ABD'de 2020 başkanlık seçimi rekabetinin kızışmaya başladığı bir ortamda ABD Başkanı Donald Trump'ı köşeye çıkıştırmaya yönelik azil soruşturması gündeme geldi. Trump aleyhindeki azil tartışması bütün dikkatlerin soruşturma etrafında odaklanmasına neden oldu. ABD medyası ve uluslararası medya soruşturmaya yoğun ilgi göstermekte ancak uzmanlar bu soruşturmanın Trump'ın başkanlık seçimlerinde ne ölçüde aleyhine işleyeceğine dair bölünmüş durumdalar.
ABD istihbarat teşkilatı CIA adına Beyaz Sarayda çalıştığı belirtilen gizli bir tanık Başkan Trump'ın başkanlık yetkilerini kötüye kullandığına dair bir iddia ortaya attı. İddia Temsilciler Meclisinde Demokratların başkanlığını yaptığı İstihbarat Komitesince gündeme alınarak azil sürecinin başlatılmasına karar verildi. İddiaya göre Başkan Trump, Ukrayna Başkanı Volodymyr Zelensky'i telefonla arayarak 2020 başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti'den rakibi olabilecek en güçlü adaylardan Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın Ukrayna'daki ticari işleriyle ilgili özel bilgi talebinde bulundu. Bu talep Joe Biden'ı sıkıştırmaya yönelik kullanılabilecek bir konu olduğu ve ulusal çıkarlara hizmet eden bir boyutu olmadığı için yetkileri kötüye kullanma vakası olarak yorumlandı. Bu soruşturmanın söz konusu olan ve eleştiriye maruz kalan kısmı başkanın yetkilerini ulusal çıkarlar doğrultusunda değil kendi siyasi çıkarları ve öncelikleri doğrultusunda kullanmasıyla ilgilidir. Hatta soruşturmada hakkında görevini kötüye kullanma gerekçesiyle azil soruşturması açılmasının ardından istifa eden eski Başkan Richard Nixon'ın davasıyla paralelliklere vurguda bulunulmakta.
Trump aleyhinde devreye giren azil sürecinin muhtemel sonuçlarıyla ilgili birbiriyle farklılaşan iki görüş mevcut: İlk görüşe göre azil sürecinin Başkan Donald Trump'ı seçim sathı mahallinde zorlayacağı, dikkatini dağıtacağı ve bu durumun da seçime daha zayıf bir aday olarak girmesine neden olacağını iddia etmekte. Bu görüşe göre Cumhuriyetçi seçmenin Trump'a desteği olumsuz etkilenecektir. Konuyla ilgili diğer bir görüş ise Demokrat Parti tarafından devreye sokulan azil sürecinin hukuki değil siyasi bir adım olduğu ve bu adımın Trump açısından beklenen olumsuz etkinin tam tersini yapacağını iddia etmekte. Bu görüşe göre Başkan Trump'ın azil tartışmasının kendisi açısından seçim süreci öncesinde bir avantaj getirecek ve bu süreç Trump kampanyasına ciddi şekilde katkı sağlayacaktır.
Trump aleyhindeki soruşturma ve azil süreci Cumhuriyetçi Parti içerisinde de tartışmalara yol açtı. Azil sürecinin böylesine zayıf bir dosya üzerinden başlatılmış olması olayın hukuki değil siyasi mahiyetini açıkça ortaya koymakta. Bu durum Cumhuriyetçi Parti içerisinde eleştirilere maruz kalan ve birçok konuda partisinin önde gelen isimleriyle fikir ayrılıkları yaşayan Başkan Trump'ın parti içindeki konumunu güçlendireceği, Cumhuriyetçi senatör ve Temsilciler Meclisi üyelerini Trump etrafında birleştirebileceği konuşulmakta. Eğer güçlü bir azil dosyası yani daha önce özel yetkili savcı Robert Mueller'in Rusya'nın Trump lehine ABD seçimlerine müdahil olduğuna dair soruşturma gibi bir dosya ortaya konmuş olsaydı bu durum Trump'ın parti içindeki konumunu zayıflatarak seçim sürecinde aleyhine işleyebilirdi. Trump'ın Mueller soruşturmasından tam olarak aklanmasa bile bir şekilde aleyhine net bir karar çıkmadan kurtulmuş olması iç siyasette elini güçlendirmiştir.
Ukrayna bağlantılı azil dosyası ABD kamuoyunca Mueller soruşturmasına göre çok daha zayıf bir dosya ve özellikle Cumhuriyetçi Parti tabanını Trump aleyhine harekete geçirebilecek bir ağırlığı bulunmamakta. Başkan Trump ise soruşturma sonrası siyasi tonu iyice yükselterek böylesi haksız bir soruşturma nedeniyle azli gündeme gelirse bunun ülkeyi kaos ve "iç savaş"a sürükleyeceği söylemini dile getirdi. Aslında Trump bu tartışma üzerinden kutuplaştırıcı bir söylem ortaya koyarak Cumhuriyetçi Parti tabanını etrafında konsolide etme çabası içerisinde.
Başkan Trump aleyhine başlatılan azil sürecinin hukuki açıdan nereye evrileceğini öngörmek oldukça zor ancak ABD'de başkanın azledilmesinin hukuki değil siyasi bir süreç olduğunu göz önünde bulundurmak gerek. Hukuki gerekçeler tam olarak oluşmuş olsa dahi özellikle Senatoda siyasi bir karar alınacak ve sonuç buna göre şekillenecek. Bu şartlarda ortaya çıkan yeni siyasi durumun Trump'ın işine yarama ihtimali daha güçlü bir seçenek gibi durmaktadır. Soruşturma Demokrat Parti tabanında bir heyecan yaratmış olsa da konunun Demokrat Parti başkan aday adayı olan Joe Biden ile dolaylı ilintili olması Cumhuriyetçi siyasi ekip tarafından kullanılmasına neden olacak. Trump her halükarda bu süreçte partisinin Senato ve Temsilciler Meclisindeki desteğini kaybetmemek adına daha ihtiyatlı bir tavır içerisinde olacak. Demokrat Parti'ye karşı ise çok daha sert bir üslubu benimseyecek. Ortaya çıkan yeni durum ABD siyasetinin seçim sürecine çok daha fazla kutuplaşarak gitmesine yol açacak. Bazı analistlere göre bu durum Demokratların daha fazla işine yarayacak. Trump'ın azil sürecini seçimleri etkilemeye yönelik siyasi bir hamle olarak okumak daha doğru bir yaklaşım. Bu hamlenin hangi tarafın işine yaracağını öngörmek ise bu aşamada oldukça güç.