Karne günü heyecanının, çocuk ve aile açısından kabusa dönüşmemesi için ebeveynlerin davranış biçimine dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan İşeri, ailelerin, karnesinde zayıf bulunan çocuklarını başkalarıyla karşılaştırmamaları, "tembel, başarısız, yetersiz" gibi sıfatlarla nitelendirmemeleri, "senden ümidim yok" gibi betimlemelerden uzak durulmaları gerektiğini vurguladı.
İşeri, bu konuşmaların çocuk psikolojisinde derin yara açtığına, güven duygusunu yitirmesine neden olduğuna ve geleceğini etkileyebildiğine dikkati çekerek, "Çocuklar, korktukları ya da kendilerini hesap vermek zorunda hissettiklerinde içlerine döner ya da kendilerine kötü bir şey yapar. Tepkiden korkabilir ve ortamdan kaçmak isteyebilir" uyarısında bulundu.
İşeri, okuldaki başarısızlığın, çocukluk çağı ruhsal hastalıkları ya da aile ilişkisindeki sorundan da kaynaklanabileceğini, derslerdeki başarının aile ve okul ortamıyla birlikte değerlendirilmesi ve uzman yardımı alınmasının faydalı olacağını söyledi.
Karnede dersler dışında çocuğun davranış gelişimini yansıtan notların da çok önemli olduğunu hatırlatan İşeri, "Karnedeki çocuğun davranışlarıyla ilgili notlara olumlu tepkiler verilmeli. Karne, sosyal gelişim ile birlikte değerlendirilmeli" diye konuştu.
Karnedeki duruma karşı, sessizlik ve duyarsızlığın da doğru bir tutum olmadığına işaret eden İşeri, ''Çocuğun karnesine hiç bakmamak, ayaküstü bakmak, ilgilenmemek, zayıf olan karneyi görmezden gelmek, önemsizleştirmek, yansıtma ve suçlamalar yapmak ya da eğitimi çocuğun gözünde değersizleştiren konuşmalarda bulunmak da son derece hatalıdır" dedi.
İşeri, yarı yıl tatilinin çocuğun dinlenmesi ve ailesiyle birlikte vakit geçirmesi için uygun bir zaman olduğunu belirterek, bu süre içinde çocukların spora vakit ayırması ve yapmaktan zevk aldığı aktivitelerde bulunması gerektiğini bildirdi.
Tatil süresince çocukların televizyon ya da bilgisayar başında uzun saatler geçirmemesine özen gösterilmesi gerektiğini dile getiren İşeri, bunun yerine bilgi ve beceriyi geliştirecek, sosyal açıdan donanım kazandıracak aktivitelerde bulunulması önerisinde bulundu. İşeri, yıl içinde çok bir arada olunmadığı için aile ilişkisinin kuvvetlendirilmesi amacıyla birlikte sinema, tiyatro gibi sanatsal faaliyetlere zaman ayrılmasının çocuğun psikilojik gelişimi için oldukça faydalı olacağını kaydetti.