Başbakan Binali Yıldırım'ın Moskova ziyareti Türkiye-Rusya ilişkilerinde son bir yılda gözlenen iyileşmeyi sebep ve sonuçlarıyla değerlendirmek için iyi bir fırsat sunuyor.
Türkiye ve Rusya'nın son bir yılda karşılaştıkları güvenlik tehditleri ikili ilişkilerin özellikle 2016'nın ikinci yarısında süratle iyileşmesine sebep oldu. Türkiye açısından bakıldığında, son bir buçuk yılda, PKK-PYD ve FETÖ kaynaklı iç güvenlik tehditlerinin, tüm dış güvenlik tehditlerinin önüne geçtiği bir süreç yaşandı. Bu süre zarfında ABD'nin PYD'ye açıktan askeri ve siyasi destek vermesiyle, önceki yıllarda daha muğlak bir jeopolitik kimliği olan PYD'nin Suriye'de ABD adına vekalet savaşı yürüten bir silahlı unsura dönüşümü gerçekleşti. 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden beş ay geçtiği halde, Fetullah Gülen'in ABD'de ikamet ediyor olması ve Türkiye'ye iadesi konusunda somut bir ilerleme kaydedilememesi, FETÖ'nün de ABD tarafından himaye edildiği izlenimini perçinledi. 2016'da Türkiye'ye yönelik en yıkıcı saldırıların faili olan iki terör örgütünün de açık ve örtük şekillerde ABD tarafından destekleniyor olduğu izlenimi, Almanya ve İngiltere gibi diğer geleneksel Batılı müttefiklerin de terörle mücadele konusunda Türkiye'nin haklı duruşuna yeterli desteği vermemesi, Türkiye'nin terörle mücadele temelinde Rusya'yla yakınlaşmasını sağladı.
Rusya'nın, Kırım'ın ilhakı başta olmak üzere Ukrayna'da ve Halep kuşatması başta olmak üzere Suriye'de üstlendiği rol Türk kamuoyu ve resmi makamlarınca yoğun olarak eleştiriliyor olsa da, PKK-PYD ve FETÖ'den kaynaklanan ve doğrudan Türkiye'nin varlığını hedef alan tehditlerin göğüslenmesi gereği, diğer tüm dış tehdit mülahazalarının önüne geçti. Son olarak, Akkuyu Nükleer Santrali gibi enerji güvenliği başta olmak üzere çok boyutlu stratejik öneme sahip ve halihazırda gecikmiş bir projenin bitirilmesi gereğinin yanı sıra, iki ülke arasında ticaret ve turizmin canlandırılmasının önemi de ilişkilerin iyileşmesini motive eden ikincil faktörler olarak sayılabilir.
Rusya açısından ise, Türkiye'yle ilişkilerin en kısa sürede iyileştirilmesinin hem askeri hem de ekonomik alanlarda sağlayacağı çok önemli faydalar vardır. Türkiye'yle geliştirilecek iyi ilişkiler, Rusya'nın yakın zamanda karşılaşabileceği NATO kaynaklı bir askeri kuşatmayı ve halihazırda devam eden Batı kaynaklı ambargoların sonucu olan ekonomik ve ticari kuşatmayı yarmasına yardımcı olacaktır. Türkiye katılmadığı sürece, Batı ittifakının Rusya'ya karşı uygulayacağı bir askeri kuşatma veya dolaylı müdahalelerin başarılı olma şansı düşüktür. Dolayısıyla Türkiye'yle işbirliği, Rusya'nın karşı karşıya olduğu askeri ve ekonomik kuşatmayı yarması için de oldukça önemlidir.