Bir teknolojik cihazı tutkuyla ilk kez kullanan ve deneyimleyen insan olmak sadece bizim gibi teknoloji yazar ve editörlerinin isteği değil. Bu deneyimi yaşamak isteyen binlerce insan var. Yeni bir iPhone'u deneyimlemek kadar insandan daha becerikli robot, akıllı artırılmış gerçeklik gözlüğü veya insansız hava aracıyla uçmak gibi bir tutkular herkeste var. Yeni çıkan iPhone X'e ilk bizim sahip olmamız konusunda oluşan bir mahalle baskısı bile ortaya çıktı. Piyasaya çıktığı anda benden önce kullandığı için mutlu olan pek çok arkadaşım var.
İLK KEZ DENEYİMLE TUTKUSU
Peki, böyle bir istek ne zaman ortaya çıktı? Nereden çıktı yeni teknolojik cihazlara ilk kez sahip olma tutkusu? İşte bu soruya yanıtı verirken, gelişen teknolojide deneyim kültüründen söz etmek gerekiyor.
Aslında son 15 ile 16 yıl içerisinde cihazların önemli bölümü sıradan bir teknoloji yarışından çok platforma dönüştü. Yani sözün özü, teknolojide dikey yarış sadece mühendisleri ilgilendiriyordu. Önce iTunes müzik tutkusu ile teknolojiyi ortak bir serviste birleştirdi. Sonra internet ve sosyal medyayı dokunmatik ekranlarla buluşturan dokunmatik ekranlı iPhone bizim çalışma şeklimizi değiştirdi.
Öncesinde teknoloji editörleri deneyimden çok, birden fazla cihazda kurulan yazılımı koşturup çıkan sonuçları yan yana yazardık. Sonuçta en iyi performans ve fiyat performansına göre seçim yapardık.
DEĞİŞİM KAÇINILMAZ SONUÇ
iPhone ile köklü bir değişim yaşadık. İlk çıktığında Apple iPhone için söylediklerimiz bugün bile kayıtlı duruyor. Cihazları sadece fonksiyon açısından değerlendiren bakış açısıyla, ilk kuşak iPhone için "SMS bile yönlendiremiyor, MMS gönderemiyor" diyerek, daha deneyimlemeden notumuzu vermişiz. Evet bugün bile aynı bakış açısıyla eleştirenler var. Ancak deneyimledikten sonra daha farklı olduğunu hissediyorsunuz.
İşte bu fark her seferinde bize yeniden deneyimleme tutkusu aşıladı. Şimdi dünyanın her yerinden gelen teknoloji editörleri ve yazarları yeni çıkan iPhone'u ilk kez deneyimleyen gazeteci olmayı önemsiyor. Çünkü ilk kez deneyimleyen izleyici ve trafiği yönlendiren arama motoru Google sizi tercih ediyor. İşte bu tutku yüzünden ilk kez deneyimleme yarışına girdik. Tesla ve Space X'in kurucusu Elon Musk bu tutkumuzu gıdıklamayı en çok başaran insanların başında geliyor.
Bu istek artarak devam ediyor. Şimdi yeni çıkan bir telefonun değil, 4 ayrı tutkunun peşinden koşuyoruz. Ve unutmayın bu tutkuların hepsinin içinde Yapay Zeka yeteneği saklanmış durumda.
ÇEVİRMENİM KULAĞIMA FISILDIYOR
Yaklaşık 3 yıl önce Almanya'nın Münih şehrinde havalimanında beni karşılayn araçla şehir merkezine giderken felaket bir trafiğe düştüm. Aracın sürücüsü Arnavut asıllı bir Alman vatandaşıydı. Yes ve no dışında tek kelime ingilizce bilmiyordu. Trafiğin neden böyle olduğunu anlamak için Google translate üzerinden konuştuk. Hiç fena olmadı.
Otele giderken bu trafiğin sebebini nazi yanlısı grupları protesto etmek için toplanan insanların yarattığını öğrendim. Doğal dil algılama yapay zeka teknolojisini çağrı merkezleri de kullanıyor. Türk Telekom çağrı merkezlerinde benzer bir teknolojiyi kullanmaya çalışıyor. Özellikle görme engelliler için geliştirilen projelerde ses tanıma ve sesli komut özelliğini kullanmaya gayret eden Türk Telekom dışında milyonlarca müşterisi olan bankalar da benzer teknolojilere yatırım yapıyor.
AKILLI ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK GÖZLÜĞÜ VAUNT
İlk kez akıllı bir gözlükle 2012 yılında Google I/O toplantısında tanıştım. Google Glass'ın başarısız olmasının en önemli sebebi her şeyi aynı anda yapmaya çalışmasıydı. Özellikle kameralı başlangıç tam bir hatalar zincirine sebep olmuştu. Kamera hem özel hayata müdahale olarak kabul edildi. Ayrıca pil ömürü ve ısınma problemi Google Glass'ın başarıya ulaşma şansının azalmasına sebep oldu. Apple'ın iPad'i piyasaya ilk sürdüğünde kamerasının olmadığını hatırlatmak isterim. Yani Apple üründe konsantrasyonu bozacak bir deneyim vermeye çalışarak hayal kırıklığı yaşatmamıştı.
Şimdi karşımızda Intel Vaunt var. Vaunt, akıllı artırılmış gerçeklik gözlüğünün çerçevesine yerleştirilen mini projektörden oluşuyor. Gözün retina tabakasına düşürülen görüntü gerçek görüntü ile üst üste biniyor. Ekrandaki görüntü sadece kafa hareketlerinizle değiştirilebiliyor.
UÇUR BENİ DRONE
İnsanoğlunun uçma hayali hiç bitmiyor. Şimdi insansız hava araçları savunma sanayii dışında taşımacılık için de kullanılıyor. Dünyanın en büyük internet perakende devleri Amazon ve Alibaba insansız hava araçlarını lojistik sektöründe uzun süredir test ediyor. Uzun vadeli testler sonucunda şehir içinde olmasa da acil durumlarda ilk yardımda kullanılabiliyor.
İnsansız hava araçlarının insan taşımak için Dubai'de kullanılmaya başlayacağını görmek herkesi heyecanlandırıyor. Ben Çinli üreticinin aracına zor da olsa girmeyi başardım. Uçmasam bile, aracın kokpitine girip görme şansı elde ettim. Uçma deneyiminin daha başka olduğu kesin. Yapılacaklar listesine ekledim.
Sürücüsüz otomobiller konusundaki merakımı ise Volvo ve Mercedes'in yarı otonom araçlarıyla deneyimleme şansı buldum. Volvo XC 90'ın direksiyonunu kontrollü şekilde bıraktığımda virajları nasıl döndüğünü deneyimledim. Yine Mercedes'in E serisi ve S serisi araçlarıyla yarı otonom sürüş ve park etme deneyimini yaşamak heyecan vericiydi. Özellikle elektrikli otomobiller konusunda merak sürekli artıyor.
TAKLA ATAN, KAPI AÇAN ROBOT
Robotlar çok farklı amaçlar için uzun süredir kullanılıyor. Fabrikalarda işlerin hatasız, eksiksiz yapılması için robotlar kullanılıyor. Son 5-6 yıldır kullanıcılar tarafından programlanan robotlar ortaya çıktı. Basit algoritmalar, elektronik devreler robotları belli bir noktaya kadar bize taşıdı.
Ancak şimdi yapay zeka yazılımı ile yapılabileceklerin sınırı neredeyse kalmadı. Çocuğunuzla konuşup eğlendiren, ona temel yetenekleri kazandıran robotlar ortaya çıkıyor. Askeri robotların ise sınırları neredeyse kalmadı. İnsansız araçlar en önemli çözümler haline geldi. Şimdi ise en çok konuşulan Boston Dynamics'in robotları. Robotlar takla atsa da dengede kalmayı başarıyor. Beyefendi robot arkadaşına kapıyı açıyor. Zaman zaman kuyruğundan çeken insana rağmen inatla kapıyı açmayı başarıyor.