Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Cömertlik güzel ahlaktır

Yaşamında cömertliğin güzel örneklerini veren Hz. Muhammed (sav), "Cömertlik, dalları dünyaya uzanan cennet ağaçlarından bir ağaçtır" buyuruyor. Sadaka için malı olmayanları, "İyiliği tavsiye edin" diye uyarıyor

Güzel ahlâkın en iyi izhar ettiği özelliklerden biri cömertlik duygusudur. Rabbimizin Kur'an'da emrettiği cömertlik, kişinin kalp âlemine güzel haslet kazandırır. Öncelikle cömert kişiyi Allah sever ve kullarına sevdirir. Cömert kişi cennete yakın, cehennemden uzak olur. Cömertliğin asıl sahibi ve Kerim (ihsanı bol, sonsuz cömert) olan Allah u Teâlâ hakkında Peygamber Efendimiz (sav), "Allah u Teâlâ Cevad'dır, yani cömert ve ihsan sahibidir. Bu sebeple cömertliği sever. Yine O güzel ahlâkı sever, kötü ahlâktan da hoşlanmaz" buyurmuştur. (Süyûti,1) Cömertliğin en güzel örnekleri Efendimiz'in (sav) hayatında yer almıştır. Bir olayda henüz Müslüman olmayan Safvan, Allah Resûlü'nün ganimet malları arasında dolaştığı sırada, develer ve çobanlarla dolu vadiye hayran hayran bakıyordu. Peygamberimiz (sav) de onu göz ucuyla takip ediyordu. Ona hitaben; "Ebu Vehb! Vadi pek mi hoşuna gitti?" diye sordu. Safvan, "Evet" dedi. Peygamberimiz (sav), O vadi de içindekiler de senin olsun!" buyurdu. Safvan kendini tutamadı; "Bir Peygamber'den başka kimsenin kalbi böyle cömert olamaz" dedi ve şahadet getirerek Müslüman oldu (Vakıd). Sonra Kureyş'e "Ey kavmim! Müslüman olunuz. Muhammed öyle ihsanda bulunuyor ki yokluktan ve yoksulluktan hiç korkmuyor" dedi (Müslim, Fedail). İnsanları hiçbir şartta incitmeyen Efendimiz (sav), kendisinden bir şey istendiğinde asla "hayır" demezdi. İstenen kendisinde yoksa dahi, borçlanır ve ihtiyaç sahibini memnun ederdi. Bir gün biri Peygamberimize gelerek bir şeyler istedi. Allah Resûlü (sav); "Sana vereceğim bir şey yok, git benim namıma satın al, mal geldiğinde öderim" dedi. Efendimizin sıkıntıya girmesine gönlü razı olamayan Hz. Ömer, "Ya Resulallah! Yanında varsa verirsin, yoksa Allah seni gücünün yetmeyeceği şeyle mükellef kılmamıştır" dedi. Allah Rasûlü'nün (sav) Hz. Ömer'in bu sözlerinden hoşnut olmadığı mübarek yüzlerinden belli oldu. Bunun üzerine Ensar'dan biri, "Anam babam sana feda olsun Ya Resûlallah! Ver! Arşın sahibi azaltır diye korkma!" dedi. Bu sahabinin sözleri Efendimiz'in çok hoşuna gitti, tebessüm etti ve "Ben de bununla emrolundum" buyurdu (Heysemi). Cömertliğin faziletini beyan sadedinde Allah Resulü şöyle buyurmuşlardır; "Cömertlik, dalları dünyaya uzanan cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Kim onun dallarından birine tutunursa, bu onu cennete götürür. Cimrilikse dalları dünyaya uzanmış cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Kim de onun dallarından birine tutunursa, bu da onu cehenneme sürükler!" (Beyhaki) Hz. Ali'nin (ra) şu ifadeleri ne kadar güzeldir: "İki nimet vardır ki, beni hangisinin daha çok sevindirdiğini bilemiyorum. İlki, bir kimsenin ihtiyacını karşılayacağımı umarak bana gelmesi ve bütün samimiyetiyle benden yardım istemesidir. İkicisi de Allah' ın, o kimsenin arzusunu benim vesilemle yerine getirmesi ya da kolaylaştırmasıdır.

"TEKBİR GETİRMEK SADAKADIR"
Bir gün Allah'ın elçisi, "Herkes her Allah'ın günü kendisine sadaka vermelidir" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Zer (r.a): "Ya Resulallah benim malım yok ki, nereden bulup da sadaka vereyim?" deyince, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur; "Tekbir getirmek sadakadır. Suphanallah demek sadakadır. Elhamdülillah demek sadakadır. La ilahe illallah demek sadakadır. Estağfirullah demek sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır. Kötülükten sakınmak sadakadır. Yoldaki taşı kaldırman sadakadır. Görmeyene yol göstermen sadakadır. Sağıra, dilsize, seni anlayana kadar anlatmaya çalışman sadakadır. Aradığı sorduğu bir şeyi nerede bulacağını bildiğin kimseye yardımcı olmak sadakadır. Zor durumda kalıp yardım isteyenin bir an önce yardımına koşman sadakadır. Güçsüze arka çıkman sadakadır. Eşinle cinsel yakınlığın sadakadır. İşte bütün bunlar kendine yardım edeceğin konulardır. Hayır çeşitleridir malın olmasa da sen sadaka vermeye devam et." (Ahmed, Müsned 168 - 169 )

HZ. ÖMER'İN DUASI
Allah'ım, ben kaba bir insanım, beni yumuşat; cimriyim, beni cömert yap; zayıfım, beni güçlendir. Allah'ım, bizi indirdiğin Kur'ân, gönderdiğin dininle koru, bizi buyruğunda sabit kıl. Allah'ım, beni gafletle yakalamandan, gaflet içinde bırakmandan, gafillerden eylemenden sana sığınırım. Allah'ım, yaşım ilerledi, gücüm azaldı, halkım çoğaldı. Beni artık kendine al, fakat; dininde ne geri kalanlardan, ne de aşırı gidenlerden eyle. Allah'ım, yolunda öldürülmeyi, Peygamberinin kentinde vefat etmeyi bana nasip eyle.

SORU-CEVAP

1- İnşaatta yük taşıyorum. Çok sıcak var, oruç tutarken zorlanıyorum. Ne yapmamı önerirsiniz?
Öncelikle şunu söyleyeyim sizin tutacağınız oruç, benim gibi serin bir ortamda, rahat şartlarda oruç tutacaklardan daha çok sevaplı olacaktır. Yüce Rabbimiz kişileri şartlarına göre mükâfatlandırır. Oruçla ilgili durumunuza gelince; orucunuza başlayın gerçekten de dayanamaz hale gelince orucunuzu bozarsınız. Bundan dolayı ceza, kefaret, yani 60 gün oruç tutma cezası ödemeniz gerekmez. İleride bu günleri kaza edersiniz. Henüz tutup tutamayacağınızı denemeden peşince tutamam demeniz doğru olmaz.

2- Boy abdesti ile namaz kılınabilir mi? Namaz kılınabilmesi için ayrıca abdest almak gerekir mi?
Gusül abdesti alan bir kimse aynı zamanda namaz abdesti de almış olacağı için bu abdestle namaz kılabilir, ayrıca abdest alması gerekmez. Hz. Peygamber'in (sav) gusül abdestine başlarken namaz abdesti gibi abdest aldığını ve gusülden sonra ayrıca abdest almadığını ifade eden hadisler vardır.

3- Annem hasta, ayakta duramıyor. Sandalyede namaz kılabilir mi?
Rahatsızlığı sebebiyle ayaklarını kıbleye ve yana uzatarak da olsa oturamayan kişi, sandalyede oturup namaz kılabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA