Eğer bu yıl ameliyat olmayı bekleyen yedi Amerikalı'dan biriyseniz, Super Bowl takımlarından ilham alın: Pratik yapın, hazırlanın ve karşılaşma suratınızı takının! (Bu oran doğru. Her yedi kişiden biri ameliyat oluyor. Yani bu makale sizin için değilmiş gibi tavır takınmayın.)
ŞEKLE GİRMELİSİNİZ
Yeterince iyi hazırlık yapmadan büyük bir maça girmezsiniz ve başarılı olmayı beklemezsiniz. Aynı şey ameliyat gününüz için de geçerli... Operasyon için şekle girmelisiniz. Böylece kazanma şansınızı büyük oranda yükseltirsiniz. Fiziksel açıdan fit olmanın, komplikasyonsuz başarı bir ameliyatın güçlü bir habercisi olduğunu biliyoruz. Bunu ispatlayan beş bin kişiye dair veritabanımız var. Kilo verir ve fitness yaparsanız, komplikasyon riskini düşürebileceğiniz; daha çabuk taburcu olacağınız ve evde televizyon seyredip iyileşmeyi bekleyerek daha az gün geçireceğiniz çok açık. Peki, başarı şansınızı nasıl yükselteceksiniz? Gençleşerek elbette! Ameliyattan önce psikolojik yaşınızı 10 yıl öne çekmek için yapabileceğiniz birkaç basit şey var. Bunlar, herkesin uyması gerektiği hayat tarzı değişiklikleri ama ameliyat öncesinde daha hayati oluyorlar. Mümkün olduğunca çabuk başlayın. Ameliyattan iki hafta önce başlasanız bile yarar sağlayacaktır.
ACILARI AZALMIŞ
Batı Avustralya Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma; ameliyattan önce sekiz haftalık egzersiz programını tamamlayan iki kişinin acısının azaldığını ve ameliyatın gereksiz hale gelmesini sağlayacak kadar iyileştiklerini göstermiş! Her yıl Kuzey Amerika'da 36 milyon, sadece ABD'de 33 milyon ameliyat yapılıyor... Ameliyat öncesinde hazırlık ise; yüzde 50 oranında daha çabuk iyileşme ve daha az ucuz, daha basit ve daha kısa nekahat dönemi sağlıyor. Bu sayede kendinizin sağlık güvencesi haline geliyorsunuz. Sonuç olarak; kendiniz için iyi olanı yapmak, herkes için iyi olanı yapmaktır!
Operasyon öncesi yapılacaklar listesi
ASPİRİN İÇİN: Cerrahlar, hastalarına ameliyattan önce Aspirin içmeyi bırakmalarını öğütlerdi. Çünkü kanı sulandırmasının kanamaya yol açacağını düşünürlerdi. Ama yeni inanış, Aspirin terapisinin iltihaplanmayı önleyen yararlarının kanama riskine baskın çıktığı yönünde. Her gün iki bebe Aspirini almak için doktorunuzla görüşün. Ameliyattan iki hafta önce içmeye başlayın.
SEBZE YİYİN: İyi beslenme, yaraların iyileşme sürecini hızlandırır, enfeksiyon riskini düşürür.
DHA TAKVİYESİ: Ameliyattan birkaç hafta önce DHA içeren balık yağı hapları içmeye başlayın. Balık yağındaki Omega 3 yağı ve DHA iltihaplanma riskini düşürür ve sinir sisteminizin daha çabuk iyileşmesini sağlar.
CEVİZ YİYİN: Ceviz kalbin şekeridir. En zengin Alfa Linolenik Asit (ALA) kaynaklarından biridir. Bitkisel Omega- 3 yağı kaynağı da olan ceviz; damarlarınızın gençleşmesini ve iltihaplanma riskinin düşmesini sağlar. Her gün 6 ceviz yiyin.
DÜŞÜK KOLESTEROL: Kolesterol düşüren ilaçlar iltihaplanmayla savaşır. Bu da komplikasyon riskini düşürür ve iyileşme sürecini hızlandırır. Ameliyattan iki hafta önce ilaca başlamak için doktorunuzla görüşün.
SİGARAYI BIRAKIN: Daha çabuk iyileşebilmek ve anestezi sırasında yaşanabilecek komplikasyonları ortadan kaldırmak için, bunu ameliyattan en az iki hafta önce yapın.
MUTLAKA KİLO VERİN: Zayıflamanız gerekiyorsa, hemen harekete geçin. Diz ya da kalça ameliyatı olacakların yapabilecekleri en iyi şey kilo vermektir. Bir kilo vermek dizinizdeki baskının 4 kilo azalmasını sağlar.
EGZERSİZ YAPIN: Gücünüzü artırmanız, ciğerlerinizin, kalbinizin ve iskeletinizin ameliyatın yaratacağı strese dayanma kapasitesini de artırır.
Akdeniz diyeti damar için ilaç kadar faydalı!
'Akdeniz diyeti' dediğiniz zaman akla gelen ilk şey zeytinyağıdır. Ama bu diyetin, en az zeytinyağı kadar lezzetli diğer parçaları da (Damarlarınızın daha esnek olmasını sağlayan ve kalp-damar hastalıkları riskini düşüren) spot ışıklarının üzerlerine çevrilmesini hak ediyor.
RİSKLER İYİCE AZALIYOR
Akdeniz diyeti yapan insanlarla yeni bir araştırma yapılmış. Bazılarının her hafta zeytinyağı, bazılarının da her gün bir avuç kabuklu yemeleri sağlanmış. Bir yıl sonra zeytinyağı tüketenlerin kalp krizi veya diyabet gibi sağlık sorunlarına yol açan metabolik sendroma yakalanma riski yüzde 6.7 düşmüş. Peki sizden ne haber? Eğer aşağıda sayacağımız belirtilerden üçü ya da daha fazlası varsa adaysınız demektir: Bel çevresinde fazla kilo, yüksek trigliserid, düşük iyi kolesterol, yüksek kan basıncı ve yüksek kan şekeri...
SEKİZ HAFTA YAPIN, RAHATLAYIN
Sekiz hafta Akdeniz diyeti yaparak bol bol domates çorbası, sebze tabakları, tam tahıl, meyve ve balık tüketirseniz; damarlarınız daha esnek olmaya başlar. Sadece üç ay sonra kalp krizi riskiniz yüzde 15 düşer. Metabolik sendrom riskiniz varsa bile böyle kalmak zorunda değil!
Düzenli kan şekeri hafızayı güçlendirir
Kan şekerini kontrol altında tutmanın bir faydası daha ortaya çıktı: Hafızanın güçlenmesi! Kan şekerinin kontrolden çıkmasına neden olan insülin fonksiyonu bozulması; sadece organlarınız ve damarlarınız için zararlı değil, aynı zamanda ilk aşkınızın ismini ya da hangi ayda olduğunuzu unutmanıza da neden olabilir!
NEDENİ MEÇHUL
İşte size bir kanıt: İnsülin seviyesi düşük olan 50 yaşındaki erkeklerin, ileride Alzheimer olma ve diğer bunama hastalıklarına yakalanma riski daha yüksek! Bozuk insülin seviyesinin Alzheimer riskini nasıl artırdığı henüz anlaşılmış değil. Ama beyindeki az insülinin bu hastalığın belirtilerini artırdığı çok açık. Araştırmacılar, diyabetle nasıl savaşılacağını açıklamasa da, siz kan şekerinizi kontrol altında tutabilirsiniz. Düşük kalorili diyet yapan şeker hastalarının yüzde 95'i daha az ilaç kullanmaya başlıyor. Düşük glisemik indeksli diyetle beslenenlerde bu oran yüzde 62'de kalıyor. Ancak her iki diyet de kilo vermenizi sağlıyor. Unutmayın ki; obezite de Alzheimer için ciddi bir tehdit oluşturuyor!
Yüksek kalori yerine egzersiz
Kurt gibi açsınız ama saat daha 18.00 bile olmadı. Hangisi iştahınızı daha iyi keser? Egzersiz yapmak mı, belinizi kalınlaştıracak hafif bir içki mi, yoksa düşük kalorili bir puding mi? Bu raundu aktivite kazanır...
VÜCUDUNUZU KANDIRIN
Eğer acıktığınız anda yürüyüşe çıkma imkanınız yoksa elinizin altındaki yiyecek ve içecekleri gözden geçirin. Vücudunuz doğal olarak süt, kahve ve çay gibi içeceklerin düşük kalorili; tatlı kremalı ve yoğun yiyeceklerin yüksek kalorili olduğuna inanır! Kalorili içecekler ve tatlandırıcılı tatlılarla vücudunuzu kirletirseniz, doğal kalori sayacını bozar ve daha çok yemeye başlarsınız. Bu sistem hayvanlarda da aynı işler!