Türkiye'nin Gara'da gerçekleştirdiği harekatla birlikte gözler yeniden PKK ile mücadeleye çevrildi. Türkiye bir yandan ülke sathında PKK terörüyle mücadelesine devam ederken aynı zamanda Irak ve Suriye bağlamında sınır ötesi harekatlara da devam etmekte ve kararlı şekilde örgütle mücadelesini sürdürmektedir. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı son açıklama ile Türkiye içerisinde bulunan terörist sayısının 300 rakamının da altına düştüğü görülmekte, örgüte ilişkin baskı her alanda devam ederken bu sayının içinde bulunduğumuz yıl içerisinde iyice minimize edilmesi beklenmektedir. Türkiye içinde örgüte katılımın da neredeyse sıfırlandığını göz önüne aldığımızda, Türkiye açısından Irak ve Suriye'deki örgüt varlığı asıl hedef olarak tezahür etmiş durumdadır.
2021 yılı Türkiye'nin terörle mücadelesinde PKK'ya karşı nihai harekatların yapılacağı önemli bir dönüm noktası olacak gibi görünüyor. Özellikle Irak'ın kuzeyinde PKK/KCK'nın komuta kontrol, eğitim ve lojistik kamplarının olduğu alanların hedef alınacağı "Medya Savunma" alanları olarak ifade edilen Türkiye sınır hattındaki yüksek dağ silsilelerinden, Sincar, Mahmur ve nihayetinde Kandil'e kadar uzanacak önemli harekatlarla örgütün tüm "alan hakimiyeti" elimine edilebilir. Bu bağlamda PKK/KCK yapılanmasının Irak-Suriye bağını temin eden en önemli bölge olan Sincar ayrıca önem arz etmektedir.
Olası Sincar Harekatı
Terör örgütü PKK/KCK için Sincar stratejik öneme sahip, ne pahasına olursa olsun elde tutulması gereken bir böğle niteliğinde. Türkiye-Suriye eksenin bir kesişme noktası olan Sincar'ın coğrafi konumu örgütün Irak-Suriye ayağının bir bütünlük içerisinde kalmasını sağlarken aynı zamanda bölgedeki Ezidi nüfus da PKK için önemli bir insan kaynağı olarak görülmekte. PKK Ezidilerden oluşturduğu YBŞ alt örgütlenmesiyle yaklaşık 2 bin kişilik bir güce sahip. Dolayısıyla Sincar Türkiye'nin de terörle mücadelesinde çok kritik bir başlık.
2014'te DEAŞ terör örgütünün bölgedeki Ezdileri hedef alarak katliam gerçekleştirmesi ardından yaşanan kaostan istifade ederek PKK'nın bölgede konuşlanması Türkiye'nin terörle mücadelesi bağlamında da bölgeye yönelik bazı adımlar atmasını da berberinde getirdi. Türkiye'nin artarda gelen hava harekatları PKK'yı bölgede kısmen zayıflattı. Yine Türkiye istihbarat teşkilatı MİT üzerinden bölgedeki PKK komutanlarını ve yöneticilerini elimine ederken, örgüt üzerindeki baskıyı kademeli olarak artırdı.
Bu süreçte Ezdilerin de büyük ölçüde PKK'ya karşı tavır aldığı ve PKK'nın bölgeden çıkması adına baskı yapmaya başladıkları görüldü. Nihayetinde Türkiye'nin de talepleriyle Bağdat ve Erbil arasında PKK ve Haşdi Şabi gibi diğer silahlı unsurların bölgeden tamamen çıkartılması adına bir anlaşma yapıldı. Merkezi Irak ordusunun bölgeye girmesiyle PKK bağlı güçler bazı bölgelerden çekildi ancak örgüt hala Sincar kırsalında özellikle Hanasır-Suriye hattında etkinliğini devam ettiriyor. PKK, HPG unsurlarıyla Sincar dağında, Ezdilerden oluşturduğu YBŞ unsurlarıyla ise kırsal alanlarda varlığın ı devam ettirmekte ısrarcı görünüyor.
Üç Olası Senaryo
Savunma Bakanı Akar'ın son Erbil ve Bağdat ziyaretlerinde Türkiye'nin ilgili muhataplarına üç alternatif seçenek sunduğu iddia edildi. Bunlardan birincisi Irak Ordusu ve Peşmerge ile birlikte Türk Ordusunun dahil olacağı ortak bir harekat, ikincisi Türkiye'nin havadan ve lojistik destek vereceği bir harekat üçüncü ise Türkiye'nin müstakil olarak gerçekleştireceği bir harekat. Ancak Akar'ın ziyareti sonrasında Bağdat iç dengelerine Sincar'a dair özellikle İran'a yakın pozisyonlarında etkisiyle farklı yaklaşımlar ortaya çıkmış durumda. Haşdi Şabi'ye bağlı bazı unsurların Sincar'a konuşlanması ve Türkiye karşıtı açıklamalar yapmaları da bunun tezahürü durumunda. Nihayetinde Türkiye açısından Sincar'ın PKK'dan arındırılması demek, örgütün Irak-Suriye hattının büyük ölçüde kesilmesi ve izole olması anlamına gelecek. Dolayısıyla hangi formülle olursa olsun Sincar'dan PKK'nın elimine edilmesi terörle mücadelede hayati öneme sahip olacak, Haşdi Şabi gibi yapıların PKK'yı bölgede koruması da mümkün olmayacak.