2019'un Aralık ayında ortaya çıktığı Çin'in Wuhan kentinden aldığı isimle gündemde olan yeni tür koronavirüs tehdidi küresel ölçekte de hissedilmeye başlandı. Ortaya çıkışı ve yayılması ile ilgili birçok komplo teorisi bulunsa da yerel bir pazarda satılan bazı hayvanlardan kaynaklandığı iddia ediliyor. Ancak şimdiye kadar kaynağı kesin olarak kanıtlanmış değil.
Hastalığın insan vücudundaki kuluçka süresinin herhangi bir belirti göstermeden 14-21 gün arasında değişiklik göstermesi ve bulaşma-yayılma riskinin yüksek olması nedeniyle virüsün ve potansiyel taşıyıcıların dikkatle izlenmesi ve tespit edilmesi büyük önem taşıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve benzeri online veri tabanlarından virüs ile ilgili sayısal verilere ve yayıldığı bölgelere anlık olarak ulaşmak mümkün. 31 Ocak itibarıyla 23 ülkede 9776 vaka tespit edilmiş durumda ve bu vakaların 9 bin 568'i Çin'de bulunuyor. Çin'in tüm eyaletlerinde saptanan virüs nedeniyle şu ana kadar 213 kişi hayatını kaybetti ve 187 kişi de tedavi olarak taburcu edildi. Tabii ki bu sayılar sürekli artış halinde.
Ölüm vakaları şu ana kadar sadece Çin'de yaşandı ve virüs çoğunlukla Çin anakarası ve Güneydoğu Asya'yı etkilemiş durumda. Bununla beraber ABD ve Avrupa'da da kaydedilen vakalar mevcut.
Virüsün ortaya çıktığı Wuhan şehri tamamen karantinaya alındı ve kente ulaşım, giriş-çıkışlar tamamen durduruldu. Wuhan şehriyle beraber Hubei eyaletinin karantinaya alınmış bölgeleri 60 milyonluk bir nüfusu barındırıyor.
Çin'in uluslararası kara ve hava yolu bağlantıları ve sınır bölgelerinde olağanüstü tedbirler alınmış durumda. Örnek vermek gerekirse Rusya-Çin arasındaki 4 bin 209 kilometrelik kara sınırı insan trafiğine kapatılmış durumda ve sadece mal geçişlerine izin veriliyor. Virüsün kıtalararası yayılmasını önlemek maksadıyla dünyanın önemli havalimanlarında yolcular anlık olarak gözlem altında tutuluyor. Birçok hava yolu firması Çin'e uçuşlarını tamamen durdurmuş durumda. Türk Hava Yolları da daha önce yapmış olduğu Çin'e uçuşların azaltılması açıklamasının ardından 31 Ocak itibarıyla Pekin, Guangzhou, Şangay ve Xian şehirlerine düzenlenen seferlerin 9 Şubat'a kadar durdurulduğunu açıkladı. Çin yeni yılı kutlamalarına denk gelen bu salgın nedeniyle toplu etkinlikler iptal edildi, spor müsabakaları ve ligler durduruldu, Yasak Kent başta olmak üzere turistik bölgelere giriş çıkışlar da sınırlandırıldı.
DSÖ küresel acil durum ilan etti
DSÖ 30 Ocak'ta yaptığı toplantıda aldığı kararla "küresel acil durum" ilan etti. Benzer küresel acil durum ilanları 2005'ten bu yana beş kez duyurulmuştu. Dünya genelinde ülkeler, hastalığın incelenmesi ve yayılmasının önlenmesi için ekipler kuruyor. Çin de virüsle mücadele için sağlık sektörüne ekstra kaynak ayırmış durumda. Tedavisinin geliştirilmesi ve aşı için küresel çapta çalışmalar devam ediyor. En iyi ihtimalle yaz aylarında bir çözüm bulunabileceği belirtiliyor.
Küresel ekonomi olumsuz etkilenebilir
Çin'in dünya ekonomisinin lokomotifi ve bazı sektörlerin üretim merkezi olması nedeniyle, başta Çin ekonomisi olmak üzere küresel ekonominin olumsuz etkileneceği öngörülebilir. Karantina uygulamaları ve insanların sokağa çıkmaktan endişe etmeleri nedeniyle Çin'de hayatın olağan akışı neredeyse durma noktasında. Birçok bölgede bazı iş yerleri ve üretim faaliyetleri Şubat ayının ortasına kadar durduruldu. Virüs tehdidinin önümüzdeki günlerde zirve noktasına ulaşması beklentisi nedeniyle hizmet ve üretim faaliyetlerinin durdurulmasının sürekli olup olmayacağı ve ne kadar süreceği de belirsiz. Bu nedenle 2020'nin ilk çeyreğinde Çin'in ve küresel ekonominin beklenen büyüme oranlarında düşüş gözlenebilir.
Net bir tedavinin bulunmaması halinde turizm de etkilenmesi muhtemel bir diğer sektör. Hem Çin'e yönelik turizmin hem de seyahat kısıtlamaları nedeniyle Çinli turistlerin ilgi gösterdiği destinasyonlarla birlikte küresel turizmin bu yıl içinde düşüş eğiliminde olacağı öngörülebilir.
Türkiye ne durumda?
Türkiye'de mevcut durumda 31 Ocak itibarıyla bir vaka kaydedilmiş değil. Çin'de de virüs bulaştığı tespit edilen Türk vatandaşı bulunmuyor. Sağlık Bakanlığı tarafından önemli tedbirler alınmış durumda. Türkiye genelinde 25 hastanede virüse karşı özel müdahale birimleri kuruldu ve bakanlık bünyesinde oluşturulan bilim kurulu da çalışmalarına devam ediyor.
Diğer ülkelere benzer şekilde virüsün merkez noktası olan Wuhan şehrinden Türk vatandaşlarının tahliye edilmesi operasyonu da başladı. Kentte bulunan 34 Türk vatandaşı ile birlikte 7 Azerbaycan, 7 Gürcistan ve 1 Arnavutluk vatandaşı da Türkiye'nin tahliye operasyonu için gönderdiği "Koca Yusuf" kargo uçağı ile Türkiye'ye getirilecek ve herhangi bir tehlike bulunmadığı kanaatine ulaşılana kadar ilgili kişiler için takip ve karantina süreci başlayacak. Ayrıca "Koca Yusuf" kargo uçağı ile birlikte TİKA tarafından hazırlanan sağlık malzemeleri de Çin'e ulaştırılacak. Ayrıca yüksek miktarlarda maske ihtiyacı ve Çin kaynakları ile sağlanamaması nedeniyle Türkiye'de 200 milyon maske talep edildiği de ifade edildi.
Küresel panik ortamı yönetilmeli
Mevcut belirsiz ortam ve kesin bir tedavinin bulunamaması nedeniyle başta Çin'de olmak üzere adeta küresel bir OHAL yaşanıyor. Bu riskli ortamın yönetilmesi için Çin'e ve ilgili kurumlara büyük bir sorumluluk düşüyor. Özellikle Çin açısından başta Kuşak ve Yol Girişimi olmak üzere küresel yatırımlarının olduğu bir uluslararası ortamda bu tip bir salgın haberiyle gündem olmak istenmeyen bir durum olsa gerek. Bu nedenle Çin uzun yıllardır adım adım işlediği uluslararası algısının tepe taklak olması maliyetine katlanmak zorunda kalabilir. Ancak her ne kadar ana sorumluluk Çin'e ait olsa da virüsle mücadele ve küresel ekonominin geleceği açısından tehdit altında bulunan her ülke sorumluluklarının farkında olmalı.