Torino şehri beş yıl önce bir yaz günü onun Juventus'un yeni teknik direktörü olduğu manşetleriyle uyandığında taraftarlar çılgına dönmüştü. Juventus her zaman büyük hocalarla çalışırdı, onu takımın başına getiren Agnelli Ailesi, Torino sokaklarındaki taraftarlara sorulduğunda akıl tutulması yaşıyordu. Massimiliano Allegri'nin üç şampiyonluk kazanan Conte'den sonra işi zordu. Daha ilk günden istenmeyen adam ilan edilen teknik direktörün ne kadar kredisi olabilirdi ki? Livorno'da liman işçisi bir babanın ve hemşire bir annenin oğluydu. Dokuz yaşında futbola başladı ve elbette yolu Livorno'dan geçti. Futbolculuk kariyeri de teknik adamlık kariyeri gibi tırnaklarıyla kazıdığı bir yoldu ama İtalya'nın bir numaralı ligi Serie A'da genç kuşakların adını hatırlayacağı bir oyuncu hiçbir zaman olamadı. Pisa, Cagliari ve Perugia ile Serie A'nın havasını alan Allegri'nin lakabı her zaman zayıf bir futbolcu olduğundan dolayı "Hamsi" (Acciuga)ydi.
DÜĞÜNE İKİ GÜN KALA KAÇAN GENÇ
32 yaşına geldiğinde "Bir gün idmanda futbol sahasını uçak pisti kadar uzun gördüm ve bırakmaya karar verdim" dedi. İtalyan medyasına 90'larda bıraktığı magazin manşeti ise düğüne iki gün kala nişanlısını bırakıp kaçan kafası karışık genç futbolcu haberiydi. Teknik adam olmaya karar verdiğinde uzun bir yolculuğa çıkacağının farkındaydı. Çizme'nin dördüncü liginden yola koyuldu. Sassuolo'yu tarihinde ilk kez ikinci lige çıkartan adam olduğunda artık Serie A kapısı ona açılmıştı. 11 yıl önce Cagliari ile Serie A vitrinine çıkan bir hocanın geride kalan bu zaman diliminde Milan ve Juventus ile başardıklarına bakınca bir futbol dahisiyle karşı karşıya olduğumuzu kabul etmemiz lazım. Milan'a geldiğinde Berlusconi'nin takımı yedi yıldır şampiyonluk hasreti çekiyordu ve Allegri bu hasreti sona erdirdiğinde Mancini ile birlikte 45 yaş altında şampiyonluk kazanan teknik adam olarak lig tarihine adını yazdırdı. Hayat işte, Milan'da oynattığı pozisyondan memnun olmayan İtalyan futbolunun bir numaralı maestrosu Pirlo Juventus'a gitmişti. "Allegri'nin Juve'ye hediyesi" diyenler onun bir zaman sonra "Yaşlı Kadın" lakaplı Juventus'un başına geçeceğini elbette bilmiyorlardı. Milan'dan kovulmasına neden olan takım ise bizzat kendisinin Serie A yolunu açtığı Sassuolo'ydu...
SONUNA KADAR!
Massimiliano Allegri, Conte'den devraldığı koltukta sancağı hiç düşürmedi. Serie A'da arka arkaya gelen şampiyonluklara bir yenisi bu sezon sonunda eklenecek. Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı iki finalde iki İspanyol devi Barcelona ve Real Madrid'e kaybeden Allegri, bu sezon Ronaldo transferiyle hayalindeki kupaya favorilerden biri olarak başlamıştı. Atletico Madrid gibi Avrupa'nın en iyi defans yapan takımına ilk maçı 2-0 kaybettikten sonra Allegri, altı yıl önce yaşadığı kabusun bir benzerini yaşadı. Sosyal medya hesaplarına hücum eden Juventus taraftarları, Allegri'yi linç ediyorlardı. Küfürler, hakaretler, istifa et diyenler... Bütün sosyal medya hesaplarını kapatırken La Gazzetta dello Sport'a "Sosyal medya ruh hastalarının toplanma merkezi. Bütün kötülükler, psikolojik bozukluklar oradan topluma yayılıyor" diye de serzenişte bulundu. Fazla vakti yoktu. Geride bir 90 dakika ve yemeden en az 3 gol atılması gereken bir Atletico Madrid... Avrupa'da en iyi beş teknik adam denildiğinde onun adını anan azınlıkta da olsa Allegri'nin yüksek taktik zekası o gece Juventus Arena'da Atletico Madrid'i paramparça etti. Manşetlerde elbette hat-trick yapan Ronaldo vardı ertesi gün ama İtalyan spor medyası, "Hamsi"nin hakkını verdi. Evine yolladığı Atletico Madrid'in stadı onun hayaline sahne olacak mı bakalım? Şampiyonlar Ligi finali 1 Haziran akşamı Madrid'de Wanda Metropolitano'da ve Juventus'un sloganı: Sonuna Kadar (Fino alla fine)...