Covid-19 salgını vesilesiyle içinde bulunduğumuz dönemin tüm teknolojik gelişmelerine hakim olmak durumundayız. Yani ne yaparsak yapalım ağa bağlanıp iletişim kurmak, eğitim almak veya alışveriş yapmak zorunda kaldık. Telekom operatörleri için ağa bağlanan cihaz ve insan sayısında en hızlı artışlardan biri yaşandı. Daha önce hiçbir olay dijital dönüşüm konusunda bu kadar zorlayıcı ve etkili olmamıştı. Telekom şirketlerinin raporları hep aynı şeyin altını çiziyor: görüntülü görüşme ile iş toplantıları, eğitim hizmetleri, sağlık hizmetlerinde patlama yaşandı.
5G ABONESİ ARTACAK
Ericsson Mobilite Raporu, Covid-19 sonucu ağların toplum açısından ne derece önemli olduğunu gösteriyor. Ericsson, küresel 5G abone sayısının 2020 sonunda 190 milyon, 2025 sonunda ise 2.8 milyarın üzerinde olmasını bekliyor. Ericsson Mobilite Raporu'nun 2020 haziran ayında yayınlanan sürümünde bu tahminlerin yanı sıra veri trafiğindeki artışlar ve bölgesel aboneliklerle ilgili diğer projeksiyonlar da yer alıyor. Raporda ayrıca, Covid-19 salgını sırasında hayatın devam etmesi ve ailelerin birbirleriyle bağlantıda kalmasında ağların ve dijital altyapının taşıdığı önem detaylı bir şekilde inceleniyor. Bazı pazarlarda Covid-19 salgını nedeniyle 5G aboneliklerinde büyüme yavaşlasa da, abonelik sayısının arttığı pazarlar daha ağır basarak Ericsson'un 5G abonelikleri ile ilgili 2020 tahminlerini artırmaya teşvik ediyor. Öte yandan sabit kablosuz erişim (FWA) bağlantılarının 160 milyona yaklaşması ve 2025 yılı sonuna kadar küresel mobil ağ veri trafiğinin yüzde 25'ini oluşturması bekleniyor. Sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle meydana gelen davranış değişiklikleri hem sabit hem de mobil ağların kullanımında ölçülebilir değişikliklere neden oldu. Trafik artışının en büyük payı, yüzde 20-100 oranında büyüme gösteren yerleşim alanlarındaki sabit ağlar tarafından karşılandı. Evlerinden çıkamayan insanların masaüstü bilgisayarlarını yenileyerek evde eğlenceye daha çok ödeme yaptığını gördük. Ayrıca birçok servis sağlayıcı, mobil ağlarında büyük bir talep artışı olduğu da belirtiliyor.
UYUM SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ
Keza Ericsson Consumer Lab tarafından 11 ülkede gerçekleştirilen bir başka çalışmada, katılımcıların yüzde 83'ü tecrit önlemleriyle başa çıkmada en büyük yardımcılarının bilişim teknolojileri olduğunu ifade ediyor. Çalışmanın sonuçları, tüketicilerin yeni gerçeklere uyum sağlamasına yardımcı olan e-öğrenim ve sağlık uygulamaları gibi BT hizmetlerinin daha çok benimsendiğini ve kullanıldığını gösteriyor. İleriye dönük bakıldığında, katılımcıların yüzde 57'si finansal güvenlik için tasarruf yoluna gideceğini, üçte biri ise potansiyel bir ikinci Covid-19 dalgasına daha iyi hazırlanmak için 5G'ye ve evde daha iyi bir bant genişliğine yatırım yapmayı planladığını söylüyor.
SABİT KABLOSUZ BAĞLANTI ARTTI
Sabit kablosuz erişim bağlantılarının 2025 sonunda yaklaşık 160 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Bu sayı, küresel mobil ağ veri trafiğinin yaklaşık yüzde 25'ini oluşturuyor. 2019 yılının sonunda, sabit kablosuz erişim veri trafiğinin, küresel veri trafiğinin yüzde 15'ini oluşturduğu tahmin ediliyor. 2025 yılında yaklaşık sekiz kat büyüyerek 53 exabayta ulaşması ve küresel toplam mobil ağ veri trafiğinin yüzde 25'ini temsil etmesi bekleniyor. Türkiye'nin ana omurgasını taşıyan Türk Telekom'un da açıklamaları pandemi döneminde benzer bir değişimin ülkemizde de yaşanacağını gösteriyor.
KABLOSUZ ERİŞİME İSTEK ARTACAK
4G veya 5G üzerinden sunulan sabit kablosuz erişim, geniş bant hizmetleri sunmada giderek daha düşük maliyetli bir alternatif haline geliyor. Ayrıca devlet destekli programlar ve sübvansiyonlarla birlikte dijital servisler için tüketiciler ve işletmelerden gelen talepler gibi çeşitli unsurlar da sabit kablosuz erişime olan talebi artırıyor. Rapor, aynı zamanda veri trafiği büyümesi, bölgesel abonelikler ve bulut tabanlı oyunlara ilişkin öngörülerin yanı sıra özel ağlar ve kablosuz ürün ve hizmetler sunan Verizon şirketinin büyükşehir bölgeleri için geliştirdiği milimetre dalga stratejisi ile ilgili tahminleri de içeriyor. Ericsson'un iletişim servis sağlayıcıları ile şu anda 40'ı halihazırda kullanımda olan 93 5G anlaşması veya sözleşmesi bulunuyor.
GENETİK ŞİRKETLERİ YAPAY ZEKA İLE VİRÜS AVINA ÇIKTI
Covid-19'a karşı savaşta hastalığın doğru tespiti en öncelikli konulardan biri. Türkiye'den çıkan genetik teknoloji şirketi Genomize'nin TÜSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) test merkezlerinin doktorlarıyla birlikte geliştirdiği yapay zeka temelli Covid-19 tespit yazılımı Sağlık Bakanlığı tarafından kullanılmaya başlandı. Yazılım sayesinde hastalığın tespiti hatasız, daha az iş gücüyle ve daha kısa zamanda yapılabilecek. Sağlık Bakanlığı'na bağlı Covid-19 testlerinin önemli bir kısmından sorumlu olan TÜSEB tarafından kullanılmak üzere geliştirilen Covid-19 yazılımı, günlük 40 bin test yapıldığı düşünüldüğünde sağlık personeline aylık yaklaşık 6 bin saat iş saati tasarrufu sağlayacak.
ÜCRETSİZ YAZILIM SUNULACAK
2014 yılı Mayıs ayında moleküler biyolog ve biyoenformatik alanında doktora sahibi Erşen Kavak tarafından kurulan Genomize, Türkiye'nin kendi genetik dokusunu göz önünde bulundurarak genom analizi yapabilmesini sağlayan yazılım ve servisler tasarlıyor. Genomize'nin kurucusu moleküler biyolog Erşen Kavak, Türkiye'deki sağlık profesyonellerine destek olmak amacıyla ücretsiz olarak geliştirdikleri yazılımı tüm dünya ülkelerinin kullanımına açtıklarını söylüyor. Covid-19 virüsüne yakalanan hastaların erken teşhis ve tedavisine destek olmak amacıyla üretilen ve başta Türkiye olmak üzere tüm dünyanın kullanımına ücretsiz olarak sunulan bu yazılıma Covid-19 testi yapan tüm hastaneler 'covid19.genomize.com' adresinden ulaşabiliyor.
3 FARKLI ÜLKEDE KULLANILIYOR
İnovasyon, yerelleştirme, kalite ve müşteri odaklı iş geliştirmeyi ana prensipleri olarak benimseyen Genomize, Türkiye'nin önde gelen hastane, laboratuvar ve genetik tanı merkezleri tarafından tercih edilen bir iş ortağı. Genomize'nin yurtdışında da tescillenmiş akademik ve bilimsel birikimi sayesinde yarattığı ve Türkiye ve Ortadoğu'da başka bir örneği olmayan SEQ Platformu sayesinde ülkemizde 25 farklı merkezde 85 binden fazla hastaya tanı konuldu. Bunun yanı sıra, SEQ platformu yurt dışında 3 farklı ülkede de kullanılıyor.
COVİD-19'A KARŞI 'IŞIN KILICI' ÇEKİLDİ
Hayatımızı altüst eden Covid-19'a karşı küresel savaşta dört koldan mücadele ediliyor. Yapılan mücadelede aydınlatma teknolojileri de kullanılıyor. Bu doğrultuda aydınlatma teknolojileri konusunda uzmanlaşan Signify, ABD'de bulunan Boston Üniversitesi'ndeki Ulusal Yeni Görülen Bulaşıcı Hastalıklar Laboratuvarları'yla (NEIDL) birlikte Signify'ın UV-C ışık kaynaklarının Covid- 19'a neden olan SARS-CoV-2 virüsünü etkisiz hale getirmedeki etkinliğini doğrulayan araştırmalara imza attı. Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Doçenti Dr. Anthony Griffiths ve ekibi, SARS CoV-2 salgının başlangıcından bu yana bu alandaki bilimsel gelişmeleri desteklemek için yeni araçlar üzerine çalışıyor. Araştırmaları sırasında aşılanmış materyalleri bir Signify ışık kaynağından gelen farklı dozlardaki UV-C radyasyonuna maruz bırakan ekip, bu uygulamanın çeşitli koşullar altındaki inaktivasyon kapasitesini değerlendirdi. 5mJ/cm karelik bir doz uygulayan ekip, altı saniye içerisinde SARS CoV-2 virüslerinde yüzde 99 oranına bir azalma kaydetti. Bu veriler ışığında, 22mJ/cm karelik bir dozun 25 saniye içerisinde virüsü yüzde 99.9999 oranında azaltabileceği tespit edildi. Konuyla ilgili konuşan Dr. Anthony Griffiths, "Test sonuçlarımız, belirli bir dozun üzerindeki UV-C radyasyonunun virüsleri tamamen inaktive ettiğini gösteriyor; radyasyon uyguladıktan saniyeler sonra herhangi bir virüs tespit edemedik. Gerçekten heyecan verici olan bu bulguların, Covid-19'un yayılmasını sınırlandırmaya yardımcı olabilecek ürünlerin geliştirilmesine hız kazandırmasını umuyoruz" diyor. Signify'ın CEO'su Eric Rondolat ise "Koronavirüsle mücadelede Boston Üniversitesi'yle olumlu sonuçlar aldığımız bu işbirliğini gerçekleştirmiş olmaktan çok memnunum. Boston Üniversitesi, virüssüz ortamlar sağlamanın yollarını arayan şirketler ve kurumların önleyici bir tedbir olarak kullanabilecekleri ışık kaynaklarımızın etkililiğini doğruladı. Bu teknolojinin koronavirüsle mücadeleye yardımcı olma potansiyeli göz önüne alındığında, Signify UV-C aydınlatma teknolojisini sadece kendi kullanımı için değerlendirmeyecek ve diğer aydınlatma şirketlerinin de kullanımına sunacak" diyerek çalışmaların önemine vurgu yapıyor.