Çok kişi, imparatorluğu batıran İttihatçı'ların çok bilinçli, planlı ve programlı olduklarını sanır. Oysa hep "hele bir iktidara gelelim, gerisi Allah kerim" demişlerdir. İstim arkadan gelsin...
Bu hepsi için, A kadrosu, B kadrosu, C kadrosu, hepsi için geçerlidir.
1908 yılına kadar, "hele bir anayasayı yürürlüğe koyalım, gerisi kolay" diyorlardı. İktidara gelirlerse ne yapacaklarını bilemiyorlardı.
Öyle olmasaydı, "halklara eşitlik ve demokrasi" vaadiyle gelip daha üç yıl içinde "ırkçı dikta" yoluna sapmazlardı!
Cumhuriyetçiler, ülkenin bir kısmını işgalden kurtarmak amacıyla yola çıktılar. İçlerinde görüş ayrılıkları vardı, sonunda Mustafa Kemal ve "bürokrasi diktası" yanlıları kazandılar.
Ülkeyi "çağdaşlaştırmak" da istiyorlardı ama bunun yolu konusunda kesin bir kararları yoktu. Hele önce bir işgalden kurtulalım, gerisi Allah kerimdi. İstim arkadan gelirdi.
Öyle olmasaydı, cumhuriyetin başında liberalizm yolunu tutup (İzmir İktisat Kongresi) daha sekiz yıl sonra faşizm ve "ekonomik otarşi, yani kendi kendine yeterlilik ve dünyaya kapalılık" politikasına yönelmezlerdi.
Öyle olmasaydı, 1925 yılında muhalefetin anasını ağlatan İsmet Paşa, yirmi yıl sonra çok partili rejime dönmek (geçmek değil, geri dönmek) yoluna gitmezdi...
İçlerinde bir tek Atatürk biliyordu ne yaptığını, onun da tek amacı ülkeye "Batılı" bir görünüm vermekti. Ekonomiden anlamıyordu.
Öyle olmasaydı, bir dönem memurlara, dönüp bir dönem işadamlarına ve bankacılara "iltifat" etmezdi.
Nedir, 1960 darbecilerinin planı ve programı?
Demokrat Parti'yi devirmek, yeni bir anayasayla da bundan böyle gelecek sivil iktidarların elini kolunu kıskıvrak bağlamak, gizli ya da açık bir şekilde bürokrasi egemenliğini kurmak, daha doğrusu, zedelenmiş olan "bürokrasi vesayetini" yeniden sağlamak...
Başka? Başkası yok.
Öyle olmasaydı, 27 Mayıs'tan birkaç gün sonra cuntacı albay gazetecileri toplayıp "eee, söyleyin bakalım çocuklar, sağcı mı olalım solcu mu" diye sormazdı. Bu rezillik, darbeler tarihinde bir kara mizah şaheseridir.
Nedir, 1980 darbecilerinin planı ve programı?
"Gene fazla ileri gitmiş" olan sivilleri bu sefer daha köklü, daha kesin bir şekilde dizginlemek.
Bunlar program falan değil, yalnızca "köstek" hareketleridir.
İşte bu yüzden, bugün birçok kişi, özellikle solcu geçinen birçok kişi CHP'ye şaşıyor... CHP'nin "ataleti" karşısında, yetersizliği ve beceriksizliği karşısında üzülüyor, kızıyor...
Nedir CHP'nin iktidar planı ve programı?
Bürokrasiye iade-i itibar! O kadar. 1960 ve 1980 darbeleriyle perçinlenmiş olan "bürokrasi iktidarını" korumak, AKP döneminde "kırılmış" olan bürokrat sultasını yeniden canlandırmak. O kadar.
Bunun dışında, nedir ekonomik programı? Bilen yok. Nedir dış politikası? Yurtta sulh, cihanda sulh. İçi boş. Memurun çeşitli nedenleri var da, "memur olmayan seçmen" niçin CHP'ye oy versin?
Halk, yüz üç yıldır, evet ya, rakamla 103 yıldır, ne İttihat ve Terakki'yi oylarıyla iktidara getirmiştir, ne Cumhuriyet Halk Fırkası'nı, ne Cumhuriyet Halk Partisi'ni. Bugüne kadar getirmediği gibi, bugünden sonra da getirmeyecektir.
Türkiye'nin temel çelişkisi "emek-sermaye" çelişkisi değil, "memur-halk" çelişkisidir. Solcu geçinen ahmaklar bunu göremedikleri sürece de iki yakaları biraraya gelmeyecektir.