Türkiye'de, çoğu zaman basına yansıyan bir hayat hikayesi sonrasında bir anda toplumsal duyarlılık geliştiğini ve merkezlere bağış için buşvuruların olduğunu anlatan Kapuağası, "Ancak, bu bağış o kişi için yapılmak isteniyor. Önemli olan, bir vakaya ilişkin bağışçı sayısının artması değildir. Her hasta için kullanılmak üzere bağış yapılmasıdır" diye konuştu.
Kimi zaman da ileri test yapılması için bağışçıya ulaşıldığında "olumlu cevap alınmamasının" önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Kapuağası, şunları kaydetti:
"Ülkemizde maalesef, gönüllü vericilerin ancak bir kısmı, ihtiyaç halinde arandığında kemik iliği nakli için onay veriyor; çoğu çeşitli nedenlerle merkeze gelmeyi reddediyor. Vericilerin ancak yüzde 15'i ulaşıldığında gerçekten gönüllü verici oluyor, çoğu vazgeçtiğini belirtiyor. Gönüllünün neye verici olduğunun farkında olması çok önemli. Avrupa'da ret oranı çok düşük; ihtiyaç duyulduğunda bağış yapanların yüzde 80-85'i gönüllü verici olmayı kabul ediyor."
Kapuağası, Türkiye'de 18 pediatrik, 42 erişkin toplam 60 kemik iliği nakil merkezinin bulunduğunu, 2012 yılı itibarıyla 2592 nakil yapıldığını ve nakil merkezlerinin şu anda yaklaşık yüzde 30 kapasite ile çalıştığını dile getiirdi.
Yeterli bilinçli gönüllü verici olduğunda mevcut kapasitenin 2-3 katı daha nakil yapabilecek alt yapının olduğunu vurgulayan Kapuağası, alandaki hekim tecrübesinin yüksek olduğunu ve operasyonlardan başarılı sonuçlar elde edildiğini dile getirdi. Kapuağası, kemik iliği verirken bağışçıların endişe duymaması, işlemden korkmaması gerektiğinin de altını çizerek, şöyle devam etti:
"Kemik iliği nakli için kök hücre, kemik iliğinden, periferik kandan ya da gebelerden doğumda alınan kordon kanı şeklinde üç farklı yöntemle elde edilebiliyor. Kemik iliğinden bağışçının, anestezi altında ameliyathane ortamında özel iğnelerle kemik iliğine giriliyor ve kök hücreler toplanıyor. Periferik kandan kök hücre toplanmasında ise, uygulama öncesinde vericiye kök hücrelerin kanda sayısını artırmak için aşı yapılıyor. Sonrasında aynı kan verir gibi kolundan bir serum seti takılarak istirahat pozisyonunda 3-4 saat içerisinde aferez cihazıyla periferik kandan kök hücre ayrıştırması yapılabiliyor. Verici ağrı, sızı hissetmiyor. Kemik iliği nakli ihtiyacı olması halinde, hastanın önce kardeş veya akraba vericileri taranıyor. Bunlarda doku grubu uygun verici bulunamazsa kişinin tedavi olduğu nakil merkezi tarafından Türkiye'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde bulunan Kemik İliği Bankalarından birine başvuruluyor. Önce ülkemizdeki 36 bin gönüllü verici taranıyor. Bunlardan da uygun verici bulunmadığında Dünya Kemik İliği Bankasıyla iletişim sağlanıyor ve üye ülkelerin buradaki yaklaşık 21 milyon gönüllü vericileri taranıyor. Taramalarda vericiler ile hastanın doku grupları eşleştiriliyor ve ön eşleştirmeden olumlu sonuç alınması durumunda ileri eşleşme yapılıyor. Tam uyumluluk halinde de nakil gerçekleştiriliyor."
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK), hastası için 30 kişiye kadar tarama bedelini karşıladığını belirten Kapuağası, vericinin bağış yapması halinde ön testin yaklaşık maliyetinin 200 TL olduğunu söyledi. Kapuağası, bunun bir tedavi olmayıp tarama testi olduğu için SGK tarafından geri ödeme kapsamında olmadığını, ücretin üniversite bütçesi veya üniversiteye yapılan bağışlardan karşılandığını bildirdi. Kapuağası, "SGK, ancak sigortalı bir hasta için bu işlemlere tabi olduğunda, uygun dokunun bulunması için yapılan 30 kişiye kadar taramaların ücretini ödüyor" diye konuştu.