Türk Toksikoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hilmi Orhan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan denetimlerde, çeşitli kırtasiye ürünleri ile kıyafetlerde saptandığı bildirilen "fitalat" grubu kimyasal maddelerin, belirli ürünlere plastikleştirici tabir edilen, ürüne belirli esneklik kazandırmak amacıyla eklenen maddeler olduğunu söyledi.
Özellikle son 10 yılda yapılan araştırmalarda, bu maddelerin "endokrin bozucu" etkileri belirlendiğinden dolayı tüketici ürünlerinde kullanımlarının çok önemli oranda kısıtlandığına ve bunun yüzde 0.1 ile sınırlandırıldığına dikkati çeken Orhan, şöyle konuştu:
"Endokrin bozucu' terimi, vücutta cinsellik ve doğurganlık faaliyetleriyle birlikte bir çok biyokimyasal ve fizyolojik olayı yöneten hormonların vücutta üretilmesi, etkilerini göstermesi ve etkilerinin sonlandırılması gibi doğal olayları çeşitli mekanizmalarla bozarak, sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden olan maddeler için kullanılan genel bir terimdir. Örneğin, fitalatlar vücutta estrojen reseptörlerine bağlandığı için erkeklerde üreme yeteneğinin azalmasına, meme bezinin büyümesi nedeniyle fiziksel açıdan karşı cinse benzeme gibi bir takım etkilere neden olabilen bir maddedir.
Fitalatlar, çevremizde bulunduğunda sadece insanlarda değil, hayvanların erkeklerinde de benzer etkilere neden olan madde grubudur. Dolayısıyla Bakanlığın analizi sonucunda tüketici ürününde belirlenen fitalat konsantrasyonunun söz konusu üründen maruziyet analizinin yapılarak, bu ürünü kullanacak okul çağı çocuklarının ürünün derilerine temas etmesi, kalem/silgi gibi ürünlerin ağıza alınması ve üründen havaya geçebilen fitalatı soluma yoluyla yüz yüze kalacağı sağlık riskinin belirlenmesi gerekir."
"AZO BOYAR" YAPIDAKİ MADDELER KANSER NEDENİ
Orhan, bu etkilerin, saptandığı belirtilen diğer riskli maddelerden olan ağır metaller için de geçerli olduğunun altını çizdi.
Bazı metallerin, bu tür ürünlerde uygulanan boyanın fikse edilmesi amacıyla kullanıldığını, önemli bir kısmının da üretim sırasında geri dönüştürülmüş plastik hammadesinde kirlilik olarak bulunduğunu anlatan Orhan, "Bunlar, standartlara uygun ve kontrol altında bir üretim yapılmadığı için üründe kalabilmektedir. Bu nedenlerle söz konusu metallerin bu amaçla kullanımı, toksisite potansiyelleri nedeniyle kısıtlanmış ve bazılarının kullanımı ise tamamen yasaklanmıştır" diye konuştu.
Orhan, sağlık açısından risk taşıyan diğer metaller hakkında da bilgi vererek, şunları kaydetti:
"Bakanlığın saptadığı metaller açıklanmamış olmakla birlikte eğer kullanıldı ise örneğin kurşun, böbrekler, sinir sistemi ve kan hücreleri üzerinde zararlı etkilere neden olur. Gelişme çağındaki çocuklarda kurşuna maruz kalmanın bir diğer önemli yönü, sinir sistemi toksisitesi nedeniyle çocukların zeka indeksinde kalıcı düşmeye ve bu nedenle öğrenme güçlüğüne/bozukluğuna yol açmasıdır. Ağır metallerden civa da böbrekler ve sinir sistemi üzerindeki ciddi zararları nedeniyle, özellikle gelişme çağındaki çocuklar açısından çekinilen bir diğer metaldir. Son grup olan azo boyar yapıdaki maddelerin kansere neden olduğu bilimsel olarak gösterildiği için ürünlerde kullanımları yasaklanmıştır."
Orhan, tüketicilerin bu konuda daha bilinçli davranarak, belirli sertifikalara sahip firmaların ürünlerini tercih etmeleri gerektiğini vurgulayarak, vatandaşların şüphelendikleri durumlarda Bakanlık ve ilgili kuruluşlara baş vurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.