Londra'da yine Chelsea, Arsenal ve Tottenham'ın gölgesinde bir transfer dönemi geçiriyorlardı. 2006 yazıydı ve West Ham taraftarları bir sabah Arjantinli iki star adayının takımlarına transfer olduğunu öğrendiklerinde bunu sabah mahmurluğuna verdiler. Haber doğruydu, Carlos Tevez ve Javier Mascherano artık West Ham forması giyecekti. 'Apaçi' Tevez'i bir kenara bırakalım bu pazar gününün aktörü Mascherano için filmi biraz geri saralım...
Rus oligarkların Chelsea ile başlayan futbol aşkı daha flört dönemindeyken transfer piyasası gizemli bir adamla tanıştı. 33 yaşındaki Kia Joorabchian, 60 milyon dolar borcu olan Corinthians kulübünü kurtaracağını ve yıldızlar transfer edeceğini söyleyip manşetlere çıktığında Brezilya medyası "Kim bu adam?" diye Joorabchian'ın peşine düştü.
Dört yaşında ailesiyle İran'dan Kanada'ya göç eden, İngiliz vatandaşlığı ve Rusya'da yatırımları olan Joorabchian daha 33 yaşındaydı. 1999'da Roman Abramoviç ve Boris Berezovsky ile Rusya'nın saygın gazetelerinden Kommersant'a talip olduklarında Moskova'da gazeteler, Kia Joorabchian'ın arkasındaki sermayenin 'büyük ağabey' Boris Berezovsky'ye ait olduğunu yazmıştı.
Londra'da kolej yıllarında sıkı bir Arsenal taraftarı olan menajer ve yatırımcı Joorabchian'ın Corinthians'a transfer ettiği Tevez ve Mascherano bir gecede West Ham'lı oldu. Mascherano daha A takıma çıkmadan dönemin milli takım teknik direktörü 'Deli' Bielsa onu A Milli Takım'a çağırınca Arjantin medyası ayağa kalktı.
Bielsa, genç yetenekleri keşfetmeyi severdi. Mascherano, üç Dünya Kupası oynadı, dördüncüyü Rusya'da oynayacak ve milli takımı bırakacak. Arjantinli oyuncunun Londra günlerindeki kariyerini belirleyen adam ise İspanyol hoca Rafael Benitez oldu. Onu Liverpool orta sahasına monte etmek isteyen Benitez, Mascherano'yu ikna etmeyi başardı. Milan, Inter ve Juventus onun peşindeydi. Kazanan Liverpool oldu.
GUARDIOLA GÖZÜNÜ DİKTİ
Üç sezon giydiği kırmızı forma altında orta saha merkezinde dünyanın en iyilerinden biri olmayı başaran Mascherano'ya gözünü diken teknik adam bu sefer Guardiola idi. Inter'e giden Rafael Benitez'in "Milano'ya gel, yine beraber çalışalım" teklifine bu kez "Hayır" dedi, çünkü artık Camp Nou çimlerine çıkacaktı ve Messi ile oynayacaktı.
1.74 boyunda bir oyuncunu defansın göbeğinde oynamasını beklemek ilk başta Barcelona için çılgınlıktı ama Pep Guardiola, Mascherano'yu ikna etti. Orta sahada Busquets'in yeri garantiydi, Puyol'un uzun sürecek sakatlığında, Mascherano'nun yetenekli ayakları yüzünden Guardiola, onu stoper yaptı. Sonra gelsin kupalar...
Yedi yılda 200'ün üzerinde maça çıkan Mascherano, Barcelona soyunma odasında Küçük Şef olarak anılırdı. Bir de takım içinde gol atamadığı için takım arkadaşlarının sürekli takıldığı adam... Daha önce de kazanılan bir penaltıyı atabilirdi ama yedi yıl bekledi ve geçen nisan ayında Barça formasıyla ilk golünü Osasuna ağlarına yolladı. Bu gol, Barcelona'da yedi yılda 17 kupa kazanan Mascherano'nun muhtemelen ilk ve son golü olacak çünkü Arjantinli, devre arasında takımdan ayrılacağını söyledi.
Barça'nın ondan tek ricası var, yerine bir transfer yapana kadar başka bir kulübe imza atmaması. 14 yıl önce bir hazırlık kampında okuduğum La Gazzetta dello Sport gazetesine bakıp, parmağıyla sayfadaki Mascherano'yu işaret eden ve "Çok büyük futbolcu olacak bu" diyen Hagi'ye selam olsun.
Küçük Şef'in Camp Nou'daki büyük ve ışıltılı kariyeri artık daha küçük ve loş bir sahnede sürecek.