ABD Başkanı Biden'ın Afganistan'daki "sonsuz savaşı" bitirme ve ABD askerlerini çekme kararının ardından bölgenin geleceği hem bölgesel hem de küresel aktörler açısından birçok riski ve muhtemel fırsatı barındırıyor. Özellikle Çin başta olmak üzere, bölgesel aktörlerin ani olarak yükselebilecek risklerle karşı karşıya kalma durumu olsa da süreç, çok taraflı ve çok katmanlı bir düzleme işaret etmektedir.
Bu açıdan tepkileri ve stratejisi en çok merak edilen ülkelerin başında Çin geliyor. Afganistan'ın Çin açısından önemi bilinmekle birlikte, Çin'in Afganistan'a olan ilgisi sadece yeni başlayan çekilme süreci ile sınırlı değil. Afganistan, Çin'in başta güvenlik ve terörle mücadele olmak üzere, Kuşak ve Yol Girişimi bağlamında ticaret, yatırımlar ve doğal kaynaklar açısından istikrarını öncelediği bir ülke konumunda bulunuyor.
Bu anlamda ABD'nin çekilmesi ile birlikte, Çin yaklaşık yirmi yıldır dolaylı olarak ABD üzerinden faydalandığı bölgesel güvenliğin istikrarının sürdürülmesi noktasında aktif bir rol almak zorunda kalabilir. Bu durumda ABD ile büyük güç rekabetinin seyri, bölgesel güvenlik ve terörle mücadele, Kuşak ve Yok Girişimi başta olmak üzere ticaret yollarının güvenliği, ticaret ve yatırımların devamı Çin'in öncelikli olarak takip etmesi gereken alanlar arasında yer alacaktır.
Çin dünyada en fazla kara ve deniz komşusuna sahip ülkelerden biri olarak birçok sınır komşusuyla ihtilaf yaşamakta, ancak Afganistan ve Pakistan bu durumun istisnalarını oluşturmaktadır. Ayrıca Çin'in İran ve Pakistan'la gelişen işbirliği ve Afganistan'ın da bu hatta dahil edilmesi Çin açısından Doğu-Batı hattında nispeten güvenli ve istikrarlı bir alan oluşturulmasını sağlayacaktır. Bilhassa Kuşak ve Yol Girişimi bağlamında Çin'in bölgedeki altyapı yatırımlarının, limanlarının, kara-demir yollarının güvenliğinin sağlanması ve ticaretin istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi Çin açısından bölgesel stratejisinin ve geleneksel dış politika yaklaşımının temelini oluşturmaktadır.
Çin geleneksel olarak çatışma bölgelerinde tarafsız kalma stratejisi gütmekte ve tüm taraflarla işbirliği kurabilmektedir. Bu açıdan Çin'in hem Taliban'la hem de Afganistan hükümetiyle ilişkide olduğu biliniyor. Bu yolla Çin, bölgede yatırımlarının ve ticaret yollarının nispeten güvende kalmasını sağlamakla birlikte, muhtemel tehditlerin maliyetlerini de çok taraflı olarak asgariye indirmeyi amaçlamaktadır.
Çin'in Afganistan'daki ABD ikilemi
Çin uzun yıllardır ABD'nin Afganistan'daki askeri varlığını kendisine yönelik yakın bir stratejik tehdit olarak görse de bu süreçte ABD'nin bölgede tesis ettiği göreceli güvenli ortamdan faydalanmıştır. Ayrıca bölgeden kendisine yönelmesi muhtemel terör tehdidinden de bu yolla kaçınmayı başarabilmiştir.
ABD'nin bölgeden çekilmesiyle birlikte oluşacak güç boşluğuyla ilgili Çin'in en büyük endişesi, savaş yorgunu Afganistan'ın daha fazla kaosa sürüklenmesi ve yeni bir terör sarmalına kapılmasıdır. Hali hazırda Çin'in, geçtiğimiz hafta bölgede bulunan vatandaşlarından ülkeyi terk etmelerini istemesi Afganistan'da kötüleşen güvenlik durumunun Çin açısından bir endişe unsuru haline geldiğini göstermektedir.
Buradaki esas endişe, 1990'larda Sovyet işgalini takip eden sürece benzer bir şekilde çöküş durumunun yaşanmasıdır. Bu ihtimal Çin başta olmak üzere, ortaya çıkaracağı göç, terör ve istikrarsızlık dalgasıyla bölge ülkelerinin güvenliği ve istikrarı için büyük bir tehdit oluşturabilecektir.
Oluşan boşluğu kim dolduracak?
Çin açısından Kuşak ve Yol Girişimi'nin geleceği, Batı'ya ulaşan kısa bir rota olması, doğal kaynakları ve terör bağlamı Afganistan'ın önemini ortaya koymaktadır. Bu açıdan bölgede Çin'in önceliği, yönetimin niteliği ve kim olduğundan ziyade istikrarlı ve sürdürebilir bir yönetimin oluşturulmasıdır. Bu husus Çin'in küresel yatırımları ve dış politika yaklaşımına da uygun düşmekte, Çin'in istikrarlı olduğu müddetçe tüm aktörlerle işbirliği geliştirebilen niteliğine işaret etmektedir.
Özellikle terörle mücadele konusu Çin'in bölgedeki nüfuzunu hissettireceği alanların başında gelecektir. Bölgede yükselebilecek bir terör dalgası, Çin'in bu bölgedeki yatırımlarını etkileyecektir.
Ayrıca özellikle Ortadoğu'da ABD'den kaynaklanan boşluğun doldurulmasında Rusya'nın askeri ve Çin'in ekonomik hamleleri göz önünde bulundurulduğunda, Afganistan'da Çin'in diğer bölgelerden farklı olarak askeri alanda daha fazla inisiyatif alabileceği bunun yanı sıra ekonomik girişimlerini ve altyapı yatırımlarını hızlandıracağı öngörülebilir. Bu açıdan Çin'in hem Taliban'la hem de Afganistan hükümetiyle sürdürülebilir ilişkiler inşa edebileceği ve yeni ilişki metotları geliştirebileceği beklenmelidir. Diğer yandan, güvenlik alanında Şangay İşbirliği Örgütü'nün de etkili olabileceği ve örgüte üye ülkelerin muhtemel risklerle karşılaşması ihtimal dahilindedir. Ayrıca bölgesel rekabet açısından Çin ve Rusya arasında rekabet ve işbirliği sarkacında yeni bir süreç yaşanabilir. İlaveten, ABD'nin çekilmesinin ardından Afganistan'da muhtemel risklerle yüzleşmesi beklenen ilk ülkelerden biri Çin'dir.