Su, sağlığımız icin o kadar önemlidir ki, deri de dahil olmak üzere tüm organ sistemlerinin, kan dolaşımından sürekli su elde ettiği bir nemlendirme sistemi vardır. Ciltteki bu nemlendirme sistemi; cildin ihtiyaçları ve dahili su kaynağı arasındaki devamlı dengeyi sağlayarak, senkronize şekilde çalışan damarlar, ter ve yağ bezleri ile su tutucu ve su çekici moleküllerden oluşur.
HÜCRELER SIVI DOLU
Hücre zarları sağlıklı olduğunda, hücreler sıvı ile doludur. Cildin her tabakası, yapısını nemli tutabilmek icin nemledirici moleküller barındırır. Örneğin dermis, öncelikle hyaluronik asit gibi GAG'lar tarafından nemli tutulur. Aslında, tüm vücudun ihtiyacını karşılayan ve su cekici özelliği olan hyaluronik asidin yarısı dermiste yer alır. Dermisin hemen üstünde epidermis bulunur. Deri hücreleri epidermisin alt katmanında bölünür ve üstlere çıktıkça düzleşip ölmeye başlar. Bu süreçte yavaşca içerilerindeki suyu ve yapısal lipitleri serbest bırakırlar. Bu sebeple yüzeysel deri hücreleri; artık canlı ya da işler olmadığı halde, su tutmalarını ve ciltten atılana kadar nemli kalmalarını sağlayan yapısal lipitler, yağ asitleri, kolesterol ve seramidlerle çevrilidir. Bu, vücudunuzun dışarıdaki koruyucu kalkanıdır. Cildin daha fazla nemlendirilmesi için yağ bezlerinden gelen su tutucu sebumlar cildin yüzeyine akar ve suyun kaçmasını önlemek amacıyla, stratum corneum'daki lipitlerle birlikte cilt yüzeyinde yağlı bir kalkan oluşturur. Cilt bakım ürünlerinin içerisinde bulunan sodyum pyrolidon karboksilik asit (sodyum PCA) gibi doğal nemlendiriciler ve seramid; cildinizde zaten var olan nemlendirici moleküllerdir. 20 yaşın altındaki birçok sağlıklı genç insan için, dahili nemlendiriciler cildi çevresel stresten koruyarak nemli tutmaya yeterlidir.
CİLDİ CANLANDIRMAK İÇİN BOL SU İÇİN
Dahili
nemlendirme sisteminizi canlandırmak icin bol miktarda su içmeniz gerekir. Ancak içtiğiniz suyun belirli bir üst limiti aşan kısmı dışarı atılır. Bu üst limit her insan için değişkendir ve aktivite seviyesine göre farklılık gösterir. Hücrelerinizi, hücre zarını oluşturan lipitlere zarar veren serbest radikallerden korurken aynı zamanda bu zarı, yağ asitleri ile besleyebilirsiniz. Bunun için beslenme rutininize balık ve omega 3 açısından zengin besinler eklemek gerçekten çok yardımcı olacaktır. Lesitin, hücreleri çevreleyen lipit tabakası icin önemli bir yapıtaşıdır ve hücre zarının oluşumunda rol oynar. Soya fasulyesi, karaciğer, kabak ve yumurta sarısından lesitin alabilirsiniz.