Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Örmeci, kronik B hepatitinin bugün için tedavi edilebilir hastalık olduğunu, tedavi olmayan hastaların yüzde 40'ında siroz gelişebildiğini, siroz gelişen hastaların her yıl yaklaşık yüzde 3-5'inde karaciğer kanseri gelişme riski ile karşı karşıya kalındığını söyledi.
Virüsün insana kan, aile içi bulaşma, iyi sterilize olmamış tıbbi cihazların uygulanması, cinsel bulaşma, vajinal sıvı ya da doğum sırasında anneden bebeğe geçiş ile bulaştığını belirten Örmeci, hastalığın aşırı halsizlik, hafif derecede ateş, baş ağrısı, iştah kaybı, bulantı, kusma ve özellikle karaciğer bölgesinin üzerinde ağrı ve hassasiyet ile kendini gösterdiğini ifade etti. Örmeci, ağrının sarsıntı ve eğilme ile arttığına dikkati çekerek, bunların dışında 5 yaşın üzerindeki çocuklarda ve yetişkinlerin yüzde 40'ında sarılık görüldüğünü dile getirdi.
Kronik B Hepatiti tedavisinde kullanılan "tenofovir" etken maddeli ilacın virüsün çoğalmasını durdurarak etkili olduğunu anlatan Örmeci, şunları kaydetti:
"Tedavi süresi uzadıkça virüs, kandan karaciğer dokusundan temizlendiği gibi ilaca karşı direnç gelişme riski de bulunmuyor. Dünyada ilaç kullanımı, 6 yılını doldurmuş olup bu 6 yılda virüsün tümüyle kandan ve karaciğerden silinip atılma oranı her yüz hastadan 11'inde gerçekleşmiş bulunuyor. Tenofovir etken maddeli ilacın, uzun kullanımda sirozu ve karaciğer kanseri gelişme riskini de azalttığı öngörülmektedir.
Halen Ankara Üniversitesinde Gastroenteroloji Bilim Dalı'nda tenofovir etken maddeli ilacın gerek karaciğer sirozunu gerekse karaciğer kanserini ne oranda azalttığına ilişkin bir araştırma devam etmektedir. Biz de tenofovirin hem karaciğer sirozuna hem de karaciğer kanserine engel olduğunu tahmin etmekteyiz."
Örmeci, çalışmanın sonuçlarının uluslararası arenada paylaşılacağını dile getirerek, araştırma kapsamında üniversitelerinde üç senedir "tenofovir" etken maddeli ilaç tedavisi alan hastaların 4. yılın sonunda yakından izlenerek, bu uygulama ile siroz ve karaciğer kanserinin ne kadar önlenebileceğinin ortaya konulacağını anlattı.
Örmeci, söz konusu yeni ilacın çok nadiren böbrek fonksiyonlarında bozulma yapabildiğini ifade ederek, hekimlerin bu konuda çok hassas olduğunu, doz ayarlaması yapılarak durumun kontrol altında tutulduğunu dile getirdi. Bu ilaçlar sayesinde tedavi başarısının çok ciddi seviyelere ulaştığını anlatan Örmeci, "Yeni ilaç, virüsü kanda yüzde 80 civarında sıfırlıyor. Tamamen silme oranı ise beşinci senede yüzde 11. Yani, tedavide beş yılını dolduran hastaların yüzde 11'i virüsten tümüyle kurtulabiliyor" diye konuştu.
Örmeci, yeni tedaviden yararlanabilmek için geri ödemede bir sıkıntı bulunmadığını, uygun hasta profili olan her hastanın yararlanabileceğini bildirdi.