50 milyondan fazla insanın diyabet olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Esra Tutal, "Oruç esmasında vücutta çeşitli fizyolojik değişiklikler olmaktadır. Diyabetli bireylerde bu değişiklikler, kullanılan ilaçlar ve eşlik edebilen hastalıklar hipoglisemi (şeker düşmesi), hiperglisemi (şeker yükselmesi) gibi çeşitli komplikasyonların gelişimine neden olabilir. Ramazan'da yalnızca yemek ve beslenme alışkanlıkları değil aynı zamanda uyku, uyanıklık süreleri ve bununla ilgili bazı hormonal dengelerde de değişiklikler olur. Bütün şeker hastalarında bu riskler aynı düzeyde değildir. Günde birden fazla insülin kullanan hastalar, böbrek yetmezliği kalp yetmezliği gibi ek hastalığı olanlar, sık sık şeker düşüşü yaşayanlar, yakın zamanda yüksek şeker komasına girmiş olan hastalar, yaşlılar, gebeler ve tip 1 diyabetli hastalar yüksek risklidir" dedi.
BESLENME DÜZENİ NASIL OLMALI?
Ramazan'da beslenmenin nasıl olması gerektiğini de belirten Tutal, şunları söyledi:
"Oruç tutmak isteyen hastaların Ramazan öncesi doktor kontrolünden geçmeleri ve ilaç tedavisinin gözden geçirilmesi, oruçlu iken ve oruç açıldıktan sonra düzenli ve sık kan şekeri takibi yapmaları, beslenme ve diyet düzenlemesi yapmaları, aşırı egzersizden kaçınmaları gerekir. Beslenme düzeninde ise günlük yemek ihtiyacının sahur, iftar ve ara öğün şeklinde parçalara ayrılması, karbonhidrat, protein ve yağ açısından dengelenmesi, glisemik indeksi düşük, lif açısından zengin besinlerin tercih edilmesi, bol sebze, meyve ve salata tüketilmesi, katı yağ tüketiminin azaltılması, yemeklerin az miktarlarda sıvı yağ ile yapılması, şekerli tatlılardan ve içeceklerden uzak durulması, oruçlu olunmayan saatlerde bol su içilmesi önemlidir."