Dünyanın teknoloji odaklı en büyük etkinliği, TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde 72 paydaşın destekleriyle 21-26 Eylül tarihleri arasında yeniden İstanbul'da, Atatürk Havalimanı'nda yüzbinlerin katılımıyla şölen havasında düzenlendi.
TEKNOFEST'21 ile küresel kamuoyuna gerekli tedbirler alınarak pandemi koşullarında böylesine kapsamlı teknoloji odaklı etkinliklerin yapılabileceği gösterilmiş oldu. Bu yıl 4'üncüsü düzenlenen TEKNOFEST'e yoğun ilgi vardı. TEKNOFEST kapsamındaki teknoloji yarışmalarına 45 bin takımda 200 binin üzerinde başvuru yapıldı. Pandemi kapsamında alınan tedbirler sebebiyle, 450 bin kişinin aynı anda bulunabileceği festival alanına, katılımda günlük 100 bin kişi kotası uygulanmasına rağmen şölen havası hâkimdi. Türkiye'nin millî teknoloji hamlesini gerçekleştirmek için çıkılan yolda her geçen yıl teknoloji yarışmalarının sayısı artarken gençlerin yarışmalara ilgisi artıyor. TEKNOFEST teknoloji yarışmalarının düzenlenmesinde önemli roller oynayan paydaşların sayıları da her geçen yıl artıyor. Bu yıl 36 farklı kategoride düzenlenen teknoloji yarışmaları ile gençler kendi teknoloji projelerini geliştirme ve üretme imkânı yakaladı.
Türk Yıldızları, Solo Türk, Azerbaycan Hava Kuvvetleri bağlısı Mig-29 savaş uçakları, ATAK Taarruz Helikopterleri, Paraşüt Timleri ve akrobasi uçaklarının yaptığı gösteriler izleyenleri büyüledi. TEKNOFEST'21 ile ilk kez GÖKBEY helikopteri, Bayraktar AKINCI TİHA ve HÜRKUŞ HYE Uçağı halka açık gösteri uçuşu gerçekleştirerek milli teknoloji hamlesinde heyecanı doruklara taşıdı. Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'nun (TOGG) otomobili ilk kez TEKNOFEST'te yerini aldı. TEKNOFEST'21'in dünyadan ve Türkiye'den toplumun her kesiminden ilgi görmesi milli teknoloji hamlesine olan inancı artırdı. Bu yıl da bazı küçük kesimlerce, ilk yıl ağırlık olarak savunma odaklı teknoloji yarışmalarına ev sahipliği yapmasından dolayı, "savunma festivali" gibi adlandırmalar ile olumsuz algı çalışmaları yapıldı. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in ifade ettiği gibi milli teknoloji hamlesi için yola çıkılmış hiçbir hareket politize edilmemeli, mili bir hareket olarak her kesimce kucaklanmalıdır. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın ifade ettiği gibi milli teknoloji hamlesi başarıya ulaştığında Türkiye kritik teknolojilerin pazarı değil, üretim üssü olacaktır.
Türkiye'nin Teknoloji Yüzü: TEKNOFEST
TEKNOFEST rüzgârı diğer ülkeleri de içine alıyor. Bu yıl TEKNOFEST'e Azerbaycan'dan önceki yıllardan daha fazla katılım olurken 2022'de Azerbaycan'da da TEKNOFEST düzenlenecek. Endonezya ve Ukrayna'nın da ülkelerinde TEKNOFEST düzenlenmesine yönelik talepleri mevcut. Türkiye ile Azerbaycan'ın halk düzeyindeki yüksek birliktelik, bağlılık duygusu, Azerbaycan'da yapılması planlanan festival ile daha stratejik ilişkilerin tesis edilmesine katkı sağlayacak. Ukrayna gibi üst seviye ikili ilişkilerin olduğu ülkelere taşınacak TEKNOFEST gibi markalar ile bağlar güçlenecektir. Endonezya ve Pakistan gibi dost ve müttefik ülkeler ile ilişkileri daha da derinleştirmek için festival önemli bir adım olacaktır.
TEKNOFEST, milli teknoloji hamlesinin toplumun her kesiminde farkındalık haline gelmesine yönelik hedefi ile tüm ülkelerin sahip olmak istediği bir değerdir. Türkiye'nin yüksek teknoloji çözümlerinin yanı sıra bu amaca yönelik festival ve etkinliklerini dost ve müttefik ülkelere taşıması bölgesel ve küresel etkinliği arttıracaktır. Akademik çalışmalar yapan kurumların da dâhil olduğu paydaşlarla düzenlenen TEKNOFEST yurt dışına taşındığında akademik iş birlikleri genişleyecek. Bu bağlamda Türk ve Azerbaycan üniversiteleri, savunma araştırma ve geliştirme kurumları ikili ilişkilerini derinleştirme fırsatları yakalayacak. Türk savunma sanayiinde ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağı temininde yurtdışı açılımı ile çeşitlendirme sağlanabilecek. TEKNOFEST gibi teknoloji geliştirilmesini ve üretilmesini destekleyen markaları ile Türkiye cazibe merkezi olacaktır. Teknoloji hamlesi kapsamında yurtdışından ülkemize gelerek faaliyet göstermek isteyen girişimcilerin sayısında artış yaşanacak. Bu bağlamda teknoloji geliştiren ve üreten Türkiye'nin patent, bilimsel makale vd. faaliyetlerde adından daha çok bahsettirmesi beklenmektedir.
Güçlü Savunma Ekosistemi ile Oyun Kurucu: Türkiye
Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından tehdit ve risk teşkil eden unsurlara yönelik Suriye, Irak, Libya ve Dağlık Karabağ'da varlık göstermesi zaten örtülü olarak devam eden ambargoların alenen yapılır hale gelmesinde "bahane" oldu. Ambargo uygulamalarına "millileştirme ve yerlileştirme" politikasında ivme artırılarak karşılık verildi. Firmalarımız, ambargolar karşısında millileştirme ve yerlileştirme faaliyetleri ile çözümler geliştirirken muharebe sahasında edinilen tecrübe ile ihtiyaca yönelik konsept mimarisi geliştirme kabiliyetine ulaştılar. Bu süreçte dışa bağımlılık azalırken ihracatta artış gerçekleşti. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre 2021 yılının ilk sekiz ayında sektörün ihracatı, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 49,8 artış göstererek, 1 milyar 857 milyon 123 bin dolar olarak gerçekleşirken yılsonunda tüm zamanların rekorunun kırılması hedefleniyor.
Türk savunma sanayiinin geliştirdiği ve ürettiği sistemler farklı muharebe sahalarında kendini ispat ediyor. Askeri Olaylarda Devrim (RMA) hipotezini destekler nitelikte Türk savunma sanayiinin sunduğu teknolojik üstünlüğü, İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'nda, Azerbaycan doğru ve yerinde uygulayarak oyun değiştiren konumuna geldi. Yirminci yüzyıl başından beri Azerbaycan toprakları üzerinde uyguladıkları sistematik politikalarını; 1992 yılında Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'nda soykırımlar yaparak, Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20'sini işgali ederek devam ettirme niyetinde olan Ermeniler büyük bir hezimet yaşadı. Azerbaycan ordusu, Bayraktar TB2 ve birlikte operasyon icra ettiği sistemler ile Ermenistan'ı 44 günün sonunda mağlup ederek masaya oturttu. Suriye'deki terör hedeflerine yönelik harekâtlarda, Libya'da darbeci Hafter güçlerinin karşısında kendini ispatlayan Türk savunma sanayii ürünleri İkinci Dağlık Karabağ Savaşı ile konvansiyonel harpteki oyun değiştiren rolünü tüm dünyaya tekrar gösterdi.
Güçlü Türk savunma sanayii ekosistemi ile Türkiye, yalnızca teknoloji geliştiren, üreten ve ihraç eden değil dost ve müttefiklerini "oyun değiştiren" konumuna getirecek "oyun kurucu" bir aktör algısını uluslararası sistemde oluşturmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti günün gereksinimlerine paralel olarak "sahada" doğru değerlendirme, politika üretme ve uygulama stratejileri yürüterek, ulusal çıkarlarını koruyup gözetmektedir. Bu kapsamda fiili ve meşru eylemlerle bölge dengelerini koruyucu hamlelerde bulunabilen ülke haline gelmiştir. Sonuç olarak muharebe sahasının geçirmekte olduğu dönüşüm; karşıt unsurların simetrik ve asimetrik hamleleri dikkate alındığında, Türkiye tüm güncel savaş taktiklerine karşı gerekli tecrübe, donanım ve stratejiye sahip hamleler içerisinde süreci yönetmektedir.