Halk arasında brusella olarak bilinen bruselloz hastalığının, özellikle Akdeniz ülkelerinde önemli bir problem olmaya devam ettiğini ifade eden Koçoğlu, Türkiye'de Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bu hastalığın endemik hatta hiper endemik seviyede olduğunu kaydetti. Bu hastalığın bölgede sık görüldüğünü açıklayan Koçoğlu, Türkiye'de hastalığın eskiye oranla azalmış olmakla beraber, hala önemli boyutlarda seyrettiğini aktardı.
Prof. Dr. Salih Koçoğlu, hastalığın halk arasında daha çok peynirden kaynaklandığının bilindiğini belirterek, ancak çiğ etten elde edilen ve bölgede de sıkça tüketilen çiğ köftenin de bruselloza neden olabildiğini söyledi. Koçoğlu, 'Aslında pek kimsenin bilmediği, herkesin süt ürünlerinden kaynaklandığını sandığı ve bölgemizde sıkça tüketilen çiğ köftede de yine aynı risk var. Çünkü çiğ köfte eti pişirilmeden hazırlandığı için, o et eğer brusellozlu bir hayvandan elde edilmiş ise, o çiğ köfteyi tüketen kişi brusellozlu olur. Bundan korunmak adına ya hastalıklı olmadığından emin olduğumuz, veteriner kontrolünde kesilen hayvanların etlerini almalıyız ya da etleri çiğ bir şekilde tüketmemeliyiz. Aksi taktirde risk grubunda olma ihtimalimiz yüksek olur' dedi.
Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde aşılanmamış hayvanların var olması ve bunların sütlerinden kaynatılmadan peynir hazırlanmasının çok ciddi bir problem olduğunu dile getiren Koçoğlu, son yıllarda vaka sayısı kısmen azalsa bile, halen takip ettikleri çok sayıda hastanın var olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Koçoğlu, 'Zamanımızda brusellozu eradike etmek çok kolay değil. Türkiye kendi hayvanlarını ne kadar aşılasa da, komşularından kaçak hayvan hareketleri oluyor. Bu da yine hastalığı kontrol etmede çok önemli bir zorluk. Özellikle İran, Suriye gibi ülkelerden kaçak hayvanların getiriliyor olması, enfeksiyonun yayılmasında çok ciddi bir problem' şeklinde konuştu.
Kişisel korunmada en önemli yönteminin sütleri kaynatarak ya da pastörize ederek içmek olduğunu ifade eden Koçoğlu, bir diğer yöntemin ise nasıl ve hangi hayvanlardan üretildiği bilinmeyen peynirleri, öncelikle sıcak suda bekletip daha sonra tüketmek olduğunu söyledi. Koçoğlu, 'Bilmediğimiz peynirleri yemememiz lazım. Bizim bildiğimiz peynir hazırlama tekniğinde, örgü peynirde risk yok çünkü eritilerek hazırlandığı için bakterileri öldürmüş oluyoruz. Ancak topak peynirde eğer aldığımız kişiden emin değilsek, bu peynirleri sıcak suyun içine koyup kaynatarak, bir süre beklettikten sonra tükettiğimizde oluşabilecek riskleri ortadan kaldırmış olacağız. Eğer biz topak peynirleri doğrudan pazardan alıyorsak, ya tuz oranı yüksek olan bir suda 3 ay süreyle bekleteceğiz ya da bir müddet kaynar suda bekletip öyle tüketeceğiz. Maalesef Türkiye'ye gelip peynir yiyip brusella olan ve ülkelerine geri giden çok sayıda yabancı turist var. Yabancılar nezdinde de böyle kötü bir şöhretimiz var' diye konuştu.
Hastalığın belirtileri olarak yüksek ateş, eklem tutulmaları, bazen psikolojik bozukluklar gibi durumlar olduğunu belirten Koçoğlu, bu rahatsızlıkların olması durumunda doktora başvurulmasını istedi.