Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN YÜCEL

Hakan Atilla’nın Türkiye’ye dönüşü sonrasında Türk-Amerikan ilişkilerinde Halkbank’ın konumu

Türk-Amerikan ilişkileri kapsamında önemli sorunlardan biri olarak görülen bu dava sonucunda Halkbank'ın eski genel müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla için verilen ceza sona erdi. Atilla'nın ülkeye dönmesi olumlu bir gelişme olarak görüldü. Son dönemde bu davayla ilişkin olarak Halkbank'a para cezası verilmesi ihtimali sıkça sorulan sorular arasında yer aldığı için bu davanın ne anlama geldiğini kısaca açıklamak gereklidir.

Atilla davasında jüri beş farklı suçtan dolayı Hakan Atilla'yı sorumlu bulmuş ve davanın hakimi daha sonra Atilla'nın hapis cezasının süresini belirlemişti. Atilla'nın yargılandığı bu davanın asıl amacı onun bu suçlardan dolayı şahsi sorumluluğunun olup olmadığını belirlemekti. Bu dava kapsamında yargılanan diğer şahısların veya tüzel kişilik olarak Halkbank'ın İran yaptırımlarına aykırı hareket ettiği iddiasına ilişkin sorumluluğunu belirlemek değildi. Her ne kadar bu davada Halkbank ve diğer Halkbank çalışanlarının ABD yasalarına göre suç sayılabilecek faaliyetlerde bulunduğu iddia edilse de asıl amaç Atilla'nın yargılanması sonucunda suçlu olup olmadığını anlamaktı. Bu nedenle davayı Halkbank ile doğrudan ilişkilendirmek pek mümkün değildir.

Halkbank'a karşı başlatılması muhtemel süreci daha iyi anlamak için ABD'nin iki önemli bakanlığı hakkında kısa bir bilgi vermek gerekmektedir. ABD Hazine Bakanlığının ilgili birimi Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) hususan yaptırımların icra edilmesi konusunda en önemli göreve sahip olan birimdir. ABD merkezli olmayan yurt dışı bankalarının ABD tarafından konulan yaptırımlara uymadığı durumda bizzat bankalarla uzlaşma görüşmelerini yapmaktadır. Görüşmelerin sonunda verilmesi kararlaştırılan cezaların miktarlarını belirlemede belirli bir takdir yetkisi bulunmaktadır. ABD Adalet Bakanlığının yaptırıma ilişkin temel görevi ise yaptırımları ihlal eden şahıslar ve kurumlar hakkında diğer ülkelerdeki savcılık kurumuna benzer bir şekilde cezai soruşturma yürütmesidir. Atilla davasına bakarak şu ana kadar sadece Adalet Bakanlığı tarafından Atilla için açılan bir ceza davası söz konusu olduğu görülmektedir. Hazine Bakanlığının yaptırımlara bakan birimi OFAC ise şu ana kadar bu konuda herhangi bir açıklama yapmamıştır.

Ceza davası kapsamında soruşturma aşamasını yürüten temel adli makam Adalet Bakanlığıdır. Ayrıca bu bakanlık soruşturmaları gizli bir şekilde yürütmektedir. Hazine Bakanlığında ise ancak şirketler veya bankalar ile yürütülen müzakereler sonucunda müzakereler hakkında bilgi aktarımı sağlanabilmektedir. Genel olarak iki bakanlığın yaptırımlarla ilgili takip ettiği süreç halka açık bir şekilde yürütülmediği için yaptırımların geleceğine ilişkin mevcut bilgiler ışığında herhangi bir öngörüde bulunmak çok zordur.

Bu zamana kadar ortaya çıkan bilgiler ışığında ABD Adalet Bakanlığının İran yaptırımlarının ihlal edildiğine ilişkin birtakım delillerinin olduğu söylenebilir. Bu deliller ile bakanlık Atilla'nın bu ihlalden dolayı şahsi olarak cezai sorumluluğunun olduğuna jüriyi ikna etmiştir. Bundan sonra ihtimal olarak görülen ise Hazine Bakanlığı ile Halkbank arasında gerçekleşmesi muhtemel görüşmeler kapsamında bu davanın gündeme gelmesidir. Atilla'nın hürriyeti bağlayıcı ceza alması ve bu cezanın hem Halkbank hem de Halkbank'ın genel müdür yardımcılığını üstlenmiş Atilla'nın kendisi için yeteri kadar ağır olması belki de verilmesi muhtemel cezanın miktarını belirleyecektir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA