Sofralarımızdan, çaylarımızdan eksik etmediğimiz şeker yamacımızdaki düşman mı? İyi şeker, kötü şeker var mı? Marmara Üniversitesi (MÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyabetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu ile 'şeker'i masaya yatırdık. İşte o keyifli röportaj ve şeker hakkında bilmediklerimiz...
Şekere zehir diyen bilimadamları da var siz ne düşünüyorsunuz şeker hakkında?
Herkes konuşabilir, herkes fikir yürütebilir ama bilim adamı dendiğinde gerçekten kanıta dayalı sonuçları belli büyük gruplarda çalışılmış araştırmaların sonuçları bilim alanında değerlendirilir. Bu değerlerin sonucunda bilimsel konuşanlar da bu konuda yorum yapar! Şimdiye kadarki çalışmalar da şekerin zehir olduğunu ifade etmediği için böyle bir bilim adamının olacağını da zannetmiyorum.
'Üç beyazdan uzak durun' ifadesi hangi anlamda kullanılıyor?
Şimdi ben size hemen bir şey diyeceğim, geçen Sabah'ta bir yazı yazmışım 'Üç beyazdan uzak duralım' diye. Burada bunu söylerken miktar ayarlamasını becerebilmek adına bu ifadeyi kullanıyoruz, yoksa üç beyazsız yaşamak elbette mümkün değil.
ANNE SÜTÜ İKİ KAT FAZLA ŞEKER İÇERİYOR
Ben hemen size bir şey sormak istiyorum, ister prematüre olsun ister miyadında doğsun, yeni doğan bebeğe anne sütüne alışabilmesi adına doğar doğmaz anne memesine tutunması hedefleniyor. Dünya bunu önemsiyor ve burada anne sütünün özelliği nedir diye baktığımızda anne sütü diğer canlıların sütlerine memeli hayvanların sütlerinden iki kat daha fazla şeker içeriyor. Yani anne sütünün 100 gramında 7 gram şeker var , inek sütünün 100 gramın da 3,5 gram şeker var.
HAYATIN BAŞLANGICINDA ŞEKER VAR
Demek ki büyüme ve gelişmede insan yaşamında şeker hayatın başlangıcında o kadar önemli ki, yedi gram şekerle bebeği yaşama alıştırmaya, gıdaya alıştırmaya başlıyoruz.
Tuz bu işin neresinde?
İkinci önemli konu tuz, tuz olmadan yaşam olmaz vücuttaki en önemli mineral tuz ama tuzun ihtiyaçtan az alımı yaşamı sonlandırır. İhtiyaçtan fazla alımı da kronik hastalıkların bir çok çeşidine yakalanmamıza sebep olur. Günde ortalama 5-6 gram tuz tüketmek zorundayız...
ŞEKERDE DE TUZDA DA UNDA DA MİKTAR
Şimdi şeker dediğimiz zaman bir şeyin tatlı olması onun şekerli olduğunu ama tatsız olması şekersiz olduğunu ifade etmez. Yani bana bir tuzlu poğaça ikram ederseniz burada çayın yanında; tuzla, peynirle yapılmış bir hamur işi ama glikoz moleküllerinden olmuş bir nişastadır aslında.
Pancar bazlı şekerlerle nişasta bazlı şeker arasında bir fark var mı?
Gelin sizle bugün bu röportaj sırasında bunları düzeltelim ve toplumun anlayacağı şekilde ifade edelim. Nişasta bazlı şeker demeyelim de artık biz buna mısır şekeri diyelim. Eğer biz bunu bu şekilde ifade edersek bizi dinleyenler çok daha iyi anlayacaklar.
Çay şekeri, yani pancardan elde edilen veya mısırdan elde edilen şeker hatta bir üçüncü şeker daha söyleyeyim size şeker kamışından elde edilen şeker yani kamış şekeri üçü de birbirinin aynı. Bence nişasta bazlı şeker ifadesini bir kenara bırakalım çünkü böyle karışık laflar edildiğinde toplum bunda bir gizem arıyor bir sır arıyor ve aklına da ilk aklına da gelen eksi bir algı geliyor, gelin biz bunu düzeltelim biz buna mısır şekeri diyelim ve sizin vasıtalığınızla da üç şekeri tanıtmış olalım.
MİSAFİR ŞEKERİ
Pancar şekeri bizim Türk toplumunda çok kullandığımız çay şekeri, sofra şekeri hatta Doğu Anadolu'nun çok güzel bir ifadesi var. 'Misafir şekeri' diyor, çok hoşuma gidiyor bu tabir misafir Türk geleneğinde çok önemli misafire o kadar önem veriyor ki onu şekerle özdeş kılıyor, ikincisi mısır şekeri biraz önce sizin söylediğiniz tabiri artık bırakıyorum mısırdan elde ediliyor. Karadeniz mısırı çok tüketir, yer, pasta yapar, balığını kızartır onun içindeki şekeri eğer gıda saniyede kullanıyorsa mısır şekeri diyoruz, ki biz bunu sofrada kullanmıyoruz. Bizim sofrada kullandığımız şeker daha pancara uygun yani çay, kahve yapmaya uygun ama mısırdan elde edilen şeker de endüstrinin güzel bisküvi, meşrubat, pasta, kek yapmasına, reçel yapmasına daha uygun. Burada uygunluk tabi ki hangi amaçla kullandığımıza bağlı .
Bunlardan birinin daha az zararlı ya da daha çok faydalı olduğunu söyleyebilir miyiz?
Biz beslenme uzmanları, akademisyenler, sağlıkçılar biraz önce size ifade ettiğiniz bilim adamları bunların üçünün de aynı olduğunu bildiğimiz için arada hiçbir farkın olmadığını defalarca vurguluyoruz ama niye ise bunu anlamakta toplumun zorlandığını görüyorum en azından ben kendi adıma dolayısıyla bunların arasında hiçbir fark yok ki ben size nasıl bir fark bulup koyayım ortaya.
Kritik yaş aralığı hangisi?
Yaşın enerji gereksinimiyle ifade ediliyor. Bir yaşındaki çocuğun günde bin kaloriye ihtiyacı var, burada sütünün içinden alır, annesinin verdiği bir kaşık pekmezden alır baldan alır reçelden alır, annesi muz yapmıştır onun içersindeki früktozdan alır.
Şeker ihtiyacı yaş gruplarına göre değiştiği için bunu belirlemede; yaş, cinsiyet, şu andaki statüm çalışma şartlarım, sedanter yaşayıp yaşamadığım hepsi önemli. Sedanter derken de kastettiğim, günde bir kilometreden daha az yol yürüyen ve oturarak çalışan insana biz sedanter diyoruz. Ben de altı aydır setander yaşıyorum işlerimin yoğunluğundan dolayı. O nedenle benim enerji ihtiyacım 1700 kalori ama ben biliyorum ki, benim bu enerji ihtiyacımın yüzde 10'unu bu üç şeker türünden elde edebilirim. Yani 170 kalorilik bir hakkım var. Bu da benim hakkım. Damak lezzetimi tatmin etmek, keyif almak.
Hareketsiz yaşam demişken ev kadınlarında bir mesaj var mı?
Dünyada insan sağlığı için en büyük sıkıntının hareketsizlik. 'Ev hanımları günün tamamına yakınını evinde geçiriyor. Özellikle sabahları televizyon karşısında saatlerce kalabiliyorlar. Hanımlar sabahları kadın programlarını, evlilik programlarını iki üç saat izliyorlar. Televizyon insanların hareketlerini kısıtlıyor. Sabah televizyon programları kadınların başlıca düşmanı. Herhangi bir fiziksel aktivite olmadığı için ileri de sindirim sistemi hastalıkları, obezite ve diyabet kadınlar için kaçınılmaz oluyor. Bunun için fiziksel aktivite şart Fiziksel aktivitenin de en az yarım saati sadece tempolu yürüyüşle olmalı. Çamaşır yıkamak, cam silmek fiziksel aktivite değil.