Akıllı telefonlarda kamerayı 2000'li yılların başında kullanmaya başladık. Ben ilk kez Nokia 7510 ile deneyimlediğim kameranın 16 yıllık yolculuğuna tanık oldum. O günden bu yana telefon kameraları büyük hızla değişmeye devam etti. Yaklaşık beş yıl önce SABAH gazetesi spor sayfalarında bir spor muhabirinin profesyonel kamerası ile Wi-Fi üzerinden telefona bağlanan akıllı mercekleri kullanarak karşılaştırma yapmıştık. Sonuçta 10 kiloluk çantayı taşıyan foto muhabirlerinin kalitesi tartışılmaz şekilde iyiydi. Ancak paylaşım yetenekleri açısından telefonla yarışmaları imkansızdı. Şimdi akıllı telefonlarda geniş açı, yakınlaştırma ve normal görüntü almak üzere 3 mercekli kameralar bile kullanılıyor. Artık profesyonel kameraların bağlantı seçenekleri de neredeyse telefonlara benziyor. Yani her ikisi de birbirine benzemeye başladı.
KAMERA TERCİH SEBEBİ
Telefon seçiminde kamera kalitesi öne çıkınca telefon üreticileri yeni ürün tanıtımlarının önemli bölümünde geliştirdikleri yeni sensörler, görüntü işleme teknolojisi ve merceklerden söz etmeye başladı. Kameralarda sadece donanım olarak değil, yazılım olarak da değişim yaşanmasına sebep oldu. Daha iyi sensörler ve daha akıllı görüntü işleme sayesinde akıllı telefon kameraları son birkaç yılda önemli ölçüde iyileşti. Çoklu merceklerden oluşan yeni nesil kamera devrimi, akıllı telefon fotoğrafçılığıyla bugüne dek bilinmeyen daha iyi yakınlaşma ve alan derinliği efektleri de yaratılmasını sağladı. Neredeyse herkes Instagram'da fotoğraf üstadı tavrında beğeni bekler hale geldi. Yani işin aslı; kamera ve yazılım çalıştı el öğünür oldu.
HER ZAMAN HAZIR
Akıllı telefonda ekran ve kamera rekabeti bitmiyor. Yine de, harika bir kameraya sahip olmak telefon üreticileri için savaşın bir parçası. Kameralar her zaman iş yapmaya hazır bir şekilde bekliyor. Hatta kısa yol tuşuyla şifreyi girmeden hızlı açma olanağı bile var. Yani zaman kaybetmeden hızlı fotoğraf veya video için hazır hale geliyorsunuz. Android ya da Apple iOS her telefonun akıllı telefon kamerasının yeteneklerini artırmak için farklı yöntemleri var. Akıllı telefon fotoğrafçılığı için söyleyeceğimiz ilk şey mutlaka telefonun tüm yeteneklerine bir günde sahip olmayı beklemeyin. Deneyimledikçe keşfetmek mümkün hale geliyor. Örneğin HDR adını verdiğimiz özellik fotoğraflarda en iyi kareyi seçmemizi de sağlıyor. Piyasadaki neredeyse her telefon, daha iyi bir görüntü oluşturmak için birden fazla pozlamayı birleştiren bir HDR moduna sahip. Bu yaklaşımı alırken, gölgelerdeki ve sahnenin parlak kısımlarında daha fazla ayrıntı elde edersiniz. Bazı telefonlar otomatik HDR'yi etkinleştirirken, diğerleri kamera uygulamasında bir yerde önceden ayarlanmayı bekliyor.
1- HAREKETLİ OBJELERE HAZIR MISINIZ?
Çocuğunuz, evcil hayvanlar, spor yaparken çekilen fotoğraflar hareket halinde iyi bir performans gerektiriyor. Eğer düşük ışıkta bu hareketli görüntüyü çekmek istiyorsanız, işiniz biraz daha zor olacak. Bunun için özel gece modu çekimleri denenebilir. Hareketli nesneleri çekerken telefonun fazla titrememesine dikkat edin. Bunun için telefonu en doğru pozisyonda tutmaya çalışın. Ciddi bir patlama anı kontrolü gerektiren çekimler harika sonuçlar da getirebiliyor.
2- HER YERE YAPAY ZEKA BULAŞIYOR
HDR modları, yıllar içinde daha çok hız kazandı. Yapay zeka (AI) teknolojisi kullanan kameraların gelişiyle, HDR ve bazı telefonlarda standart bir fotoğraf çekme arasındaki farkı her zaman göremez hale geldik. Ancak, pek çok ekonomik telefon, bulanık görüntü istemediğiniz sürece, bir an için sizin işinizi görecektir. Yine de harikalar yaratmasını beklemeyin. Sonuçta yeni teknolojileri kullanmanın bedelini tüketiciler ödemeye devam ediyor.
3- YÜZÜNÜZÜ KARANLIKTA GÖKYÜZÜNE ÇEVİRİN
Uzun pozlama çekimleri, gece gökyüzünün hareketi gibi karanlıkta sizi zorlayan detayları yakalayarak çekim yapmak gerçekten güzel sonuçlar verebilir. Bu genellikle, kamera deklanşörünün bir süre açık kalmasını gerektiriyor. Bu kaçınılmaz olarak yüzde 100 değilse bile büyük olasılık bulanıklığa neden olacak. Huawei P20 Pro gibi bazı telefonlar, dört saniyelik uzun pozlama süreleri almanızı sağlamak için yapay zeka (AI) kullanarak sabitlemeyi sağlıyor. Peki yapay zeka yoksa gece karanlığında uzun pozlamayı nasıl yaparsınız? Geri kalanımız için en iyi çözümlerden biri, mükemmel şekilde dengelenmiş uzun pozlama görüntüleri elde etmenizi sağlayan bir mobil tripod satın almak olabilir. Üstelik internette yaklaşık 15 dolar değerinde bir tripod bile alınabilir.
4- ÖZÇEKİMLERE DAHA ÇOK YÜZ SIĞIYOR
Akıllı telefonların ön kameralarının Türkiye'de diğer ülkelere göre daha çok kullanıldığını söyleyebiliriz. Ancak ön kameralar arkadakilere göre yeterince yetenekli olmayabiliyor. Hayranı olduğunuz sanatçı ile çekilmiş bulanık fotoğraf, ön kameraya daha çok yatırım yapmanız gerektiğine ilişkin sizi ikna edebilir. Ön kameralarda hızlı çekim yapmak ve geniş açı kullanmak artık sıradan bir durum. Yani daha çok yüzü telefon ekranına sığdırabileceksiniz.
5- SINIRSIZ DEPOLAMA ALANIMIZ VAR
Sınırsız depolama olanağı sunan Google Fotoğraflar, hem Android hem Apple iPhone (iOS) telefonlarda kullanılıyor. Çeşitli fotoğraf düzenleme araçlarına da sahip olduğu için yalnızca bir fotoğraf yedekleme hizmetinden daha fazlasını sağlıyor. Yani fotoğrafın çekildiği konum veya fotoğraftaki insanları tanımlarsanız, doğru kareyi bulmanız kolaylaşıyor. Bununla birlikte, tüm bu ayarlamalar, en iyi akıllı telefon fotoğrafçılığı ipuçlarından biri olan "otomatik" düzeltme seçeneğini kullanmanız işinizi kolaylaştırabilir.
6- ARTIK HER AN DEĞERLİ OLDU
Artık sürekli fotoğraf çekerek dolaşmanız da mümkün. 4K video çekmek, fotoğraf olarak kullanmak istediğiniz çerçeveyi yakalamanızı da sağlıyor. Yani yüksek çözünürlüklü videolardan istediğiniz kareyi yakalayıp kullanabiliyorsunuz. Video ile fotoğrafın birbirine bu kadar yaklaştığı ana şahit oldukça yeni fotoğrafları hep videolardan kırpıp elde etmek kaçınılmaz bir sonuç olacak.
BAĞLANTI SORUNUNA KARŞI 'PRATİK ÇÖZÜM' BULDUM
İnternet bağlantısı konusunda sorun yaşayanlar için sorunu kendi başına çözmelerini sağlayacak pratik bir çözüm var. Türk Telekom internet müşterileri, Pratik Çözüm uygulaması ile artık bağlantı problemlerini dış destek almadan kendileri çözebiliyor. Pratik Çözüm uygulamasıyla müşteriler, modemi uzaktan yeniden başlatabiliyor, Wi-Fi şifresini değiştirebiliyor ve misafire ayrı ağ ve şifre oluşturabiliyor. Böylelikle Türk Telekom, Pratik Çözüm ile yılda 1 milyon TL tasarruf etmeyi hedefliyor. Türk Telekom, Türkiye'deki müşteri deneyimine yenilikçi çözümler getirmeye devam ediyor. Bu kapsamda zenginleştirilen Pratik Çözüm uygulaması, Türk Telekom internet müşterilerinin bağlantı sorunlarını tespit ederek bu sorunların çözülmesi için çağrı merkezleri gibi diğer kanallardan destek almaya gerek olmadan çözümler sunuyor. Pratik Çözüm uygulamasına birçok yeni özellik getirildi. Bu yeniliklerden bir tanesi olan Tek Şifre ile giriş yapabilme özelliği sayesinde Pratik Çözüm, artık daha kişisel bir yapıya ulaşıyor ve daha etkin raporlama imkânı sağlayarak tüketicilere yönelik daha nokta atışı çözümlerin sunulabilmesini sağlıyor. Cihazlarını Wi-Fi'ya ilk defa bağlayacak olan müşteriler için de yeni bir özellik mevcut; Pratik Çözüm uygulamasının Destek Menüsü altında, bulunan çeşitli cihaz tiplerine göre kullanıcıların internete nasıl bağlanabileceğine dair yönlendirme menüleri de sunuluyor. Bu hedef kapsamında Türk Telekom, Evde İnternet Online İşlemler ile entegre bir yapı kurarak müşterilerin uçtan uca dijital deneyimlerini tek bir platformda gerçekleştirmelerinin önünü açacak. Önceden yalnızca Windows bilgisayarlardan ulaşılabilen Pratik Çözüm'ün, önümüzdeki yıl içerisinde Mac bilgisayarlarda da kullanılabilmesi, uygulamaya kendiliğinden arıza kaydı oluşturma özelliğinin eklenmesi ve mobil uygulamasının tüketicilerle buluşturulması planlanıyor.