Kendisiyle aynı işi yapan araştırmacıların yaşının 33, kendisinin ise 25 olduğuna dikkati çeken Burak, Hotamışlıgil'in diyabet ve obezite alanında
dünyanın en saygın profesörleri arasında gösterildiğini belirtti.
Burak, laboratuvarda obezite-diyabet hastalığı, yağ asidi bağlayıcı proteinler ve yeni tedavi yaklaşımları üzerinde çalıştığını dile getirerek, her türlü moleküler biyoloji ve genetik tekniklerinin yanı sıra metabolizma alanındaki en kompleks ve altın standart gösterilen "radyoaktif clamp" deneyleri yaptığını söyledi.
Burak, geçen yıl "aP2" adında yeni bir hormon keşfettiklerine işaret ederek, bunun hücre içi proteinin yağ dokusundan salgılanan bir hormon olduğunu gözlemlediklerini vurguladı.
"aP2" hormonunun yıllardır bilinenin aksine pankreastan bağımsız olarak karaciğerde şeker üretimini artırdığına dikkati çeken Burak, "Şişmanladıkça vücuttaki düzeyi artıyor ve diyabet hastalığının gelişmesinde çok önemli rol oynuyor. Bu hormonu vücuttan genetik olarak uzaklaştırdığınızda farelerin diyabet hastalığını ve diger metabolik problemlerini büyük oranda tedavi ediyorsunuz. Birçok deneyle yaptığım çalışma bu yıl mayıs ayında 'Cell Metabolism' dergisinde yayınlandı" diye konuştu.
Burak, Amerikan basınında da yer bulan bu gelişmenin, diyabet tedavisinde çok önemli bir kapı araladığını anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Diyabet ve diger metabolik hastalıklarda zararlı etkileri olan bu hormonu kanda aşı teknolojisiyle ürettiğimiz bir madde (monoklonal antikor) ile bloklamayı başardık. Şu an birçok diyabet hastalığı konusunda hayvan modellerinde çeşitli özel deneylerle bu maddeyi test ediyorum ve sevinerek soyleyebilirim ki yakın zamanda çok önemli bir ilaç olarak piyasaya çıkabilecek nitelikte olumlu ve çok heyecan verici sonuçlarımız var."