETSİZLİK ETKİLER
İş yaşantısı kan basıncını nasıl etkiler?
Uzun çalışma saatleri, masa başı çalışma düzeni ve düzensiz beslenme tansiyonu olumsuz etkiler. Bunlara ek olarak çalışma hayatının stresi de göz önüne alındığında çalışanlar hipertansiyon ve hipertansiyona bağlı sorunlar için risk altındadır. Zamanın kısıtlı olması hareketi azaltır. İş yemekleri ve uzun süren toplantılar beslenme düzenini daha da bozar. Kişinin kendisine zaman ayıramaması tedavinin de aksamasına neden olabilir. En büyük zorluklardan biri dışarıdan yiyecek tüketmektir. Ancak bilinçli ve planlı bir yaklaşımla dışarıda yemek tüketmek tansiyona olan olumsuz etkileri en aza indirger. Hipertansiyondan kaçınmak için tuzu az kullanmak, ara öğünleri atlamamak ve doğru lokantaları seçmek önemlidir. Ülkemiz, dünyada en çok tuz tüketen ülkelerden birisidir.
İş yerinde atıştırmalık/ara öğün seçerken neler yapılabilir?
Tuz açısından zengin gıdaların tüketiminden kaçınmak gerekir. Ara öğünlerde simit, poğaça, kuru pasta gibi seçenekler tuz nedeni ile tercih edilmemelidir. Evden çıkarken yanımıza bir meyve veya bir avuç fındık almak en sağlıklı seçenekler olabilir.
TEDAVİ ÜÇ AŞAMADAN OLUŞUR
Hipertansiyon nasıl tedavi edilir?
Hipertansiyon tedavisi üç aşamadan oluşur; hipertansiyona yol açan hastalığın tedavi edilmesi, ilaç uygulaması, yaşam düzeninde değişikliğe gitmek. Tuz alımının kısıtlanması, fazla kiloların verilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması, sigaranın bırakılması ve alkolün belli düzeyde tutulması başlıca yaşam düzeni değişiklikleridir.
Tansiyonu kontrol altına almak için neler yapılabilir?
Tansiyonu kontrol altına almak; sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisi, hipertansiyon hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmak ve iş yaşantısı içerisinde hipertansiyon tedavisinde gerekli olan yaşam düzeni değişikliklerini gerçekleştirerek mümkün olur.
Sofradan tuzluğu kaldırın tuzlu peyniri suda bekletin
SOFRADAN TUZLUĞU KALDIRIN.
Tuzsuz ekmeğe geçin, ekmeği azaltın.
Tuza alternatifleri deneyin.
Evde yemekleri az tuzlu ya da tuzsuz pişirin.
Kahvaltıya dikkat! Kahvaltıda tüketilen peynir, zeytin, sucuk, salam, sosis, ekmek, simit, poğaça önemli tuz kaynaklarıdır. Bazı tür peynirlerin içindeki tuz miktarı deniz suyundan fazla olabilir. Günümüzde peynir ve zeytinde daha az tuzlu seçenekler vardır, az tuzlu seçeneklerin içinde bile gereğinden fazla tuz olabilir. Suda bekleterek peynirin içindeki tuz daha da azaltılabilir. Tuzsuz lor peyniri iyi bir alternatif olabilir. Herkes kendine en uygun kahvaltı şeklini hem tuz, hem kilo açısından bulmalıdır.
Hamur işlerini azaltın. Hastalar, 'Tuzluk kullanmıyorum, ekmek de yemiyorum, yemeğim de az tuzlu' diye düşünerek tuzu azalttıklarını düşünebilirler. Makarna, erişte, mantı, pizza, simit, poğaça, börek, kuru pasta, yaş pasta gibi hamur işleri de önemli tuz kaynağı olabilir.
Tuzdan zengin gıdalardan uzak durun. Genel olarak işlenmiş etler (sucuk, pastırma, sosis, salam, jambon), galeta unu, kraker, mısır gevreği, patlamış mısır, cips, hazır çorba, et suyu tableti, hazır yufka, tatlı bisküviler, kekler, salça, ayçiçeği çekirdeği, tuzlu fıstık çok tuz içerir.
Ara öğünler önemlidir. Ara öğünler sadece kilo vermek için değil tuz kontrolü için de önemlidir. Kolaylıkla ulaşılabilen tuzlu kurabiye gibi hamur işleri çok önemli tuz kaynağıdır. Evden çıkarken yanımıza bir meyve koymak, tuzsuz kuruyemiş bulundurmak, fındık, ceviz, haşlanmış yumurta almak güzel seçenekler olabilir.
Alışkanlıklarınızı değiştirin. Tuzla ilgili alışkanlıkların değiştirilmesinde en önemli problemlerden birisi bazı gıdaların içinde tuz olmasına rağmen diğer tatlandırıcılar (genellikle yağ ve şeker) nedeni ile tuz tadını alamamak, miktarını anlayamamaktır. Üstelik gıdaların üzerinde (hazır olsa bile) içindeki tuz miktarını belirten bilgi oldukça sınırlıdır (özellikle ülkemizde). Bu nedenle bilmediğimiz gıdaların içerdiği tuz miktarını öğrenmek için çaba göstermemiz gerekebilir.
KAN BASINCINI KONTROL ALTINA ALMAYA ENGEL OLAN DURUMLAR NELERDİR?
İlaç kullanmaktan kaçınma.
İlacın yan etkilerini doktorla paylaşmama.
Kan basıncı kontrol altına alınınca 'Acaba ilaç gerekli mi?' diye denemeler yapma.
Tansiyon ölçüm aletinin hatalı olması
Tansiyon ölçmeyi bilmeme.
Hatalı bitkisel ilaç kullanımı.
Doktorla konuşmadan ilaç sayısını veya dozunu azaltma.
Hipertansiyonun nedeninin araştırılmaması.
Başka bir hastalık nedeni ile kullanılan ilacın kan basıncını yükseltmesi.
Fazla ekmek yemek (tuzsuz değilse)
Farkında olmadan aşırı tuz almak.
Dışarıda yemek yerken özel isteklerde bulunmamak.
Yüksek tansiyonun belirti vermemesi.
Durumu (tansiyonun yüksek kalmasını) kabullenmek.
'Bünyem yüksek tansiyona alışmış' diye düşünmek.