Türkiye'de kardiyoloji uzmanlık eğitiminin sorunlarına değinen Müderrisoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"21. yüzyıl görüldüğü kadarıyla ateroskleroz (damar sertliği) salgınının olacağı bir yüzyıl olacak, bütün göstergeler öyle. Yetersiz beslenme, az hareket, birtakım çevresel koşullar ve risk faktörleriyle yeterince mücadele edilmemesi bu sonucu getiriyor. Dolayısıyla gerçek anlamda ateroskleroz, kalp hastalıkları ve koroner hastalıklar ile mücadele eden, yetkin, genç kardiyologlara ihtiyaç var. Genç kardiyologların oldukça yoğun bir eğitimden geçmeleri ve iyi bir iç hastalıkları eğitimi almaları gerekiyor. Oysa şu anda hepimizin bildiği gibi kardiyoloji eğitimi 4 yılla sınırlanmış durumda. İç hastalıkları bunun bir parçası ama yeterli olmadığını hepimiz iyi biliyoruz. İkincisi, şu anda akademik performans, son çıkan yasalar sonucu artık tamamen hizmet performansına dönüşmüş durumda. Hocalarımız, öğretim üyeleri daha fazla iş üretmek zorunda, bu nedenle eğitimi istendiği ölçüde ön planda tutamıyorlar."