Özkan, hastanelerine, Kayseri ve çevre illerden daha çok akciğer kanseri tanısı konulan hastaların başvurduğunu belirtti. Bu hastalığın sigara kullanımıyla direkt ilişkisi olduğuna dikkati çeken Özkan, önceki yıllarda filtresiz sigaraların neden olduğu kanser tiplerinin daha sık görüldüğünü, son yıllarda ise filtreli sigaranın yol açtığı kanser tiplerinin daha fazla görülmeye başlandığını bildirdi. Özkan, şöyle konuştu:
''Filtresiz sigaralarda kanserojen olarak katran, filtreli sigaralarda ise nitritler ön plana çıkıyor. Katranın yol açtığı kanser vakalarında 'epidermoid karsinom' dediğimiz bir tür ön plandayken, filtreli sigaralarda nitritlerin neden olduğu adeno kanseri ön planda. Ben onkolojiye 10 yıl önce başladım. O yıllarda yüzde 70 epidermoid, yüzde 30 adeno kanseri görülüyordu. Şimdi yüzde 80 adeno kanseri, yüzde 20 epidermoid kanseri görüyoruz. Bunların davranışları, karakterleri çok farklı. Örneğin epidermoid kanseri bölgesel kalırken, filtreli sigaraların neden olduğu adeno kanseri daha kötü seyrediyor, daha uzak organlara sıçrıyor ve vücuda daha hızlı yayılıyor. Filtre kanserden korumuyor, sadece tipini değiştiriyor.''
Pasif sigara içiciliğinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Metin Özkan, şunları söyledi:
''Sigara içmeyen insanların, içenlerin etkisi altında kalarak kansere yakalanması az görülen bir olgu değil. Köyden bir hasta geldi. Kendisi sigara içmiyor ama kocası yoğun bir şekilde sigara içtiği için akciğer kanseri olmuş. Onun akciğer kanseri riski çok düşükken eşinin yaşam tarzından dolayı bu hastalığa mahkum oluyor. Böyle birşeye hakkımız yok. Ben bazen görüyorum, araçlarda, o kapalı, küçük ortamda çocuğunu, eşini yanına almış sigara içiyor. Kendine zarar veriyorsun ama onların günahı ne?''
Özkan, nargilenin de sigara ile aynı oranda zararlı olduğuna işaret ederek, nargile tütününde de katranla birlikte birçok kanserojen madde bulunduğunu sözlerine ekledi.