Ne yapsalar efsane olmuş babalarının soyadları altında ezilen çocuklar vardır sanat dünyasında. Anthony Delon'un, Jean Paul Belmondo'nun oğlu olmak reşit olana kadar güzeldir ya sonra? Büyük futbolcuların oğulları da aynı baskıyla topa vururlar, olacağı varsa olur da fazlası olmazsa o soyadının baskısı yüzündendir. Bir de yetenekleriyle yeni Pele, Maradona, Zidane diye takdim edilenler vardır futbol dünyasında. Ne çok genç telef oldu gitti kariyerinin başında. Maradona olmaya çalışırken kendi olamayanlar, Pele gibi çalım atmaya çalışırken hayatın çalımını yiyenler, etnik kökeninden dolayı Cezayir empatisini Fransa'da tavan yaptıran Zidane'ın veliahtı diye vitrine çıkartılanlar... Onlardan biri de Samir Nasri. Spor sayfalarında çok uzun zamandır adını Beşiktaş ile aynı cümlelerde görüyorsunuz. O, Zidane olamayanlar arasında en olanı aslında. Zidane gibi Marsilya'da doğan ama onun gibi İtalya'nın yolunu tutmak yerine en popüler lig olan İngiltere Premier Lig'e ihraç edilen genç yetenek.
MİLLİ TAKIMA ALINMADI
Arsenal'e gidenin sakatlığı bol olur, Nasri de havasından mı suyundan mıdır Londra kulübünde bol bol sakatlandı. Zidane olmak için boydan kaybettiğini söyleyenler kısmen haklıdır. Paranın oluk oluk aktığı Manchester City'e geldiğinde daha 24 yaşındaydı. 10 yıl önce Zidane, Berlin'de Materazzi'ye kafa atıp soyunma odasına gidiyordu, 10 yıl sonra da Nasri, milli takıma alınmayınca duvara... Nasri, Zidane olmaya en çok yaklaşanıydı peki ya diğerleri... Camel Meriem, Zidane gibi Cezayir göçmeni bir ailenin çocuğuydu. Zidane, Juventus formasıyla döktürürken Sochaux'da yetişti, Bordeaux'da parladı. 2004 yılında Marsilya'daki performasıyla "Tamamdır" dedirtti. Yeni Zidane'ı bulmuştu Fransızlar ama rüya sadece altı maç sürdü. Monaco, Aris, Arles- Avignon, Nice, Apollon Limassol derken yokuş aşağı koşan Meriem 36 yaşına geldi. O da Zidane'dan 10 cm. kısaydı ama o boydan çok yetenekten kaybetti.
BAŞKASI OLMA KENDİN OL
Mourad Meghni yeni Zidane olabilmek için kütükten şanslıydı. Cezayirli baba, Portekizli annenin çocuğu, Fransızların futbol akademisi Clairfontaine'de yetişti. Çocuk yaşta İtalya'ya gitmek bugünden bakılınca en büyük hatası oldu. Bologna, Lazio derken Meriem adını kendi taraftarı dışında kimsenin hatırlamadığı kulüplerin oyun kurucusu oldu. 32'sine geldi bir yeni Zidane hikayesi daha hüsranla bitti. Yoann Gourcuff, Zidane olabilme ihtimali olanlar arasında Cezayir kökenli olmayan tek isimdi. Fransız bir teknik direktörün oğlu, daha 20 yaşında Milan formasıyla San Siro'ya çıktı ama olmadı İtalya'da. Sonra Zidane gibi Bordeaux formasıyla döktürmeye başladı. Zidane'nın partneri Dugarry varsa onun da partneri Chamakh vardı ama nereye kadar? O. Lyon ona inandı, böyle bir yetenek 25 yaşında yok olup gidecek değildi ya hem zaten onlar da yeni Juninho'larını arıyorlardı. Gourcuff, Gourcuff olamadı ki yeni Zidane olsun.
BOYDAN KAYBETTİ
Futbolcu baba Christian, basketbolcu anne, iyi bir yüzücü olan ağabeyinden çok daha fazla tanındı ama genç yaşındaki Milan tecrübesi dışında ne İngiltere ne de İspanya'dan bir kulüp Yoann Gourcuff'un kapısını çaldı. Zidane olamayanlar listesinin son sırasında en genç isim var: Marvin Martin. Laurent Blanc'ın onu milli takıma çağırdığı ilk maçta attığı iki gol Fransız medyasına 'Yeni Zidane' manşetleri attırdı. Gomis, Zidane gibi milli formayı giydiği ilk maçta iki gol birden atan isim olmuştu ama o da galiba boydan kaybetti! 2008'den 2012'ye kadar düşük bütçeli Sochaux'nun büyük futbolcusu olarak kaldı Marvin Martin. Lille onun için bir çıkış noktası olabilirdi ama olmadı. 28 yaşındaki Marvin, Zidane olabilir listesine girip çıkan Hatem Ben Harfa ile birlikte büyümüştü Paris'in 14. bölgesinde doğan çocuk yakındaki Parc de Princes Stadı'nda PSG kale arkası tribününde futbolcu olmayı hayal etti, oldu da ama yeni Zidane olamadı işte...