Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhan Sevim, beyindeki veya yüz sinirlerindeki bazı hastalıkların, beyin ile yüz kasları arasındaki iletişimi engellemesi durumunda yüz felcinin oluştuğunu söyledi. Bu tarz felç sonucunda yüz hareketlerinin kısmen ya da tamamen kaybolduğunu, bazen de işitme ve tat alma sorunlarının ortaya çıktığını anlatan Sevim, şunları kaydetti:
''Soğuk havalarla birlikte yüz felci olguları artış göstermektedir. Bu yüzden özellikle soğuk ve yağışlı havalarda dışarıya çıkarken yüzümüzü korumamız, ıslaksa kurutmamız gerekiyor. Kışın daha sık olsa da yüz felcinin ılık ve sıcak havalarda da oluşabileceği akıldan çıkmamalı. Açık bir otomobil penceresi, kasksız motosiklet kullanımı, deniz kenarında ya da teknelerde yüzün rüzgardan korunmaması durumlarında yüz felci gelişimi kolaylaşır. Şeker hastalarında ve gebelerde yüz felci daha kolay oluşur. Özellikle soğuk veya rüzgarlı havalarda dışarıya çıkarken yüzümüzü atkıyla veya hava şartlarına göre kar maskesiyle kapatmamız bir zorunluluktur. Rüzgarlı ve soğuk havalarda yüzün ıslak ve açıkta olması, yüz felci gelişimini kolaylaştırıyor.''
Sevim, yüz felcinin en sık görülen türü olan ''Bell paralizisi''nde bazı hastalarda yüz kaslarında felç gelişmeden 1-2 gün önce kulak arkasında ağrı şeklinde belirti verebildiğine dikkati çekerek, ''Yüz sinirinin çalışmamasının en belirgin bulguları arasında, yüzün bir yanındaki hareketlerin azalması veya kaybolması bulunuyor. Yüz felci olan hastalarda felcin geliştiği taraftaki göz tam kapanmıyor, yüz sağlam tarafa doğru kayıyor, ağız tam çekilemiyor. Bazen tat duyusu bozuklukları ve kulakta çınlama oluşuyor'' diye konuştu.
Yüz felci gelişen kişilerin en kısa zamanda bir nöroloji uzmanına başvurmaları gerektiğine değinen Sevim, tedavide ilk 10 günün çok önemli olduğu söyledi.
Sevim, bu rahatsızlığın tedavisinde kortizon türevlerini ve bazı antibiyotiklerin kullanıldığını belirterek, ''10 günden sonra gelinmesi halinde ilaçlar pek etkili olmuyor. İlaç kullanıldığında ise iyileşenlerin sayısı artıyor, iyileşme daha fazla ve daha hızlı oluyor. Muayene ve EMG bulguları takip edilerek felcin ne derecede düzeleceğini büyük ölçüde öngörebiliyoruz'' dedi.