Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan liderleri 30 Ekim'de asrın projesi olarak görülen Bakü- Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu hattının açılışını gerçekleştirdi. Projenin üstlenicisi üç ülkenin liderlerine Kazakistan ve Özbekistan başbakanları da eşlik etti. Demir İpek Yolu olarak tanımlanan projenin girişimleri 1993'te Kars-Tiflis arasında demiryolu inşası şeklinde başlamakla birlikte daha sonra projeye Azerbaycan dahil edildi. BTK Demiryolu projesinin temelleri 2007'de Gürcistan'da, 2008'de Kars'ta atıldı ve 30 Ekim 2017'de ilk tren seferini gerçekleştirdi. Demiryolu hattı 1 milyon yolcu ve 6,5 milyon ton yük taşıma kapasitesi ile faaliyete geçti. Söz konusu hat üzerinden 2034'te yolcu sayısının 3 milyon ve yük kapasitesinin 17 milyon tona çıkarılması hedefleniyor.
Ortak iş birliğinin meyvesi
Ermenistan'ı bypass eden BTK Demiryolu projesi Batılı devlet ve uluslararası finans kurumlarının finansal yardımı engelleme ve projeyi ertelet(tir) me çabalarına rağmen gerçekleşti. Bu bakımdan Türkiye'nin demiryolunun kendi kısmını finanse etmiş olması, Azerbaycan'ın hem kendisinin hem de Gürcistan'ın demir ağlarının finansı için kredi sağlaması önemlidir. Tarihi ve kültürel yönleri ortak üç ülkenin kendi öz sermayeleri ile projeler üretebiliyor olması büyük bir başarı örneğidir. Nitekim taşımacılıkta BTK Demiryolu hattı ve enerji sektöründeki Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ile Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hattı projeleriyle birlikte bu proje üç ülkenin gerçekleştirdiği üçüncü büyük proje niteliği taşıyor. Ticari bir girişim olmaktan öte çok boyutlu, çok uluslu ve çok yönlü olan bu projeler ekonomik ve siyasi boyutlarıyla bölgesel entegrasyonun hızlandırmasına önemli katkılar sağlıyor.
Asya-Avrupa arasında kesintisiz demiryolu
BTK Demiryolu hattı tarihi İpek Yolu'nun canlandırılması projesinde orta koridor olarak anılan kısmın en önemli bileşenlerinden birisini oluşturuyor.
Zira Çin'den Avrupa'ya giden yüklerin tamamı yalnızca Rusya üzerinden geçen demiryollarıyla sağlanıyordu. Ancak, artık bu hattın devreye girmesi ile birlikte Çin'de yüklenen bir yük Kazakistan ve Türkmenistan üzerinden Hazar Denizi ile Azerbaycan'a oradan da Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılabiliyor. Orta Koridor'un en önemli ayağı olan bu proje sayesinde Çin'den çıkışı yapılan yükler eski hat üzerinden taşıma süreleri iki ay sürerken, yeni hat ile iki hafta içinde Avrupa'ya ulaştırılabilir. 838 kilometrelik toplam uzunluğu sayesinde BTK hattının devreye girmesi Asya- Avrupa arasında taşımacılık yolunu yaklaşık 7 bin kilometre kısaltıyor. "Pekin'den Londra'ya kesintisiz demiryolu" mottosunu karşılığı olan bu hat Doğu ve Batı arasındaki köprüyü Türkiye üzerinden sağlıyor. Türkiye bu hat ile Orta Asya, Uzakdoğu ve Güney Asya'ya demiryolu erişimini sağlamakla birlikte önemli bir uluslararası koridor konumuna da gelmiş oluyor.
Ticari, kültürel ve sosyal etki
Orta Koridor'un son halkası konumundaki söz konusu demiryolu projesi zaman ve maliyetten büyük oranda tasarruf sağlıyor. Rekabetçiliği ön plana çıkarması, zaman ve mesafe maliyeti ile ürünlerin daha kısa bir sürede ve düşük bir maliyetle taşınmasını mümkün kılıyor. Hızlı, ucuz ve güvenilir bir ticaret imkanı sağlamanın ötesinde yerel ve bölgesel anlamda ticari canlılık ve istihdamı da beraberinde getiriyor. Bu hat Türkiye için hem lojistik üssü hem de enerjide hub olma arayışında önemli avantajları barındırmaktadır.
Türkiye'nin Gürcistan ve Azerbaycan ile devam eden ticari ilişkilerine pozitif yönde ivme kazandıracak olan bu hat yük ve yolcu taşımacılığında önemli fırsat ve imkânlar sunuyor. Ticaret ile birlikte yolcu taşımacılığının artış göstermesi beklenmektedir. Bakıldığında Türkiye'nin Gürcistan ve Azerbaycan arasındaki turizm hacmi önemli oranlardadır. 2016 yılı turizm verilerine göre Türkiye'yi ziyaret eden 2.2 milyon turist ile en çok ziyaretçi gönderen ikinci ülke konumunda olan Gürcistan'ın yanında Azerbaycan da ilk on ülke arasında yer almaktadır. Bunun yanında Azerbaycan'ın en çok ilgi gösterdiği şehirlerden birisinin Kars olması ve burada Azeri nüfusunun dikkat çekici oranlarda bulunması ikili ilişkileri daha fazla kuvvetlendirecektir. BTK Demiryolu hattı bölge ekonomisine ticari yönden yapacağı katkının yanında sosyal ve kültürel açıdan da önemli imkân ve fırsatlar sunmaktadır.
Küresel ekonominin odağı: Asya
Küresel ekonomideki güç dengesinin Atlantik'ten Pasifik'e kaydığı bir süreçte Çin'in öncülüğünde tarihi İpek Yolu'nun canlandırılması Asya ve Avrupa ekonomilerine yeni imkânlar sunuyor. Bilindiği üzere Çin, Modern İpek Yolu olarak tanımladığı "Tek Kuşak, Tek Yol" projesinin deniz ve kara yolu bağlantılarını hayata geçirmek yolunda yoğun bir çaba sarf ediyor. Tarihi güzergâhın önemi bir Özbek atasözünde "evrende iki büyük yol bulunmaktadır: gökyüzünde Samanyolu, yeryüzünde İpek Yolu" ifadesiyle açıklamaktadır. Medeniyetlerin etkileşimine şahitlik eden tarihsel ve kültürel önemi yadsınamaz olan İpek Yolu'nun canlandırılması Doğu ve Batı arasındaki entegrasyon için büyük bir önem arz ediyor.
Tarihi İpek Yolu'nun yeniden canlandırılmasını sadece Çin'in ekonomik gücünün bir göstergesi olarak okumak eksik kalır. Bu proje geçtiği bölgelerdeki tüm ülkeler için önemli değişimleri barındırıyor. Bu bağlamda yalnızca Orta Koridor'un önemli bir ayağı olan BTK Demiryolu'nun önemi dikkat çekicidir. Çin ile Avrupa arasındaki demiryolları sadece Rusya üzerinden geçmekteyken BTK Demiryolu ile alternatif bir taşıma rotası oluşmuş durumda. Avrupa-Asya arasındaki taşıma rotasında Rusya'ya olan bağımlılığın azalması çok taraflı etkileri kapsıyor. Çin, Avrupa ve Orta Asya ülkelerinin birbirlerine daha fazla entegre olduğu bir süreç söz konusu olmaktadır. Özellikle ülkeleri daha sıkı ticari ve kültürel ilişkilere itmesi ile beraber Avrasya ülkelerinin küresel ekonomiye entegre olmalarını sağlaması açısından da bu hat büyük bir öneme sahiptir.
Demir İpek Yolu'nun açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın salt ekonomik getirisi olmayacağını ifade ettiği açıklamasında proje siyasi olarak barış, güvenlik ve istikrar, sosyal olarak refah getireceği yük ve insan hareketliliğinin yanı sıra bilgi hareketliliğiyle ülkelerin beşeri gelişimine de katkı sağlayacağı şeklindeki vurgusu önemlidir. Yeni dönem Türkiye ve bölge ülkeleri için çok yönlü ve çok katmanlı ekonomik ve kültürel imkânları değerlendirme fırsatı sunuyor.