Türkiye'nin
dört bir yanında yer alan ulu camiler Anadolu'nun en eski dini yapılarından. Sanat tarihi açısından da önemli bir değere sahipler. Zamanında şehirlerin tarihi merkezlerinde cuma namazı için özel olarak inşa edilen ulu camiler aynı zamanda geçmişten günümüze kültürel bir miras. Çünkü ulu camiler minareleri, minberleri, mihrapları, çinileri, taş ve ahşap işlemeciliği, halıları ile eşsiz bir kültürü bünyesinde barındırıyor. T.C. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı da (AKMB) bu noktada büyük bir çalışmaya imza attı. Türkiye'nin dört bir yanında yer alan 118 ulu camide çekilen 10 bin fotoğraftan 700 fotoğraf seçilerek Türkiye Ulu Camileri isimli fotoğraf albümünde bir araya getirildi. Sanat tarihi fotoğrafçısı Mustafa Cambaz'ın çektiği ulu cami fotoğraflarının yanında kısa bilgilerine de yer veriliyor. AKMB Başkan Yardımcısı Şaban Abak, sanat tarihi açısından eşsiz değere sahip bu ulu camilerin fotoğraflanarak bir albüm haline getirilme fikrinin nasıl ortaya çıktığını ise şöyle anlatıyor: "Ulu camilerin minareleri, minberleri, mihrapları, çinileri, taş ve ahşap işlemeciliği, halıları sanat tarihi açısından da büyük bir mirası günümüze taşıyor. Fotoğraf teknolojisinin imkânlarını kullanarak bu seçkin eserlerin değerine ve güzelliğine dikkat çekmek, sözkonusu kültür varlıklarımızın korunması ve yaşatılması için Türkiye Ulu Camileri isimli fotoğraf albümünü hazırlamak istedik. Albümün ayrıca gelecek yıllarda ihtiyaç duyulabilecek muhtemel tamir, bakım, onarım çalışmalarında ilgili uzmanlara bir görsel kaynak, fotoğrafla kaydedilmiş bir hafıza olarak bu albüm çok önemli. Çünkü doğal afetler ve başka sebeplerle zarar gören mimari kültür varlıklarımızın titizlikle korunması, onların yüksek sanat değerinin ve tarihî öneminin bilinmesini kolaylaştıracak" diyor. "Türkiye'de her şehrin tarihi merkezindeki en önemli kültür varlığı o şehrin ulu camileridir" diyen Abak, "Bütün Anadolu'da iç kalenin hemen dibinde kesme taştan inşa edilen ulu camilerin çevresinde arasta, bedesten, kapalı çarşı, han, hamam, türbeler, çeşmeler inşa edilmiş. Cuma namazı kılmak için özel olarak inşa edilen bu ulu camiler, Kaşgar'dan Buhara'ya, Merv'den Belh'e, İsfahan'dan Tebriz, Erzurum, Sivas, Tokat ve Konya'ya kadar yüzlerce şehirdeki on binlerce anıtsal taş yapının genellikle en eski tarihli olanları.
EN ESKİ ULU CAMİ 968 YAŞINDA
Kitâbelerinde ve vakfiyelerinde yer verilen bilgilerle de tarihe ışık tutuyorlar. Çünkü 1048'de Erzurum Hasankale'de tesis edilen ilk vakıf eserimizden 1453'te İstanbul'un fethine kadar olan 400 yıllık Selçuklu ve Türk Beylikleri döneminde inşa edilen cami, medrese, darüşşifa, imaret, kervansaray, han ve köprü gibi anıtsal taş yapıların sadece Anadolu sahasındaki sayısı bugün bile binlerle ifade ediliyor. Bu yapıların görüntü kayıtlarının arşivlenmesi, bu büyük kültür mirasımızın geleceğe taşınması açısından hayati önem arz ediyordu' diyor. Kitabın Türkiye Ulu Camileri fotoğraf sergisi de Ankara Kızılay Metro Sanat Galerisi'nde açıldı. 11 Haziran'a kadar ziyarete açık. Daha sonra Türkiye'nin dört bir yanında sergilenecek.
KÜTAHYA ULU CAMİİ
Bitkisel motifler devrin sanatını yansıtıyor
Evliya Çelebi, Kütahya Ulu Camii'ni Seyahatname'sinde ağaç direkli bir cami olarak tanımlıyor. Yıldırım Bayezid devrinde inşasına başlandığı tahmin edilen cami 606 yıllık. Kütahya'nın önemli çini üretim merkezlerinden biri olmasına rağmen ulu camide mihrabın sağındaki dört karodan oluşan Kâbe tasvirli çiniler dışında camide çini kullanılmamış. Caminin süslemesinde özellikle üst örtü ve pencere çevrelerinde bitkisel motiflerdeki kalem işleri devrin dekorasyon anlayışını da yansıtıyor. Süslemeleri göz alıcı.
MARDİN ULU CAMİİ
Kalem işi süslemeler var
Çarşı içindeki yapılar arasında kalan Mardin Ulu Camii, kuzeyinde revaklı avlusu bulunan mihraba paralel üç nefli, dikdörtgen planlı bir şemaya sahip. Avlusuna Doğu ve Batı kapılarından giriliyor. Avlunun etrafında sıralanan değişik plan ve mimaride yapılar farklı zamanlarda yapılmış. Kubbeli ana mekânın karşısında içinde selsebili olan küçük bir eyvan bulunuyor. Şadırvanın arkasında Osmanlı dönemi onarımını gösteren yedi satırlık bir kitâbe mevcut. Caminin ana mihrabı derin oyulmuş iki kademeli yüksek bir niş şeklinde düzenlenmiş. Geç döneme ait kalem işi bitki süslemeli sivri kemerler dikkat çekiyor. Dört pencereli sekizgen kasnak üzerinde yer alan kubbe dıştan dilimli bir forma sahip görülüyor.
Aksaray Ulu Camii: Cami tavanı sesi dağıtmamak üzere yukarıdan sarkan mukanaslı bir sistemden yapılmış. Televizyon ve radyo stüdyolarında ses yalıtımı için kullanılan kapartmalı teknik de bu sistemden alınmış. Ulu caminin tavanında taştan yapılmış akustik düzeneğin bir benzeridir.
SİLVAN ULU CAMİİ
Kesme taştan inşa
Diyarbakır Silvan İlçesi'nde 1031'de yapıldığı bilinen Silvan Ulu Camii'nin kubbe eteğindeki kitabeye göre Artuklu Emiri Necmeddin Alpı b. Timurtaş tarafından 1152-1157 yılları arasında inşa edildiği ortaya çıkmış. Güney duvarında doğu tarafında yer alan mihrap Eyyûbî döneminde 1227 yapılmış. Cami Doğu-Batı doğrultusunda yatık dikdörtgen planlı, mihraba paralel dört nefli ve mihrap önü kubbeli bir camii. Doğudaki kapısı oldukça süslü iken Batı'daki kapı oldukça sade yapılmış. Doğu ve Batı yönünde kademeli silmelerden meydana gelen sövelere sahip dikdörtgen açıklıklı pencerelerin üzerinde kabartma olarak ele alınmış dilimli kemerli bir dizi ve bunların üzerinde konsollu bir düzenleme bulunuyor.
AFYON ULU CAMİİ
Özgün mimari
Eski Afyon'un ortasında, kalenin bulunduğu tepenin güneybatısında yer alan Anadolu Selçuklu dönemine ait ahşap direkli Afyon Ulu Camii 1272 yılında inşa edilmiş. Ulu cami moloz taş malzeme ile yamuk dikdörtgen biçiminde. Anadolu Selçuklu döneminden günümüze ulaşan ahşap direkli camiler grubuna ait bir örnek olan ulu cami özgün mimarisiyle devrin önemli yapıları arasında sayılıyor. Mukarnaslı başlıklar, ahşap kirişler ve lambriler üzerinde geometrik, bitkisel, yazılı ve figürlü kalem işi süslemelerin varlığı bilinse de bu süslemelerden çok azı günümüze ulaşmış durumda. Caminin kuş ve horoz figürlerinin yer aldığı bilinen tek parça müzede bulunuyor.
DİVRİĞİ ULU CAMİİ
Ahmet Şah'ın türbesi
Sivas'ın Divriği ilçesinde Mengücüklü Emîri Hüsâmeddin Ahmed Şah ve eşi Turan Melek Hatun tarafından 1229 yılında yaptırılan Divriği Ulu Camii kesme taştan inşa edilmiş. Caminin kıble yönünde dârüşşifâ, dârüşşifâ içinde camiye bitişik konumda bir de türbe yer alıyor. Camii üç eyvanlı, revaklı avlulu olup batı ve güney yönünde iki kat halinde düzenlenen bir plana sahip. Dikine dikdörtgen bir alana oturan caminin doğu, batı ve kuzey cephelerinde birbirinden farklı düzende zengin süslemeli birer taçkapı bulunuyor. Ulu camideki batı cephesinde taçkapısı zengin kabarık bitkisel ve geometrik süslemeleriyle abidevi bir görünüme sahip. Türbe de 16 sanduka bulunuyor. Süslü sanduka ise Ahmed Şah'a ait olduğu kabul ediliyor.
ERZURUM ULU CAMİİ
Mimari bütünlüğü var
Atabey Camii olarak da bilinen Erzurum Ulu Camii, kaybolan kitabesine dayanılarak 1179 yılında Emir İzzeddin Saltuk'un oğlu Melik Nasırüddin Muhammed tarafından Ebü'l-Feth Mehmed'e yaptırıldığı kabul ediliyor. Enine dikdörtgen planlı olan cami kesme taş malzeme kullanılarak yapılmış. Yedi nefe ayrılan yapının kasnaklı kubbesi "kırlangıç çatı" adı verilen bir teknikle ahşap malzemeden kurulmuş. Kayseri Ulu Camii gibi XII. yüzyılda Anadolu'da yapılan ulu camilerin mihrabın bulunduğu orta mekana ağırlık veren mimari anlayışı ve geometrik motifli taş süslemesiyle Türk sanatının bütünlüğü içinde yerini alıyor.