Sağlık gündemi çok hızlı değişiyor. Bir süre önce şişelenmiş suların sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri birçok habere konu oldu. Dönem içinde artan farkındalık sebebiyle alışkanlıklarında düzeltmelere gidenler olduysa da; geçen zaman bilgileri unutturarak, özenin azalmasına sebep oldu. Bugün, şişelenmiş suların sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerini yeniden hatırlayacağız. Piyasada çok çeşitli plastik su şişesi mevcut. Bunların arasındaki farkları öğrenmek ve bu bilgiler ışığında seçim yapmak en doğrusu olacaktır. Farklı türde kullanılan plastiklerden elde edilen şişelerin insan sağlığı üzerindeki muhtemel etkileri bilimadamlarını harekete geçirerek konu hakkında araştırmalar yapmaya itiyor. Çıkan sonuçlar ise oldukça ses getirecek cinsten. Şişelerin özelliklerine değinmeden önce, içerisindeki sulardan bahsetmek istiyorum. Uluslararası Şişelenmiş Su Birliği (IBWA), suyun şişelenmesini, markalaşmasını, etiketinin hazırlanmasını ve piyasadaki satış sürecini düzenleyen birçok kural tanımlamıştır. Fakat tanımlanmayan iki kural var ki bunlar aslında üzerinde en çok düşünülmesi gereken hususlar. Bunlardan birincisi, suyu şişeleyen kişinin suyu nereden aldığını söylemek zorunda olmaması. İkincisi ise, şişelediği suyu hangi yolları izleyerek şişelenmeye hazır hale getirdiğidir.
GERÇEKTEN DOĞAL MI?
Suda aradığınız en önemli iki özelliğin bir standarda tabi olmadığını kaçınız biliyordunuz? Birçoğunuzun bildiği gibi piyasada bazı su markalarının pazar payı, isimlerinin güvenilirliği sebebiyle her geçen gün artmakta. Doğal kaynak suyu olduğu bildirilse de şu anki pazar paylarına yetecek kadar suyu piyasaya çıkarken kullandığı ilk kaynaktan karşılayabiliyor olabilir mi? Bazı firmalar doğal kaynak suyu adı altında birçok farklı kaynağın suyunu kullanabileceği gibi, çeşme suyu ile karıştırılmış suyu da satıyor olabilirler. Bazıları ise, kuyu suyu veya çeşme suyunu çeşitli arıtma yöntemlerinden geçirip mineral dengesini kimyasallar aracılığıyla dengeleyerek 'doğal içme suyu' veya 'işlenmiş içme suyu' olarak satıyor olabilirler. Bu tip örnekler FDA gibi bir denetleme kurumunun sıkı denetimine rağmen, Amerika Birleşik Devletleri'nde de görülmekte. Hiç şüpheniz olmasın ki ülkemizde de bunun bilinen veya bilinmeyen örnekleri mevcut. Geçtiğimiz yıllarda Sağlık Bakanlığı, şişelenmiş sulardaki uygunsuzluklardan bahsetmişti ancak bu açıklamalarda detay bilgi verilmeyerek, firmaların şişe tiplerine göre uygun formatlarının bulunduğu belirtilmişti. Bu eksik bilgiler sebebiyle ortaya ironik bir durum çıktı. Şişelenmiş, özellikle damacana sularda sağlığı etkileyebilecek birçok bilimsel faktör olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı listenin dışında kalan şirketlerin damacana sularının güvenli olduğunu belirtmiş olması, bilimsel çelişkiden öteye gidememiştir. Su gibi hayati önemi olan bir konuda eksik bilgi vermek, yanlış bilgi vermekten daha tehlikelidir. Bugün sizlere şişelenmiş sular hakkında detaylı bilgi vererek en azından suyunuzu doğru seçmenize yardımcı olmaya çalışacağım.
ŞİŞENİZİN HANGİ TÜR OLDUĞUNU ALTINDAKİ KOD NUMARASINDAN ÖĞRENİN
Plastik şişelerin birçok tipi olmasına rağmen iki ana sınıfta toplanır. Birinci sınıf plastik şişeler, tek kullanımlık olarak tasarlanmışlardır. Genellikle marketlerden aldığınız sular bu tip şişelerle şişelenmiştir. İkinci sınıf plastik şişeler ise, birden fazla kullanım için tasarlanmışlardır. Damacanalar ve bireysel mataralar bu tip şişeye örnek olarak verilebilir. Şişelerde ve kaplarda kullanılan plastiklerin hangi tür olduğunu şişenizin altına bakıp öğrenebilirsiniz. Şişelerin altında yeniden dönüşüm logosu olan üçgenin içinde yazılan rakam, plastiğin cinsini ve ne şekilde yeniden dönüşüm yapılacağını bildiren bir kısa koddur. Birçok tek kullanımlık plastik su şişeleri Polyethylene Terephthalateden yapılmaktadır. Kısaca PET ŞİŞE olarak tanımlanır. Eğer bu şişelerin altına bakarsanız tarif ettiğimiz yerde 1 rakamını göreceksiniz. Bu PET ile ilişkili kod numarasıdır. 12 ve 19 litrelik damacanalar genellikle polikarbonattan yapılmıştır ve 7 rakamı kod olarak kullanılır.
POLİKARBONATLA İLGİLİ SORUNLAR
Polikarbonat plastikler özellikle damacanalarda kullanılır ve üretiminde Bisphenol A (BPA) adındaki kimyasal madde kullanılır. BPA aslında birçok yerde mevcuttur. Plastik şişelerin dışında, tenekelerin veya kutu meşrubat içeceklerinin iç yüzey kaplamasında da kullanılır. Bugün hepimizin idrar tahlili yapılmış olsa, ortalama %90'ımızda bu madde tespit edilebilir. Bu maddenin sağlık üzerindeki etkileri, iki zıt sonuçları olan çeşitli araştırmalarla vurgulanmıştır. Ortaya çıkan bu iki zıt sonuç incelendiğinde, zararı var diyenlerin devlet destekli fonlarla yürütülen çalışmalar olduğu, zararı yok veya az zararlıdır diyen çalışmalarınsa endüstriyel destekli çalışmalar olduğu görülmektedir. Ben de diğer bilim adamları gibi BPA maddesinin insan sağlığına zararlı olduğuna inanıyorum. BPA, meme ve prostat kanseri, obezite, kısırlık, şeker hastalığı ve nörolojik hiperaktivite hastalığı riskinde artışa sebep olmaktadır. Bütün bunlara yol açmasının sebebi, endokrin sistemimiz üzerindeki hücresel etkileridir. Yapılan bir araştırma, BPA ihtiva eden ürünlerin kullanımının bırakılması halinde üç gün içerisinde idrardaki düzeyinde yüzde 66 oranında azalma olduğunu göstermiştir.
PLASTİK TADI VE KOKUSU GELİYORSA HEMEN İADE EDİN
1. Üretim tarihi gününüze en yakın olanı tercih edin. Ancak şişenin kapağı takılmadan önce suyunuz son bir dezenfeksiyon işleminden geçirilmiş olabilir. Bu işleme tabi olan sularda tüketilmeden önce iki gün bekleme süresi gerekir. Seçeceğiniz suyun alacağınız günden en az iki gün önce üretilen ve üretim tarihi en yakın olan suyu seçmenizde fayda olacaktır.
2. Cam şişeli ürün almaya özen gösterin.
3. Eğer bir kaynaktan su alıyorsanız temizlenmiş paslanmaz çelik, cam veya polipropilen şişe kullanın.
4. Güneş ışığına maruz kalmış plastik şişeli sudan uzak durun.
5. Şişeyi mutlaka göz seviyenize kaldırıp içine bakın. İnanmayacaksınız ama bazen yüzen şeyler görebilirsiniz.
6. Aldığınız suyu içtiğinizde ağzınıza plastik tadı veya kokusu geliyorsa suyu iade edin ve paranızı geri isteyin.
7. Kaynak sularının fazla olduğu ve sanayileşmenin az olduğu şehirlerden gelen kurumsal şirketlerin suyunu almaya çalışın.